Tarım ve Orman Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2022 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yapan Pakdemirli, bitkisel ve hayvansal üretim için girdi maliyetlerinin dünya genelinde yükselmesinin, gıda üretimini etkilemeye başladığını söyledi.
Bu yılın, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en çok hissedildiği yıl olduğuna işaret eden Pakdemirli, bu süreçten en fazla etkilenen alanların başında tarım, orman ve su geldiğini vurguladı.
Pakdemirli, Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli Raporu’na göre, sıcaklık ve yağış değişikliklerinin, gıda üretiminde fiyat artışlarına neden olduğunu belirterek “Araştırmalar, 2050 yılındaki nüfusu beslemek için bugünkünden yüzde 60 daha fazla gıdaya, bu gıda üretimi için de yüzde 15 daha fazla suya ihtiyacımız olacağını gösteriyor. Bu yıl yaşadığımız kuraklıktan etkilenen çiftçilerimize yanlarında olduğumuzu göstermek için birçok tedbir aldık. Kuraklıktan etkilenen çiftçimiz için yaklaşık 2,5 milyar lira bütçe ayırdık.” ifadelerini kullandı.
Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın, dünyadaki büyük dönüşüme uyum sağlanması açısından önemine işaret eden Pakdemirli, “Bu yüzden Yeşil Mutabakat’a uyum sağlayarak eylem planları kapsamında üzerimize düşen görevleri hassasiyetle yerine getireceğiz. Ayrıca, Yeşil Mutabakat için oluşturulan ihtisas çalışma gruplarından biri olan Sürdürülebilir Tarım’a da önderlik yapacağız. Türkiye’nin Yeşil Kalkınma sürecinde, Bakanlık olarak ön saflarda olmaya ve gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
Pakdemirli, üreticileri korumak, tüketicileri kollamak için mevcut uygulamaları daha da etkinleştirerek yeni uygulamalar geliştirdiklerini bildirerek bu uygulamaları tarımsal destekler, sübvansiyonlu tarım kredileri, müdahale alımları, gelir koruma sigortası ve sözleşmeli üretim başlıları altında topladıklarını aktardı.
Tarımsal destekler
Son 19 yılda, toplam 396 milyar lira destek ödemesi yaptıklarının altını çizen Pakdemirli, “2017’de 12,9 milyar lira olan tarımsal destek miktarını 2 kat artırarak 2022 yılında 25,8 milyar liraya çıkardık.” bilgisini verdi.
Pakdemirli, Türkiye’nin 2020 yılında OECD ülkeleri arasında tarımsal desteğin GSYH’ye oranında yüzde 1,61 ile ilk sırada olduğunu anımsatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son 19 yılda bugünkü rakamlarla, 261 milyar lira bitkisel üretim desteği ödedik. 59 milyar lira mazot ve gübre desteği ödemesi yaptık. Stratejik ürünlere ilave desteklerle çiftçimizin yanında olduk. 2002’de 5 ürüne prim desteği verilirken bugün 18 ürüne pirim desteği sağlıyoruz. Pamuk primini yüzde 37,5 artışla 1 lira 10 kuruşa, ayçiçeği desteğini yüzde 25 artışla 50 kuruşa yükselttik.”
Pakdemirli, 2006’dan bu yana, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı (KKYDP), Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Programı (IPARD), Orman Köylerini Destekleme ve Yerinde Kalkındırma Projesi (ORKÖY), Kırsalda Uzman Eller Projesi ile toplam 326 bin projeye 24 milyar lira destek verdiklerini, 465 bin kişiye istihdam sağladıklarını anlattı. Pakdemirli, Kırsal Kalkınmada Uzman Eller Projesi’ni 2022’de 81 ilde yaygınlaştırarak 2024 yılı sonuna kadar 6 bin girişimcinin kırsal alanda kendi işini kurmasını sağlayacaklarını bildirdi.
Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi proje sayısını son 3 yılda 27’den 50’ye çıkardıklarını belirten Pakdemirli, “Bugüne kadar Bakanlık olarak yatırım programımızda yer alan Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerimize (TDİ-OSB) güncel rakamlarla 450 milyon lira altyapı kredisi sağladık. 2023 yılına kadar faaliyete geçen ve geçecek olan tarıma dayalı ihtisas TDİ-OSB’lerimizde 150 bin ton et, 200 bin ton sebze üretimini hedeflemekteyiz.” dedi.
Bakan Pakdemirli, son 19 yılda, 772 tarım ve gıda ürünü coğrafi işaret tescili alındığını, bunlardan 511’inin 3 yılda tescil edildiğini söyledi.
Müdahale alımları
Pakdemirli, müdahale alımlarında üretici dostu politikalar yürüttüklerinin dile getirerek alım fiyatlarını hasat öncesi açıklayarak üreticiyi ezdirmediklerini ve piyasayı etkin bir şekilde regüle etiklerini söyledi.
