Tarihin kaderlerine mahkûm ettiği Filistinli Arnavutlar, kadim vatanlarıyla iletişim arayışında

Kimi rivayetlere göre Mısır Hidivi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’nın Filistin seferiyle, kimi rivayetlere göre ise Osmanlı Devleti’nin ordularıyla Filistin’e yerleşen Arnavut ailesi, bugün kendilerine dünden miras kalan tek şey olan isim kökleriyle, yani kadim vatanları olan Arnavutluk ile iletişim kurma arzusunu taşıyor.

Arnavut ailesi, Tarih boyunca Arap ve Yahudilerin yanı sıra, Kürtlere, Türklere ve Çerkezlere de kucak açan medeniyetler beşiği Tarihi Filistin’in en önemli şehirleri Kudüs ile Akka’da yaşıyor.

Sayıları yaklaşık olarak 550’yi bulan Filistinli Arnavutlar, 200 yıldan fazladır yaşam sürdüğü kutsal toprakların gelenek ve göreneklerini almış, Filistin Arap toplumu ile aynılaşmış durumda.

Arnavutlar, bugün İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs’te hem Filistin davasına hem de Mescid-i Aksa’ya bağlılıklarıyla öne çıkıyor ve işgal politikalarına maruz kalıyor.

AA ekibi, Filistinli Arnavutlarla, tarihlerini, adetlerini, geleneklerini, geçmişe ve geleceğe dair özlem ve beklentilerini konuştu.

Arnavutlar 200 yıldan fazladır Orta Doğu’da yaşıyorlar

Kudüs’teki Arnavut ailesi mensubu 52 yaşındaki Muhammed Fevzi Arnavut, “Tam olarak Arnavutların Filistin’e ne zaman geldiklerine dair bir tarih bulunmamaktadır. Ancak Osmanlı Devleti’nin reayası olarak Orta Doğu’da bölgeden bölgeye geçmişlerdir. Ama 200 yıldan fazladır bu bölgede olduğumuzu biliyoruz.” dedi.

İşgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan bir okulda idarecilik yapan Arnavut, Arnavut olmakla Filistinli olmanın kendisi için eş değer bir anlam ifade ettiğine vurgu yaparak, “Biz soyumuzla gurur duyuyoruz. Yine aynı şekilde Filistinli olmakla ve burada yaşamakla da gurur duyuyoruz. Filistin ki İslam dünyasının önemli beldelerinden biridir ve içinde Mübarek Mescid-i Aksa’yı barındırıyor. Yine aynı şekilde Hristiyanlığın da mukaddesatının bulunduğu bir ülkedir Filistin ve medeniyetlerin buluşma noktasıdır.” ifadelerini kullandı.

Arnavut, Filistinlilerin işgal altında yaşayan bir halk olduğunu ve bu işgal nedeniyle de insani yaşam koşullarına sahip olamadıklarını işaret ederek, Filistinli Arnavutların da aynı şekilde tüm bu durumlara maruz kaldığını vurguladı.

Arnavut gelenek ve göreneklerine dair hayatlarında hiçbir şeyin yer almadığını ifade eden Arnavut, “Bu, Arnavutların yaşadıkları coğrafyayla uyumluluk göstermesinin bir getirisidir. Çünkü Arnavutlar bu özellikleriyle bilinirler ve yaşadıkları insan topluluklarının yaşam biçimlerini kabullenirler. Mesela Filistin’de yaşıyorlarsa Filistin halkının yaşam biçimlerine uyumluluk gösterirler.” dedi.

Arnavutluk devletine ve milletine çağrı

Kudüslü Muhammed Fevzi Arnavut, Arnavutluk halkından Filistin halkıyla ilişki kurmaları talebinde bulunarak, “Arnavutluk halkı ve milletinin Filistin’de yaşayan soydaşlarının olduğunu bilmeleri gerekiyor. Aynı şekilde Arnavutça öğretim merkezleri kurmalarını istiyoruz. Elbette Arapçayı konuşuyor olmamız bizim için çok önemli ama isteriz ki bunun yanında çocuklarımız Arnavutçayı da öğrensinler. Çünkü dil tanışma ve anlaşma için çok büyük bir önem arz ediyor. Köklerimize dönmemizde ve kültürel etkileşimde çok önemli bir rol oynar.” ifadelerini kullandı.

