Sivas’ın Şarkışla ilçesindeki Ravza Camisi’nde görev yapan Muhsin Kara, başarısının sırrını ve Ezanı Güzel Okuma Yarışması’nda birinci olduktan sonra yaşamındaki değişiklikleri AA muhabirine anlattı.
Yarışmaya katılmadan önce, “Allah’ım, nimeti veren sensin, bu nimeti senin yolunda kullanabilecek olanakları bana sun.” diye dua ettiğini anlatan Kara, başarısının ardından davetlere yetişmekte zorlandığını söyledi.
İnsanların bu yarışma ile “Ezan-ı Muhammediye” ile dünya çapında bir derece alınabileceğini, Ezan-ı Muhammediye’nin bir insanın hayatında birçok değişikliğe vesile olabileceğini gördüğünü belirten Kara, şunları kaydetti:
“Özellikle gençlerden ‘Hocam, kendimizi nasıl geliştirebiliriz, neler yapabiliriz?’ diye çok yoğun bir şekilde mesajlar alıyorum. Bu benim amacımdı, en büyük değişiklik bu oldu diyebilirim. Bunun altında yatan tek bir neden var. Birincisi dua, ikincisi tevekkül, üçüncüsü azim. Bu üçünü birleştirip halis bir niyetle yapmış olduğunuz her işte başarılı olursunuz. Bir insan hangi işle meşgul olursa olsun, yapmış olduğu işi yeter ki ihlaslı, samimi bir şekilde emek vererek yapsın, Allah’u Teala’nın vermeyeceği nimet yoktur.”
Kara, Türkiye çapında da derecesi bulunduğunu, ilk kez dünya birinciliği kazandığını dile getirerek, “Bu da ülke gündemine ramazan ayında girip yankı bulunca insanların bakış açısı da buna göre değişti. Yoksa benim ezan okuyuş şeklim değişmedi ya da Kur’an-ı Kerim okuma şeklim değişmedi. Sadece insanların bu güzel kazanımdan dolayı duymuş oldukları mutluluk var.” dedi.
“İnsanlardan çok ciddi teveccüh alıyorum”
Karşılaştığı insanlardan teşekkür aldığını anlatan Kara, “Her aldığım teşekkür sonrası, ‘Allah’ım, sana hamdediyorum.’ diyorum. Elhamdülillah ki bana böylesine bir gururu nasip ettin. Ülkemize, vatanımıza, milletimize bu gururu yaşattın diye. Yani insanlardan çok ciddi bir teveccüh alıyorum.” ifadelerini kullandı.
Anadolu’yu çok sevdiğini dile getiren Kara, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her ne kadar Cumhurbaşkanımıza ‘hanım köylü’ olduğumu ifade etsem de işin esası Anadolu’ya olan muhabbetten geliyor. Burada bu dinginlik, sakinlik, istediğim zaman kafa dinleyeceğim yerlerin var olması ve yakınımda olması… Sonra çok samimi insanlarla Sivaslılar ile beraber olmak beni çok mutlu ediyor. Buradan ayrılmak istemem. Yarışma öncesinde de yine İstanbul, Ankara gibi yerlerden teklif gelmiş olsa da ben hep oyumu buradan yana kullandım. Sivas’ta kalmaya devam edeceğim. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağım. Ama tabi büyüklerimiz ne buyururlarsa onlara da söyleyecek çok bir sözüm yok. Açıkçası onları direkt Vali Bey ile muhatap etmek istiyorum. Çünkü Vali Bey’e bir sözüm var. Vanlıyım ama Sivas’ta ikamet ediyorum. 33 yaşındayım. Allah’ın bir yerde muvaffak kılacağına insanları inandırmak beni çok mutlu ediyor. Bazen diyorlar, ‘Hocam biz köyün başındayız, ne yapabiliriz?’ Ama yapabiliriz, bugün sosyal medya dediğimiz mecra herkesin telefonunda var. Azimle, gayretle yapılamayacak hiçbir işin olmadığını söyleyebilirim.”
Yarışmada birinci olmanın kendisini değiştirmeyeceğini vurgulayan Kara, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hakk dostunun güzel bir ifadesi vardır. ‘Efendim bu tevazuyu nasıl elde ettiniz?’ diye sorulur kendisine, o da şu cevabı verir; ‘Öleceğim gerçeğini hiçbir zaman unutmadım. Yani kişinin evveliyatı ve ahiri. Bu benim için yarışmadan önce de böyleydi, yarışmadan sonra da böyle olacak. Bütün başarıların altında yatanın da asıl bu olduğuna eminim. Kişinin niyetine göre Allah kapıları açabiliyor. Bunu bizzat yaşadım. Bu şöhretin bizde tek değiştirdiği şey insanların yolda görüp de ‘Hocam fotoğraf çekinebilir miyiz?’ diye yansıması oldu. Onun dışında benim için çok şey değişmedi.”