Hem Azerbaycan’da hem de yaşamının bir bölümünü geçirdiği Türkiye’de derin izler bırakan Ahmet Ağaoğlu, 1869’da Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinin Şuşa kentinde doğdu.
Ağaoğlu, Karabağ’ın sembol şehri Şuşa’dan Türklüğün sembol şehri İstanbul’a uzanan zorlu hayatı boyunca Türk milletinin aydınlanması ve gelişmesi için çalıştı. Gençlik yıllarından yaşamının sonuna kadar çok sayıda kitap ve yüzlerce makale yazarak Doğu’nun ve İslam dünyasının uyanışını, çağdaşlaşma ve demokrasi anlayışlarını anlattı.
Ağaoğlu, ana vatanı Azerbaycan’da Ermeni saldırılarına karşı kurulan ilk milli partinin başında yer aldı. Türkiye’de ise İttihat ve Terakki döneminde etkin görev alan Ağaoğlu, gazeteci kimliğiyle de Türk basınının öncüleri arasında sayılıyor.
Düşünce ve eylem adamı Ağaoğlu, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1918’de parlamentoda ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki katkılarıyla hep ön saflarda bulundu.
Avrupa’da eğitim alan ilk Azerbaycanlı
Ağaoğlu 1889’da Paris’e gitti, Sorbonne Üniversitesi Hukuk Fakültesine girerek Azerbaycan’dan Avrupa’ya eğitim almaya giden ilk kişi oldu.
Ülkesine döndükten sonra Neşr-i Maarif isimli cemiyet kurdu, Azerbaycanlılar arasındaki mezhep farkının oluşturduğu olumsuz havayı dağıtmak için mücadele etti, din adamlarındaki yozlaşma ve kadın haklarıyla ilgili kitaplar yazdı.
Ağaoğlu, Kafkasya’da 1905’te Ermeni-Türk çatışması patlak verince Türk ahalinin silahlı düşmana karşı savunmasını üstlenen Difai Partisini kurdu.
Çar Rusyası Türk aydınlarına baskı ve takipleri artırınca Bakü’den ayrılarak 1909’da İstanbul’a gelen Ağaoğlu, burada önce maarif müfettişliği görevine getirildi, daha sonra Süleymaniye Kütüphanesi Müdürlüğüne atandı.
Aynı zamanda İstanbul Darülfünununda Rusça ve Türk-Moğol tarihi dersleri veren Ağaoğlu, 1911’de Türk Yurdu ve 1912’de Türk Ocağı cemiyetlerinin kurucuları arasında yer aldı.
Ağaoğlu, siyaset yapmayı sürdürmek için memuriyetten istifa etti ve İttihat ve Terakkinin 12 kişilik yönetim kurulunda görev aldı, 1914’te Afyonkarahisar’dan milletvekili seçildi.
Azerbaycan 1918’de bağımsızlığını ilan edince Bakü’yü Ermeni ve Bolşevik çetelerden kurtarmak için Anadolu’dan yola çıkan Kafkas İslam Ordusu Komutanı Nuri Paşa’nın siyasi müşaviri olarak ülkesine dönen Ağaoğlu, Azerbaycan Cumhuriyeti Meclisine seçildi.
Ağaoğlu, 1918 sonbaharında İstanbul’a döndüğünde İngilizler tarafından tutuklandı ve ittihatçılarla Malta’ya sürüldü.
Anadolu Ajansı ilk yönetim kurulu başkanı oldu
Ağaoğlu, 1921’de serbest bırakılınca Anadolu’ya geçerek Milli Mücadele’ye katıldı ve Atatürk’ün başkanlığındaki Ankara hükümeti tarafından Matbuat ve İstihbarat Umum Müdürlüğüne atandı.
Hakimiyet-i Milliye gazetesinde başyazar olarak yazılar yazan fikir adamı, Kars’tan ikinci ve üçüncü dönem milletvekili olarak TBMM’ye seçildi. Ağaoğlu, siyasetin yanı sıra eğitimciliği de sürdürdü, Ankara Hukuk Mektebinde anayasa dersleri verdi.
Ağaoğlu, Anadolu Ajansının (AA) anonim şirket haline getirilmesinin ardından 21 Mayıs 1925’te yapılan ilk yönetim kurulu toplantısında ajansın Yönetim Kurulu Başkanı seçilerek, AA’nın ilk yönetim kurulu başkanı sıfatına sahip oldu.
1930’da Atatürk’ün isteği üzerine Serbest Cumhuriyet Fırkasının kuruluşuna katılan Ağaoğlu, daha sonra bu parti kapatılınca aktif politikadan uzaklaştı ve İstanbul’a taşınarak Darülfünunda hukuk tarihi profesörü oldu.
Emekli olduktan sonra farklı gazetelerde yazılar yazan Ağaoğlu, İstanbul’da 19 Mayıs 1939’da vefat etti.
Evlatları babalarının yolundan gitti
Ağaoğlu’nun çocukları da babaları gibi isimlerini Türkiye’nin siyasi ve toplumsal tarihine yazdırdı.
Ahmet Ağaoğlu’nun oğlu Samet Ağaoğlu, Demokrat Parti döneminde çalışma, ticaret bakanlıkları ve başbakan yardımcılığı görevlerinde bulundu.
Kızı Süreyya Ağaoğlu, 1928’de serbest avukatlık ruhsatıyla “Türkiye’nin ilk kadın avukatı” unvanı alırken, diğer kızı Tezer Ağaoğlu (Taşkıran) bir erkek okuluna atanan ilk kadın öğretmen oldu.
Babası ve ağabeyi gibi siyasetle de ilgilenen Tezer Ağaoğlu, TBMM’de yedinci dönemde Kastamonu, sekizinci ve dokuzuncu dönemlerde Kars milletvekilliği yaptı.