Ekim sonuna kadar 2,7 milyon ton hububatı uygun fiyatlarla çiftçilerle buluşturduklarını ifade eden Pakdemirli, Toprak Mahsulleri Ofisinin gelecek hasat dönemine kadar sürdüreceği regülasyon çalışmasıyla yem piyasalarında istikrarı sağlayacaklarını vurguladı.
Pakdemirli, son 3 yılda lisanslı depoculuk desteklerini 9,5 kat artışla 156 milyon liraya çıkardıklarına dikkati çekerek bu destekler sayesinde lisanslı depo kapasitesinin 4,5 kat artışla toplam 8,2 milyon tona ulaştığını vurguladı.
Sübvansiyonlu tarım kredileri
Bu yıl üreticilere 64 milyar liraya yakın tarımsal kredi kullandırıldığına işaret eden Pakdemirli, “Hayvancılık sektörüne yönelik sıfır faizli kredi uygulamasında ise 1,7 milyon yetiştiricimiz toplam 42 milyar lira faizsiz kredi kullanmıştır.” dedi.
Pakdemirli, gelir koruma sigortası ile üreticinin ürününün teminat altına alacağını belirterek “Bu yıl Konya’nın Cihanbeyli, Kadınhanı ve Karatay ilçelerinde buğday ürününde uygulayacağımız Gelir Koruma Sigortasını 2023 yılından itibaren tüm Türkiye’de yaygınlaştıracağız.” diye konuştu.
Sözleşmeli üretimin yaygınlaşmasının tarımsal üretimin planlanmasına katkı sağlayacağını söyleyen Pakdemirli, 3. Tarım Orman Şurası’nın en önemli çıktılarından birisi olan sözleşmeli üretim modelinin, geliştirilerek yaygınlaştırılması için çalışmaların devam ettiğini kaydetti.
“Türk somonunun dünya markası haline geldi”
Üreticilere verdikleri desteklerle bitkisel üretimde önemli bir yol kat ettiklerini ifade eden Pakdemirli, bazı ürünlerde dekar başına verimdeki artışları paylaştı.
Pakdemirli, tohumculuk sektörüne son 19 yılda toplam 4,5 milyar lira destek sağladıklarını, bugün, 86 ülkeye tohumluk ihracatı yapıldığını söyledi.
İşlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması çalışmalarını başlattıklarını dile getiren Pakdemirli, “Bu kapsamda, yeni tarım teknikleri ile verimliliğin artırılması, kuraklığa dayanıklı çeşitlerin ekilişi, yabani türlerin aşılanması, nadas alanlarının değerlendirilmesi ve üretimin artırılması amacıyla yaklaşık 400 projeyi hayata geçirdik. Bu çalışmalarla 2020’de Hatay’ın tarım alanı kadar yani 2,1 milyon dekar araziyi üretime kazandırdık.” dedi.
Pakdemirli, son üç yıldaki hayvancılık desteklemelerine ilişkin, şöyle konuştu:
“Yürüttüğümüz etkili politikalar ve hayvancılık desteklemelerindeki 2 kat artış ile büyükbaş hayvan varlığımızda yüzde 6 artışa ilave 2,2 milyon baş, küçükbaş hayvan varlığımızda ise yüzde 30 artışa ilave 13,1 milyon baş hayvanı sürülere kattık. Verimliliğe yönelik çalışmalar sayesinde sığırda, 2002’de 184 kilogram olan karkas verimi yüzde 65 artışla 305 kilograma, 19 litre olan günlük süt verimi ise 23 litreye çıkmıştır. Böylece, aynı dönemde, toplam süt üretimimiz yüzde 173 artışla 23 milyon tona, kırmızı et üretimimiz yüzde 186 artışla 1,2 milyon tona yükseldi.”
Pakdemirli, su ürünleri sektöründe üretimin yıl sonunda yüzde 70 artışla 470 bin tona ulaşacağını bildirerek, Türk somonunun dünya markası haline geldiğini belirtti.
Marmara Denizi’nde bu yıl yaşanan müsilaj sorunu ile ilgili Bakanlığın üzerine düşen konularda çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Pakdemirli balıkçılara müsilajla mücadelede için gerekli desteği verdiklerine işaret etti.
Gıda denetimleri
Pakdemirli, tarladan sofraya güvenilir gıda anlayışıyla, tüketici sağlığını en üst düzeyde korumaya yönelik çalışmalarının aralıksız devam ettiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Gıdada taklit veya tağşiş ile ilgili cezaları caydırıcı hale getirdik. 2020’de 1,4 milyon gıda denetimi gerçekleştirdik. 2021 Ekim ayı itibariyle 1,1 milyon denetim gerçekleştirilmiş olup, denetimlerimize devam etmekteyiz. Ülke genelinde 25 Ekim’de eş zamanlı olarak 7 bin 300 kontrol görevlimiz ile denetim seferberliği başlattık. Bu denetimlerde 60 bin 362 gıda işletmesini denetledik. Bu kapsamda, vatandaşlarımızın sağlığı ile oynayan toplam 1878 işletme hakkında yasal işlem uyguladık.”
