Bakan Kirişci, Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar’ı ziyaret etti, ardından Valilik’teki “Adıyaman Tarım Sektörü Temsilcileri Toplantısı”na katıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığının 154 bin aşkın çalışanıyla Türkiye’nin en eski bakanlıklarından biri olduğunu, AK Parti döneminde tarım alanında devrim sayılacak adımlar attıklarını belirten Kirişci, tarım ülkesi olan Türkiye’nin bir tarım kanununun olmadığını, Atatürk’ün hayatta iken özlemini duyduğu ve dile getirdiği tarım sigortasını 2005’te kanun olarak çıkarmanın kendilerine nasip olduğunu anlattı.
Lisanslı depoculuktan ziraat odaları kanunlarına kadar pek çok alanda adım attıklarını dile getiren Kirişci, tarımsal ihracatta yeni rekorlar kırdıklarını ifade etti. Kirişci, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ülke olarak bugün yılın 8 ayında tarım ürünleri ticaretimiz 21,5 milyar dolara geldi. Bu tarihin en yüksek miktarı. Hatırlayın biz iktidar olduğumuzda bizim ihracatımız 36 milyar dolar, tarım ürünleri ihracatı da bunun yüzde 10’un biraz üzerinde, 3,7 milyar dolardı. Şimdi biz biraz zorlasak kendimizi 2002’de tarımında içinde yer aldığı tüm Türkiye ihracatına muadil miktar olarak bir ihracatı tek başımıza tarım alanında gerçekleştirebilecek durumdayız. Bu iftihar edilecek bir durum.”
Bitkisel üretimde üreticilerin en çok dile getirdiği hususların başında mazot ve gübrenin geldiğini anlatan Kirişci, “Biz buğday fiyatını açıkladık 7 bin 450 lira. Bunun maliyetini çıkartırken mazot, gübre, ilaç, tohum gibi bütün girdileri tek tek hesapladık. O gün için ortalaması 4 bin 450 çıkmıştı. Biz üreticinin refahı ve mutluluğu için dikkate alarak önce 7 bin 50 lira dedik sonra 7 bin 450 lira dedik. Dolayısıyla bunu arpa, buğday, mısır gibi bütün ürünlerimize böyle fiyat açıklamasında bulunduk. İçinde güncel mazot ve gübre fiyatlarını koyduk.” şeklinde konuştu.
Mazot ve gübre desteği ödemesinin 6 ay öne çekilmesi
Bakan Kirişci, 2023’ün Mart ayında ödenmesi planlanan 2022 yılı mazot ve gübre desteği ödemelerinin 6 ay öne çekildiğini hatırlatarak şunları söyledi:
“Biz 2023’te ödeyeceğimiz 2022 yılına ait desteklerimizi, mazot ve gübre desteklemelerimizi 6 ay öne çekip bu ayın sonunda önümüzdeki ayın başında en geç sizin kendinize ait Ziraat Bankası kartlarınıza ayni olarak yükleyeceğiz. Yani sadece mazot ve gübre alabileceksiniz. Çünkü biz üreticimizin kendilerine vermiş olduğumuz parayı sektör dışında veya başka bir amaçla kullanmasına rıza göstermeyeceğiz. İstiyoruz ki para tarım sektöründe kullanılsın. Bunun için 6 ay öncesinden size verilecek karta ayni olarak yüklenecek. Bu desteği inşallah bu ayın sonunda sizlere veriyor olacağız. Siz de tarlaya giderken ekim için öncesinden mazot ve gübrenizi kartınıza yüklenmiş olacak olan krediden kullanmış olacaksınız. Ziraat Bankası olarak verdiğimiz kredi var. Sübvansiyonlu krediler. Bunların bir kısmı 0 faizli. Bu kredilerin limiti 100 bin liraydı. Bunların limitini de 200 bin liraya çıkartıp bunun da yüzde 50’sini sadece mazot ve gübre alımında kullanmanızı sağlayacağız. Bunu da kısa sürede hayata geçireceğiz. Hububatta dekar başına 22 lira mazot ve 20 liralık gübre desteği vardı. Şimdi 22 liralık mazot desteğini 75 liraya, 20 liralık gübreyi 46 liraya çıkartıyoruz. Böylelikle dekar başına olan desteğimizi 121 liraya çıkarmış oluyoruz. Üreticinin sesine kulak vererek gereğini yaptık.”
