Yüz binlerce çiftçi ortağıyla Türk tarım sektörünün en büyük kooperatifi olan Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri (Tarım Kredi), tarımsal faaliyetlerdeki ihtiyaçların giderilmesinin yanı sıra iştiraklerinin birçok alanda yürüttüğü çalışmalarla Türk ekonomisine önemli katkı sağlıyor.
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, AA muhabirine, 150 yıllı aşkın köklü geçmişi olan ve 20’nin üzerinde iştiraki bulunan Tarım Kredi’nin, çiftçi kuruluşu olduğunu söyledi.
Piyasa yapıcı ve regüle edici özelliğiyle Tarım Kredi’nin çiftçilerin tarımsal girdilerini karşıladığını ifade eden Poyraz, “Tarım Kredi sadece çiftçilerin tarımsal girdileriyle ilgili değil, çiftçimizin ürünlerini alıp gerek kendi tesislerimizde gerekse reçetelerini bizim hazırladığımız atıl kapasitesi olan sanayicilerimizle iş birliği yaparak onların tesislerinde elde edilen mamulleri hem kendi hem de diğer ulusal marketlerde tüketiciyle buluşturuyoruz.” dedi.
Poyraz, Tarım Kredi’yi, dünyadaki örnekleriyle kooperatifçiliği çiftçiden başlayarak tüketiciyi kadar uzanan anlayışıyla hizmet eden kuruluşa dönüştürmede kararlı olduklarını ifade etti.
Tarım Kredi faizsiz bir sisteme dönüşecek
Bu anlamda yatırım ve çalışmalara hızla devam ettiklerini belirten Poyraz, şunları kaydetti:
“Bir elimiz çiftçiyi tutmuşken diğer elimiz de tüketicide olacak. Hepsini kucaklama noktasında bir gayret içerisindeyiz. Şu an Tarım Kredi’nin genel anlamda tüm yapılanması baktığımızda 40 milyar lira ekonomik büyüklükten bahsediyoruz. Sonrasında bu rakamlar perakende sektör de hızla büyüdükçe katlanarak gidecek. Tarım Kredi olarak kooperatif yapılanması, aynı zamanda tarımsal girdileri veriyoruz ama öbür taraftan ise bunun finansmanı noktasında kredi veren bir kuruluşuz. Tarım Kredi olarak amacımız bunu tamamen faizsiz bir sisteme dönüştürmek ve bunu ısrarla söylüyoruz. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde Türkiye’de tarımdan başlayarak markete kadar olan gıda sektörünü destekleyen güçlü katılım bankası noktasında bir yapıya dönüşeceğiz.”
Poyraz, Tarım Kredi’nin çiftçi, sanayici ve tüketicisiyle birlikte çalıştığını ve büyüyen model kuruluş olacağını söyledi.
“Sözleşmeli üretimi geliştirmek istiyoruz”
Sözleşmeli tarım modelinin gıda sektöründeki fiyat regülasyonu anlamında önemli katkı sağlayacağını vurgulayan Poyraz, şöyle devam etti:
“Türk tarımının en büyük sıkıntılarından birisi, zaman zaman da piyasada yaşadığımız arz ve talep arasındaki dengesizlik. Arz tarafındaki üretimin talebe bağlı olarak şekillenmesi ekonomik olarak da birtakım israfların ve fiyat istikrarsızlıklarının önüne geçecek. Sözleşmeli tarım ile 2021 yılında, pazarın 2022, 2023, 2024 yıllarında ihtiyacı olacak ürünün planlamasını şimdiden yapmak, çiftçilerimizi bir nevi sipariş üzeri ürettirmek ve sonrasında alım garantisi verecek şekilde takibini yapmak. Bunu rol model olarak yapmaya çalışıyoruz, geçen sene 1 milyar liranın üzerinde bir sözleşmeli üretimimiz var. Bunu geliştirmek istiyoruz ve sadece bunu biz yapmayalım. Pazarda yer tutmuş aktörler sözleşmeli üretime geçerse pazarın ihtiyacı olanı bir sonraki sezon üretici sağlayacak. Böylelikle arz ve talep arasındaki dengesizliğin en düşük seviyeye ineceğini düşünüyorum.”
“Söğüt’te tesislerimizi kurduğumuzda yıllık 6 ila 8 ton arasında altın üretimimiz olacak”
Poyraz, Bilecik’in Söğüt ilçesinde altın çıkartılması için yürüttükleri çalışmalarda ve ÇED Raporu’nda belli bir seviyeye geldiklerini, GÜBRETAŞ’a ait Maden Yatırımları AŞ’yi açtıklarını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı doğrultusunda 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla altını çıkarmak için kazıya başlayacaklarını bildiren Poyraz, “Borsaya bildirdiğimiz ve raporlarla ortaya konulduğu üzere Söğüt’te 3,2 milyon ons civarında bir altın varlığımız vardı. Söğüt’te tesislerimizi kurduğumuzda yıllık 6 ila 8 ton arasında altın üretimimiz olacak. Bunu milli ekonomiye kazandırma anlamında önemli bir adım atmış olacağız. Tarım Kredi olarak finans anlamında da yeni yatırımların yapılması noktasında ciddi imkan kazanmış olacağız.” ifadelerini kullandı.