Bakan Kirişci, Büyükşehir Belediyesi Toplantı Salonu’nda düzenlenen Kayseri Tarım Sektörü Temsilcileri Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, tahıl sevkiyatında sıkıntı ve tedarik zincirindeki bozulmanın Rusya-Ukrayna savaşıyla en üst noktaya çıktığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde yerinde ve doğru siyasetle, tahıl krizinin önemli bir kısmının atlatıldığını anlatan Kirişci, temmuz ayında Rusya, Ukrayna, Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin yer aldığı 4’lü zirve ile tahıl koridorunun açıldığını anımsattı.
Kirişci, tahıl koridorundan dün itibarıyla 271 geminin geçtiğini belirterek, “6,2 milyon tonluk bir hububat bu koridor vasıtasıyla ülke dışına çıkarılmış durumda.” ifadesini kullandı.
Tahıl koridorunun faydasından bahseden Kirişci, “Şöyle bir soru aklınıza gelebilir. ‘Tahıl koridorunun bize ne faydası oldu?’ Şöyle bir faydası oldu. Hemen basit bir rakam söyleyeyim. 27 tane geminin bizim boğazlarımızdan geçmesinin elbette bize transit taşımacılıkla ilgili bir katkısı olmuştur. Ama savaşın başında 440 dolarları, 450 dolarları gören buğdayın tonu şimdi 330 dolarlara gerilemiş oldu. Yani buradan bir 25’lik kazancımız oldu.” diye konuştu
Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıt işleminin önemini anlatan Kirişci, şöyle devam etti:
“Biz bu işe adım atana kadar 6 bin 804 işlem e-Devlet üzerinden yürüyordu. 911 kurum da bu hizmeti veriyordu. Biz 912’nci kurum olduk. 6 bin 804’ten sonra da beş, altı, yedi, sekiz, dokuz diye. Biz de o beş adımı e-Devlet üzerinden 1 Ekim itibarıyla gerçekleştirmeye başladık. Bir rakam olarak vermek isterim. Bugün saat 17.00 itibarıyla ÇKS’ye 129 bin 310 başvuru var ve 167 bin 669 belge indirilmiş durumda. Bunların her biri için, her işlem için eğer 10 liralık bir harcama olduğunu düşünseniz 1 milyon 676 bin lira. Eğer 100 liralık harcamaya mal olmuşsa, mesafesi uzaksa onun da 16 milyon 766 bin lira gibi bir külfetinin olacağını, olduğunu görmemiz gerekiyor. Çevreci mi? Evet çevreci. İnsana değer veren bir uygulama mı? Evet. Basit mi? Basit. Dolayısıyla kimseyi yerinden etmeden bu uygulamayı hayata geçirmenin açıkçası mutluluğu içerisindeyiz.”
Bakan Kirişci, teknolojiyi çiftçilerden esirgemediklerini, daha ileriki versiyonlarını da getireceklerini anlattı.
“Tarım Cepte” uygulamasının da getirileceğini belirten Kirişci, akıllı telefonlarla çok rahatlıkla bütün iş ve işlemlerin, desteklemelerin ve bunlara ilişkin takiplerin kolaylıkla yapılacağını ifade etti.
“100 bin liralık limiti 200 bin liraya çıkarıyoruz”
Cumhurbaşkanlığı kararıyla hazırlama aşamasına gelen bir diğer çalışmadan bahseden Kirişci, şunları kaydetti:
“2021 yılı mahsulüne ait biz mazot ve gübre desteklerini son dönemde biraz daha hızlandırdık, biraz daha öne çektik. Buna rağmen desteklerin mart ayının sonunu bulduğunu hepiniz biliyorsunuz. Biz bunu veriyorduk ama martı buluyor. Martın sonunu da görüyordu. Şimdi bu yeni uygulamayla mazot ve gübre desteklerimizi 6 ay öne çekip üreticilerimize Ziraat Bankasının vereceği bir kart üzerine ayni olarak, nakdi olarak değil, ayni olarak kullanabileceğiniz bir meblağı bu karta yükleyeceğiz ve siz sadece o kartla mazot ve gübre alacaksınız. Bir uygulamamız bu.