Arnavut, hiç Arnavutça bilmediğini ve öğrenmeyi çok istediğini belirterek, ailesinden de bir önceki nesil atalarının da Arnavutça bilmediğini ifade etti.

Arnavutların bir başka rivayete olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’nın Filistin seferi ile birlikte Filistin’e yerleşmiş olabileceklerini işaret eden Arnavut, “Arnavutluk’a gitmeyi ve oraları gezmeyi çok istiyorum. Kendi asli memleketimi görmeyi ve oradaki soydaşlarımla tanışmayı çok istiyorum.” dedi.

Osmanlı, Kavalalı ve Arnavutluk üçgeni

Arnavut kökenli Filistinli gazeteci Abdurrauf Arnavut ise, dedelerinden birinin Osmanlı ordusunda asker olduğunu belirterek, “Ailenin köklerini öğrenmek çok zor görünüyor. Çünkü Osmanlı, Kavalalı Mehmet Ali Paşa ve Arnavutluk üçgeni söz konusu.” dedi.

Gazeteci Arnavut, Arnavut adının Filistinlilere yabancı olduğunu, hiçbir zaman soyadının doğru yazılmadığını ve mutlaka nereli olduğuna dair sorularla karşılaştığına işaret etti.

Arnavut ailesinin Filistin’e nasıl geldiğini öğrenmek için çok araştırma yaptığını vurgulayan Arnavut, “Yani iki rivayet var aslında. Ya Osmanlı ile doğrudan Anadolu’dan buraya geldik ya da Kavalı’yla Mısır’dan Filistin’e geldik. Bunu en net Osmanlı arşivlerinde öğrenebiliriz sanırım.” ifadelerini kullandı.

Arnavut, Orta Doğu’nun birçok ülkesinde Arnavutların yaşadığını ancak organize bir yapıya sahip olmadıklarına dikkati çekerek, “Bu bölgede yaşayan Arnavutların asli ülkeleriyle hiçbir alakaları kalmamış. Bu Arnavutluk’un kendi sorunu. Çünkü ilgilenmiyor. Mesela Türk asıllı bir Filistinli, Türk makamlarıyla iletişime geçebiliyor. Ya da Türkiye bu duruma önem gösteriyor. Ama Arnavutluk’un bu yönde herhangi bir çabası olmamıştır.” şeklinde konuştu.

“Arnavutlar ile Araplar et ile tırnak gibiler”

Filistin Arnavutlarının Arnavutçayı bilmediklerini, Arnavutluk gelenek ve göreneklerine sahip olmadıklarına vurgu yapan Arnavut, “Arnavutlar, Filistinlilerle akraba olmuşlar ve tamamen Filistinli olmuşlardır. Bana soracak olursan ben kendimi Filistinli olarak addediyorum. Gelenek ve göreneklerimiz hep Filistin’den. Arnavutluk ile hiçbir alakamız kalmamıştır. Arnavutlar ile Araplar et ile tırnak gibi olmuşlar.” dedi.

Arnavut, gülümseyerek kendilerine kalan tek şeyin inat olduğunu belirtti. Arnavut şöyle devam etti:

“Bize Arnavutlardan kalan tek şey sanırım inat meselesi. Devam edegelen tek şey. Aile içinde zaman zaman bu konuşulur ve Arnavut kafası ortaya çıktı denilerek ara ara şakalar yapılır. Tavrından asla vazgeçmez Arnavut. Doğrusu normal şartlarda çok sakin insanlardır ancak provoke edildiğinde çok büyük bir soruna dönüşüyor. İşte burada inadı ortaya çıkıyor.”

