Karaman’da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, Türkiye’nin elma üretiminde dünyada 2. sırada, ihracatta ise 7. sırada olduğunu belirtti.
Tarımsal üretimin pazarlama ayağının çok daha önemli olduğunu ifade eden Yumaklı, şunları söyledi:
“Bunun için de teknolojinin tüm unsurlarını uygulamanız gerekir. Buradaki üreticilerimiz bu teknolojilerin geliştirilmesiyle ilgili de çok ciddi bir mesafe katetmiş durumdalar. Sadece elmayı değil, onlar için üretilen teknolojiyi de ihraç eder durumdalar. Tarımsal üretimin planlaması olmak üzere sözleşmeli üretim, işlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması ve diğer birçok unsuru önümüzdeki dönemde hem üretimimizin arttırılmasını hem de kendi ihtiyacımızın üzerindeki üretimin ihracata konu olmasıyla ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
“600 milyon liralık idari para cezası kesildi”
Yumaklı, bir gazetecinin, nişasta bazlı şekerin sağlığa zararı nedeniyle şeker pancarının da planlı üretim modeline dahil edilip edilmeyeceği sorusuna, şöyle cevap verdi:
“Tarımsal üretim planlamasına kendi kanunları olan ürünleri dahil etmedik. Çünkü onların ayrı bir dinamiği var ve o tarz bir yasal düzenleme bize çok vakit kaybettirecekti. Bu ürünlerin de münavebe başta olmak üzere uygulamalarımıza konu olduğunu söyleyebilirim. Arkadaşlarımız bunları mevcut planlama sürecine dahil edecekler. Fiili bir dahil olma bu. Bunun dışında özellikle sadece nişasta bazlı şeker konusu değil. Vatandaşımızın hijyen açısından, sağlık açısından ya da farklı sebeplerle aleyhine olacak her durumu engellemek adına bu denetimlerimiz devam edecek. Bununla ilgili de denetimlerimiz oldu. Usulsüzlükler, uygunsuzluklar tespit edildi. Bunlara ilişkin de yaklaşık 600 milyon liralık bir idari para cezası kesildi bu firmalara. Vatandaşımızın güvenilir gıdaya ulaşması, en doğal hakkıdır. Bu hakka ulaşmakla ilgili hiçbir engeli tanımıyoruz ve devlet olarak, bakanlık olarak bunların üzerine gitmeye devam edeceğiz.”
Yumaklı, 1 Eylül itibarıyla geçilen planlı üretim modeliyle, ihtiyaç duyulan ürünlerin üretilmesi ve pazar imkanı olanların ihracatının yapılmasıyla üretici ve tüketicinin uğraması muhtemel zararların önüne geçileceğini belirtti.
Bu uygulama ile ülke kaynaklarının çok daha verimli kullanılacağını aktaran Yumaklı, şunları kaydetti:
“Hububat, baklagil, yağlı bitkiler ve yem bitkileriyle alakalı 2028’e kadar üretimi ne kadar arttıracağımıza dair hedeflerimizi yayınladık. Bunları su, toprak ve diğer kaynaklarımızı dikkate alarak belirledik. Planlı üretim 40 yıldır konuşulan önemli bir husus. Altyapı çalışmaları uzun yıllardır devam ediyordu. Son 3 yıldır çok yoğunlaşarak gerek yasal düzenlemeleri, gerekse uygulamaların oturmasıyla alakalı süreç tamamlandı. Böylece bitkisel üretimde 1 Eylül’den itibaren önümüzdeki 3 yıl için bu söylediğim başlıklardaki ürün gruplarında üretim planlamasına geçtik. Ülkemiz ve üreticilerimiz için hayırlı olsun.”
“Şehirlerin çeperlerinde tarımsal üretimin yapılmasını destekliyoruz”
Yumaklı, üretimin tüketimi karşılamadığı ya da büyük şehirlerin tarımsal üretimle alakalı ihtiyaçlarını karşılanmasına dönük kent tarımı uygulamalarını gündeme getirdiklerini vurgulayarak şöyle devam etti:
“Bununla ilgili şehirlerin çeperlerinde tarımsal üretimin yapılmasını destekliyoruz. Bunun dışında özellikle jeotermal enerji olmak üzere ki tarımsal üretimin en önemli girdilerinden birisi enerji. Bunun kullanıldığı organize tarım bölgeleri belirlendi. 42 ilde 61 organize tarım bölgesi belirlendi. Organize tarım bölgeleri aynı şu anda içinde bulunduğumuz üretim merkezi gibi hem üretimin yapıldığı hem paketlemesinin ve buna benzer ihtiyaçların yerine getirildiği ve pazara gönderildiği bir özellik taşıyacak. Yani burada üretiyorsanız 100 kilometre ötede bir yerde paketlemeye göndermiyorsunuz. Üretimin buralarda yapılması yine aynı içinde bulunduğumuz alanda olduğu gibi hem teknolojinin hem de iyi tarım uygulamalarının en üst seviyede gerçekleştirildiği yerler olacak. Bunlardan 6’sında üretim başladı. 7’sinde de yatırım çalışmaları devam ediyor. Bizim amacımız çok hızlı bir şekilde bu 61 organize tarım bölgesini üretime kazandırmış olmak.”
Bakan Yumaklı daha sonra, Ayrancı ilçesine bağlı Divle köyüne giderek, yöreye özgü Divle obruk peynirinin yapıldığı mağarayı dolaştı.
Yumaklı son olarak, Karaman Organize Sanayi bölgesinde bulunan hububat tohumu eleme tesisinin açılışını gerçekleştirdi.
Tohumda dışa bağlılık söyleminin gerçeği yansıtmadığını belirten Yumaklı, şöyle konuştu:
“Ülkemizde kullanılan her 100 kilogram ürünün 97 kilogramı bu ülkenin topraklarında üretiliyor. Tohum firmalarımız dünyanın 117 ülkesine de ihracat yapıyor. Burada diğer önemli husus da bakanlığımızın farklı desteklerle üretimin farklı kesimlerini desteklemesi. Tohum sektörü de bunlardan bir tanesi. Özellikle Avrupa Birliği fonları, kırsal kalkınma destekleri, bakanlığımızın doğrudan ya da dolaylı diğer destekleri bunları cesaretlendirici ve üretimi arttırmaya dönük faaliyetlerimizin karşılanmasında önemli bir nokta. Karaman Organize Sanayi Bölgesine girdiğimiz de hemen hemen çoğunda bakanlığımızın kırsal kalkınma desteklerinin yer aldığını gördüm. Demek ki sadece üretmek değil, aynı zamanda üretmiş olduklarımızı, yani o tarım ürünlerini katma değerli bir hale getirmek bu yolla mümkün. Tohumculukta dünyanın önde gelen ülkelerindeniz. Bu konuda otorite olmakla alakalı çok ciddi mesafe katetmiş durumdayız. Sonraki dönemde bu ve benzeri tesislerle bu pozisyonumuzu daha da güçlendireceğiz ve ülkemizin ekonomisine, tarımsal üretimine katkıda bulunmaya hep birlikte el ele, omuz omuza devam edeceğiz.”