Son 10 yılda 1609 firmanın 3 bin 605 farklı parti gıda ürününde taklit veya tağşiş yaptığını kamuoyuyla paylaştıklarını ifade eden Pakdemirli yılbaşı itibarıyla trans yağ içeriği yüzde 2’nin üzerinde olan gıdaların üretilmesini yasakladıklarını bu uygulamayı Avrupa Birliği’nden 3 ay önce hayata geçirdiklerini belirtti.
“1532 ata tohumu koruma altında”
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, tarımsal üretime teknolojiyi entegre etmenin ne kadar önemli olduğunu bildiklerinin altını çizerek, her yıl AR-GE’ye bütçe ve bütçe dışı kaynaklarla birlikte 1 milyar liraya kadar kaynak ayırdıklarını aktardı.
Anadolu’ya ait bitkisel ve hayvansal zenginlikleri hazine olarak gördüklerini dile getiren Pakdemirli, 1531 ata tohumunu koruma altına aldıklarını kaydetti.
Bitkisel Gıdalar Araştırma Merkezini bu yıl Ankara’da hizmete aldıklarını anlatan Pakdemirli, Elektronik Hayvan Takip Sistemi’nin devreye sokulmasıyla buzağı üretiminde ortalama yüzde 20 artış sağlanacağını söyledi.
Pakdemirli ülke genelinde 219’u son üç yılda olmak üzere toplam alanı 92 milyon dekar olan 429 büyük tarımsal ovayı sit alanı olarak ilan ettiklerini, korunan ova sayısını 500’e çıkarmak için çalışmaların devam ettiğini ifade etti.
Türkiye’nin, ormancılık faaliyetlerinde yaptığı başarılı çalışmalarla dünyaya örnek bir ülke olduğunu ve orman varlığı bakımından dünyada 46’ncı sıradan 27’nci sıraya yükseldiğini belirten Pakdemirli, “En çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında Avrupa’da ilk, dünyada dördüncü sıradayız. 2021 sonuna kadar 252 milyon fidanı toprakla buluşturarak, orman varlığımızın ülkemiz yüz ölçümünün yüzde 29,6’sını kaplamasını hedeflemekteyiz.” diye konuştu.
Bakan Pakdemirli, 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü’nde “Geleceğe Nefes, Dünyaya Nefes” programına komisyonu davet etti.
“Yanan bütün alanlar ağaçlandırılacak”
Orman yangınlarında mücadeleye değinen Pakdemirli kullanılan ekipman sayılarına ilişkin bilgi verdi. Temmuz ayının, son 142 yılın en sıcak temmuz ayı olarak tarihe geçtiğine dikkati çeken Pakdemirli, şöyle devam etti:
“Akdeniz bölgesinde, 40 derecenin üzerine çıkan rekor sıcaklık, nemin yüzde 9 gibi çok kritik bir seviyeye düşmesi ve sürekli yön değiştiren kuvvetli rüzgarlar yangınların genişlemesine neden oldu. 15 günlük sürede 16 ayrı büyük yangın ile mücadele verdik. Orman yangınlarıyla mücadelede özveriyle ateşin içinde kahramanlık destanı yazan, bir ağacı daha nasıl kurtarabilirim diye orman yangınları ile mücadele ederken vefat eden orman kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.
Altını çizerek söylemek istiyorum. Anayasamızda yer aldığı üzere, yanan bütün alanları tekrar ağaçlandıracak ve tekrar yeşil vatanın bir parçası haline getireceğiz. Bu kapsamda, orman yangınları ile daha etkin mücadele için ekim ayında 268 uzmanın katılımı ile İklim Değişikliği Sürecinde Orman Yangınları Çalıştayı düzenledik. Bu çalıştayda alınan kararları tek tek uygulayarak, yangınla mücadelede önemli mesafeler kat etmeye devam edeceğiz.”
“Su en değerli kaynak haline geldi”
Bekir Pakdemirli, suyun bu yüzyılda en stratejik ve en değerli kaynak haline geldiğini vurgulayarak, son 19 yılda bu alana yönelik 284 milyar liralık yatırımla 8 bin 817 tesisi hizmete açtıklarını kaydetti. Pakdemirli son 3 yılda ise 41 milyar liralık yatırım ile toplam 1000 tesisi tamamladıklarını söyledi.
Sınıfında dünyanın en yüksek 3’üncü büyük barajı olacak ve milli ekonomiye yıllık 1,8 milyar lira katkı sağlayacak Yusufeli Barajı’nı da bitirme aşamasına getirdiklerini aktaran Pakdemirli, “Suyun gücünü milletimizle buluşturmaya, ülkemize su alanında yeni eserler kazandırmaya bundan sonra da devam edeceğiz.” dedi.
Pakdemirli, küresel ısınmayla artan taşkınlara karşı da büyük bir mücadele verdiklerinin altını çizerek “Doğu ve Batı Karadeniz bölgelerinde, meydana gelen taşkınlar sonrasında acil eylem planları revize edilerek projeler hızlandırılmış ve inşaat aşamasında olanlar en kısa sürede bitirilecek şekilde çalışmalar tamamlanmıştır.” diye konuştu.