Arnavutluk’u daha önce ziyaret ettiğini, köklerinin geldiği vatanı gezmekten çok memnun olduğunu, oraları çok sevdiğini aktaran Arnavut, “Eşimle birlikte Türkiye’yi ziyaret ettik, oradan da Kosova’ya ve oradan da Arnavutluk’a gittik. Arnavutluk’ta kaldığımız otelde Arnavut olduğumuzu öğrendiklerinde şaşırmışlardı. İlgi göstermişlerdi ve bizi memnuniyetle karşılamışlardı. Arnavutluk’ta bulunduğumuz süre içinde çok güzel karşılandık. Bu bizim Arnavutluk’a ilk ziyaretimizdi.” ifadelerini kullandı.

Arnavut, Arnavutluk hükümetine Filistin’e ve Filistin’deki soydaşları ile ilişkiler kurması çağrısında bulunarak şöyle konuştu:

“Arnavutluk hükümetine burada iş düşüyor. Dünyadaki tüm ülkeler kendi reayası ile ilgilenir, zamanında başka ülkelere giden evlatları ile ilişkiler kurar. Mesela İsrail’de Arnavutluk büyükelçiliği var. Filistin tarafında ise herhangi bir temsilciliği dahi yok. Arnavutluk hükümetinden bir iletişim kanalı kurması bekleniyor. Yani bugün bu iletişimin kurulması daha kolay. Karşılıklı birbirimizden istifade edelim isteriz. Filistin’deki Arnavut ailesinin ekonomik durumu gayet iyi, birilerinden yardım eli bekleyen bir konumda değil. Böyle bir arayış içerisinde değil. Ancak dil ve kültürel bağlar için bu iletişime ihtiyaç var.”

İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria ile abluka altındaki Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinlilerin işgal altındaki Doğu Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya gelmelerini engellediğine dikkati çeken Arnavut, Müslüman Arnavutluk halkına Mescid-i Aksa’yı ziyaret etme çağrısı yaptı.

Arnavutluk ile hiçbir bağları kalmadı

Doğu Kudüs’te yaşayan 32 yaşındaki Abdullah Faid Arnavut da, işgal nedeniyle ne Filistin’in diğer kentlerinde yaşayan ne de diğer bölge ülkelerinde yaşayan Arnavutlarla herhangi bir bağlarının olmadığını belirtti.

Arnavut, köklerinin uzandığı Arnavutluk ile bağlantı kurmak istediklerine vurgu yaparak, “Sadece ben değil, tüm aile fertlerimiz Arnavutluk ile ilişkilerimizin olmasını, Arnavutçayı öğrenmek istiyor. Küçükten büyüğe herkes aynı cevabı verecektir. Arnavutluk’a da gitmek istiyorum elbette, hiç kimse aslının geldiği toprakları tanımaktan geri durmaz. Ancak mevcut şartlar yurt dışına çıkışımızı zorlu bir hale getirmiş durumda.” dedi.

Arnavutluk’a dair hiçbir kalıntılarının olmadığını belirten Arnavut, “Biz kendimizi Filistinli olarak kabul ediyoruz, Filistinli olma duygusuyla yetiştirildik ve işgal devleti de bizi bu şekilde değerlendiriyor. Aslında Arnavut olmak da böyledir zaten, bulunduğun ülke ile hemhal olmak ve ona ihlasla bağlanmaktır.” ifadelerini kullandı.

“Arnavutlar zulmü kabul etmez”

Arnavut, Arnavutluk’un da Kosova’nın da İsrail ile diplomatik ilişkiler kurmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Arnavutlar, kimden ve nereden olursa olsun zulmü ve zayıf olmayı kabul etmez. Biz atalarımızdan böyle öğrendik. Atalarımız her daim güç sahibiydiler ve fetihlere katılırlardı. İster Kosova olsun ister Arnavutluk, bu iki ülkenin İsrail ile ilişkilerini kabul etmiyoruz. Çünkü bu normalleştikleri devlet, kendi kanlarından olan Arnavut asıllı Filistinlilere zulmeden devletin ta kendisidir.”

Arnavut, Arnavut olmakla gurur duyduğuna vurgu yaparak, “Arnavutluk halkıyla gurur duyuyoruz ve onları çok seviyoruz. Kendileriyle en kısa zamanda iletişime geçmeyi, ilişkiler kurmayı istiyoruz.” dedi.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.