Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın kalabalık heyetle 9 günlük Fransa ziyareti, gözleri Paris ve Riyad’ın Lübnan krizi, Suriye meselesi ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yanı sıra küresel birçok meseleye ilişkin alacakları ikili kararlara çevirirken Suudi kaynaklar ise Veliaht Prens’in Paris’e “EXPO 2030 ev sahipliği” için gittiğini öne sürdü.
Lübnan merkezli Fransızca yayın yapan Lorient-Le Jour haber sitesinde Lübnanlı siyasi analist Munir er-Rabih’in kaleme aldığı ve kulis bilgilerini içeren değerlendirme yazısına göre bin Selman, 14 Haziran’da gittiği Fransa’da 9 gün kalacak.
Versay yakınlarında kendisine ayrılan 14. Louis Şatosu’nda kalan bin Selman’ın, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile çok sayıda görüşme yapacağı ziyaret, Paris’e gelmesinden iki gün önce açıklansa da çok önceden planlanıp hazırlandı.
Suudi Arabistan tarafından açıklanan bu resmi ziyaret, ikili ilişkilerin ve Orta Doğu ülkelerindeki sorunların yanı sıra 22-23 Haziran’da Paris’te yeni bir küresel finans paktı için düzenlenecek zirve gibi uluslararası konuları da ilgilendiriyor.
Er-Rabih’e göre, zengin petrol kaynaklarına sahip ülkenin fiili lideri konumundaki bin Selman, bu paktın geliştirilmesinde Körfez ülkelerinin öncü role sahip olmasını, diğer yandan çatışmalarla bilinen Orta Doğu bölgesinin ekonomik rekabet, teknolojik ve kültürel yeniliklerin ön sıraya çıktığı “yeni bir Avrupa” gibi anılmasını istiyor.
Ayrıca bin Selman ve Macron’un görüşmelerinin merkezinde Lübnan’da uzun süredir yaşanan siyasi kriz de yer aldı.
Gelecekteki Suudi Arabistan
Er-Rabih’e göre, dünya satranç tahtasının merkezinde yer almak isteyen Veliaht Prens, Çin ve Rusya ile ilişkilerini geliştirdiği gibi Batı ile de güçlü ilişkilere sahip olmak istiyor.
Fransa’nın, “Avrupa’ya açılan kapı” olduğu ve kalkınmayla yatırım alanında iki ülkenin işbirliği göz önüne alındığında Paris ile Riyad arasındaki ilişki özel öneme sahip. Ayrıca Suudi Arabistan’ın ev sahibi ülke olmak istediği küresel EXPO 2030 için Fransa’nın destek vereceğini açıklaması da bu durumu pekiştiriyor.
Dünya Kupası ve olimpiyatların yanı sıra en büyük uluslararası organizasyonlardan sayılan EXPO fuarları, genellikle 5 yılda bir aday seçilen ülkelerin şehirlerinden birinde düzenleniyor.
Busan, Roma, Odesa ve Riyad’ın 2030’da adaylığını açıkladığı ve 2030’da düzenlenecek fuarın, ev sahibi ülkeye 50 milyar dolara yakın ekonomik katkı sağlayacağı öngörülüyor.
Fransa ve Suudi Arabistan, ayrıca kültürel anlamda da ikili ilişkilerini geliştirmek istiyor.
Bunun için bin Selman’ın Paris ziyaretindeki heyette Kültür Bakanı Bedir bin Abdullah bin Ferhan’ın yanı sıra Kamu Yatırım Fonu Direktörü Yasir el-Ramyane ile Ekonomik İşler ve Kalkınma Konseyi üyesi Muhammed el-Şeyh de yer aldı.
Suudi Arabistanlı kaynak, aynı zamanda etkili bir ekonomi heyetinin bin Selman’a eşlik etmesinin Paris ve Riyad’ın Orta Doğu ve küresel sorunları güçlü şekilde ele alacağının göstergesi olduğunu söyledi.
Söz konusu kaynak, Macron’un tüm taraflarla iyi ilişkilerini sürdürmek isteyen bin Selman’dan Ukrayna’daki krize çözüm bulma çabalarını iki katına çıkarmasını istediğini belirterek, bin Selman’ın ziyaretinin temel amacının EXPO 2030’un Riyad’da düzenlenmesini sağlamak olduğunu kaydetti.
Veliaht Prens, ülkesinin petrol ihracatçısı konumuyla özellikle teknoloji ve bilim alanlarında çeşitlendirilmiş, uluslararası gelişmeleri takip eden üretim ekonomisine de sahip olmasını ve bu özellikleriyle de öne çıkmasını istiyor.
Riyad’ı hem Orta Doğu’da hem de dünyada “bir dev” yapmak isteyen bin Selman, Batı’nın dikkatini çekmek için bilim ve teknolojik gelişmelerin yanı sıra iklimle mücadelede de ülkesini önemli bir aktör konumuna yükseltmeyi hedefliyor.
Suudi Arabistanlı yetkilinin “Krallık, Prens’in özellikle gençleri kapsayan gelecek 30 yıllık vizyonu için yüz milyarlarca dolar ayırdı.” sözlerini aktaran Lübnanlı siyasi analist Munir er-Rabih, Veliaht Prens için en önemli konunun bölgedeki dini, mezhepsel veya ulusal çatışmalara son vererek önemli aktörler arasında yer almak olduğu yorumunda bulundu.
Bütün bunların arasında Lübnan’ın yeri
Er-Rabih’e göre, bölgesel vizyonu “sıfır çatışma” politikası içermese de bin Selman, yine de Orta Doğu sorunlarının çözümünde vazgeçilmez bir aktör olmayı hedefliyor.
Bin Selman ile Macron arasındaki görüşmelere ilişkin yayımlanan ortak açıklamada, Lübnan krizine özellikle yer verilirken Fransa ve Suudi Arabistan, bu ülkedeki kurumsal siyasi boşluğa hızla son verilmesi çağrısında bulundu.
Açıklamada bu durumun Lübnan’ın şiddetli sosyoekonomik krizinin çözümünde büyük bir engel oluşturduğuna işaret edildi.
Suudi Arabistanlı kaynaklar, Lübnan konusunu Macron’un özellikle bin Selman’ın önüne koyduğunu kaydetti.
Fransa ve Suudi Arabistan’ın tutumlarının yakın zamanda Lübnan’a arabuluculuk için giden eski Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’ın dönüşüyle daha da netleşeceği belirtiliyor.
Le Drian’ın Beyrut’taki siyasi krize ilişkin sunması beklenen raporun ardından Fransa, Suudi Arabistan, ABD, Mısır ve Katar’ın konuyu görüşmek için tekrar bir araya gelmesi öngörülüyor.