Sözleşmeli üretim modeli
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, sözleşmeli üretim modelini hayata geçireceklerini, üretenle talep edenin bir araya geleceğini, tarafların hukukunun gözetileceğini, her iki tarafı da koruyan, kollayan, yaptırımları olan bir uygulama olacağını anlattı. Bakan Kirişci, şöyle konuştu:
“Bunu çok önemsiyoruz çünkü bu herhangi bir uygulama değil. 1 Ekim’de Gazi Meclis’e sunacağız. Bu ve buna benzer bazı birkaç mevzuat daha var onların yasalaşmasını inşallah bekliyoruz. 1 Ekim’i beklemeden 6 Eylül’de Cumhurbaşkanı kararıyla sözleşmeli besicilik projesini hayata geçirdik. Burada özellikle büyük başta Et Süt Kurumumuz kendi ihtiyacı olan besileri, hayvanları yetiştirecek olan üreticilerle sözleşme yapacak ve burada oluşturulacak komisyonlar, üretimin aylık maliyetlerini çıkaracak. Yani ‘yok yem fiyatları attı, yok mazot fiyatı attı’ gibi böyle her iki tarafı da rahatsız eden veya onların çıkarlarını zedeleyen konuşmalar da ortadan kalkmış olacak. Belirlenen maliyete göre çiftçinin refahı da dikkate alınarak hem alım hem de fiyat garantisi verilecek. Böylelikle üreticimiz yaklaşık 5 yıl süreyle kendi planlamasını yapabilecek duruma gelecek.”
Kirişci, 2005 yılında Meclis’te Tarım Sigortası Kanunu çıkarttıklarını, bununla yetinmeyip tarım sigortasında yeni bir poliçe ortaya koyduklarını belirterek “Arzuladığınız geliri garanti eden bir poliçe uygulaması devreye girmiş olacak. 2023 yılında tüm Türkiye’de uygulanacak. Hali hazırda Konya’da pilot olarak uygulanıyor ve primin yüzde 60’ını devlet olarak biz ödüyoruz ve biz karşılıyoruz. Dolayısıyla bu da çiftçilerimiz adına son derece oldukça modern bir uygulama.” dedi.
Sigortadan daha fazla yararlanılması gerektiğine değinen Kirişci, sigorta poliçelerine devlet olarak destek verdiklerini ve çiftçilerin 72 milyon liralık zarar ziyanlarının da böylelikle karışlandığını kaydetti. Boş kalan alanları üretime kazandırmayı planladıklarını aktaran Kirişci, şunları kaydetti:
“Düşünün bir şehir, bütün ihtiyaçlarını başka şehirlerden temin etmeye çalışıyor. Düşünün bir ülkeyi ihtiyaçlarını dışardan ithal etmeye çalışıyor. Bunların hiçbiri kabul edilebilir değil. İklimin elverdiği ölçüde her ilin asgari kendi ihtiyacı olan ürünleri üretmesini sağlamamız lazım. Biz buna kent tarımı adını veriyoruz. Özellikle jeotermal kaynakların olduğu yerlerde serada üretimi teşvik edeceğiz. Böylelikle buranın ihtiyacı olan yaz veya kış, üretimi yapıp, domatesi, salatalığı biberi, burada Adıyaman halkına yediriyor olacağız. Böylelikle Antalya’dan 900 kilometre uzaktan nakledilen domateste tazelik kalmıyor, lojistik maliyetleri üst düzeyde, üçüncüsü egzoz emisyonuyla çevreye zarar veriyorsunuz, insanları yerinde istihdam etmemiş, Antalya’daki üreticiyi desteklemiş oluyorsunuz. Arz güvenliği denilen il düzeyindeki güvenliğinizi de riske etmiş oluyorsunuz. Bütün bunların hepsinin sağlanması adına önce İzmir Dikili’de daha sonra Nevşehir’de, son olarak da Ağrı’da. Sıfırın altında 35 derecede domatesin yetiştirildiğini ve sadece kendi ihtiyaçlarının değil aynı zamanda yurt dışına ihracatın gerçekleştirildiğini göreceğiz. Biz buna kent tarımı adını veriyoruz.”
Sertifikalı tohumda da önemli aşama sağlandığını dile getiren Kirişci, “Artık Türkiye tohumluk üretiminde öyle bir noktaya geldi ki 2021 yılında 1 milyon 324 bin tona ulaştı ve 117 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bu tohumların yüzde 96’sını da yerli olarak bu ülkede üretiyoruz. Bu yıl buğday, arpa, çavdar, yulaf ve çeltik için geçtiğimiz yıl dekar başına 24 lira olan sertifikalı tohum desteğini de 50 liraya çıkardık. Hayırlı uğurlu olsun.” İfadelerini kullandı.
Adıyaman’a 20 yılda 9 milyar liralık gerek tarımsal gerek yatırım noktasında destekler sağladıklarını aktaran Bakan Kirişci, kentin su ve sulama meselesini yatırımlarla büyük ölçüde çözme gayretinde olduklarını kaydetti.
Programa, AK Parti Adıyaman milletvekilleri Ahmet Aydın, İbrahim Halil Fırat ve sektör temsilciler katıldı.