Bir diğer uygulamamız, halihazırda bu yüzde 83-84 enflasyon olan bir ülkede biz sıfır faizli üreticilerimize kredi kullandırıyoruz. Bu kredinin limiti 100 bin lira. Bu 100 bin liralık limiti 200 bin liraya çıkarıyoruz. Daha önce o 100 bin lirayla ilgili bunu ayni nakdi kullanacaksın diye bir zorunluluk yoktu. Ama şimdi onun da limitini artırdıktan sonra, 200 bin liraya çıktıktan sonra onun da 100 bin liralık kısmını yine karta yükleyeceğiz. Onun da yine ayni olarak kullanılmasını sağlamış olacağız. Bu da yetmedi. Üreticilerimize daha önce 22 lira mazot desteği veriyorduk. Malumunuz, hububatta dekar başına 20 lira da gübre desteği veriyorduk. Yani ikisini topladığınızda bunlar 42 liraya tekabül ediyordu. Şimdi mazotu 75 liraya, gübreyi de 46 liraya çıkarıp toplam dekar başına mazot gübre desteğini de 121 bir liraya yükseltiyoruz ve üç kat arttırmış oluyoruz. Bu da yine hani hep şikayetçi olduğumuz konu var ya işte ‘mazot fiyatı üç kat arttı’ veya ‘desteklemeler geç ödeniyor’. Veyahut ‘bize nakdi değil ayni yardımda bulunun’. Bütün bunların hepsi bu şekilde gerçekleşmiş olacak.”
Bakan Kirişci, tarımda planlamanın önemli olduğunu, sözleşmeli üretim modelinin kapsamının genişletileceğini söyledi.
Bu çerçevede de bir mevzuat düzenlediklerini vurgulan Kirişci, “Bu mevzuat düzenlemesiyle de biz hakiki manada bir sözleşmeli modeli, özellikle de üreticinin hak ve hukukunu koruyan, kollayan herhangi bir şekilde bir suistimale neden olmayan… Çünkü ben Adana’dan biliyorum. Kendi seçim bölgemden biliyorum, karpuzun para ettiği sene hem çiftçi kazanır hem de onu alıp pazarlayan tüccar kazanır. Ama karpuz para etmezse verdiği avanstan vazgeçer ve çiftçi ortada kalır. Artık bunlar bu ülkede yaşanmayacak, yaşanmaması da gerekiyor.” diye konuştu.
Türkiye’de pek çok alanda devrimler gerçekleştirdiklerini vurgulayan Kirişci, tarım ülkesi olan Türkiye’nin “tarım kanunu”nun olmadığını, AK Parti ile tarım kanununun yasalaştığını kaydetti.
TARSİM ile 20 milyon poliçe kesildi
Tarım Sigortaları Havuzu’nu (TARSİM) hayata geçirdiklerini anlatan Kirişci, tarım sigortacılığı uygulamasının 2006 yılında başladığını hatırlatarak, “Yaklaşık 16 yıl geride kalan sürede 20 milyon poliçe kesildi. 12,8 milyar liralık kamu olarak biz prim ödemesi verdik. Vatandaş da yüzde 60-70 desteğimizin geri kalan kısmını verdi. Ama vatandaşımızın hasar ödemesi yaklaşık 13 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Bu da önemli bir uygulamaydı.” dedi.
TARSİM’deki poliçeyi üreten Avrupa’da ilk ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Kirişci, tarım sigortacılığının çok yaygın olmadığını dile getirdi.
Kirişci, TARSİM’in kamu özel ortaklığıyla oluşturulmuş bir yapı olduğunu, şu anda Azerbaycan başta olmak üzere gittikleri her ülkede ilgi gördüğünü kaydetti.
Ekilmeyen alanların ekimini teşvik etmek adına tohumluk verildiğini de belirten Kirişci, şöyle devam etti:
“Bu tohumluğun da yüzde 75’ini sübvanse ediyoruz. Dolayısıyla bu bizim için çok çok önemli. Mesela hanım buralı olduğu için annesi babası artık buralara gelmiyor. Teyzeleri, dayıları, neyse onlar varisler bölünmüş. Boş duran tarlalar vardı. Kimseye de ektirmiyorlar veya ekilenden dikilenden kendilerinin haberi olmuyor. Biz inşallah meclisimize yine sunacağımız, bir diğer düzenleme şayet 2 yıl bir tarlada bir üretim alanında üretim yapılmamışsa biz kamu olarak diyeceğiz ki ‘Belli önceliklerimiz var. Bu önceliklere göre üretecek insanlara vereceğiz. Onlar üretecek. Onlardan alacağımız kira bedelini de sizin hesabınıza yatıracağız’ diyeceğiz.”
Sertifikalı tohuma, buğday, arpa, yulaf, çeltik gibi ürünlere dekar başına 24 lira verildiğini belirten Kirişci, desteği 50 liraya çıkardıklarını hatırlattı.
Gıda ve tarımın stratejik bir sektör olduğuna işaret eden Bakan Kirişci, “Bizim diğer alanlarda dış ticaret açığımız varken tarımla ilgili konularda ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 121. Yani 100 liralık ithal ediyorsak, 121 liralık ihraç ediyoruz.” diye konuştu.
Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti.