Bakanlığın Twitter hesabından Türkiye’nin yurt dışı tarımsal yatırımlarına ilişkin bir kamuoyu duyurusu paylaşılırken, Türkiye’nin yurt dışında özel sektör aracılığıyla gerçekleştirilmesi planlanan tarımsal yatırımlarına ilişkin vizyonuyla ilgili açıklama yapılması gereğinin duyulduğu bildirildi.
Türkiye’nin tarım politikasında önceliğin, tüm tarım alanlarının verimli şekilde kullanılması, alın ve akıl teri döken çiftçinin desteklenmesi olduğu belirtilen açıklamada, Bakanlığın göç, veraset ve diğer nedenlerle terk edilmiş tarım arazilerini yeniden üretime kazandırmak için yeni bir destekleme modeli geliştirmek üzere çalışma yürüttüğüne işaret edildi.
Türkiye’nin yurt dışı tarımsal yatırımlarına ilişkin kamuoyu duyurusu 👇 pic.twitter.com/0Z9IX815NU
— T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı (@TCTarim) July 22, 2022
Açıklamada, Türkiye’nin tarımsal üretim, tarım teknolojileri ve gıda sanayisinde dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olduğu vurgulanarak şunlar ifade edildi:
“Ülkemiz, Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2020 yılı verilerine göre dünya bitkisel ürünler üretiminde 12’nci, sebze üretiminde 4’üncü ve meyve üretiminde ise 6’ncı sıradadır. Tarımsal hasıla bakımından da Avrupa’da birinci durumdadır. Bakanlığımızca yürütülen çalışmalar ve üretime yönelik teşvikler ile çok sayıda tarım ürününde de dünyada liderliğimiz devam etmektedir. Bunun yanı sıra ülkemiz, tohumculuk, tarım makineleri, tarımsal ürün işleme ekipmanları, modern hayvancılık tesisleri ve mezbaha ekipmanları, soğuk hava deposu teknolojileri, modern seracılık teknolojileri ve üst düzey gıda işleme, tesis, alet ve ekipmanları üretiminde çok büyük bir potansiyele sahiptir.”
Türkiye’nin pek çok ülkeye bu alanlarda ürün, hizmet ve teknoloji ihracatı yaptığı, büyük bir bilgi, tecrübe ve know-how altyapısına sahip olduğu belirtildi.
Açıklamada, Bakanlığın, yabancı ülkelerde özel sektör aracılığıyla yatırım imkanları geliştirme konusunda da yeni bir vizyon belirlediği ifade edilerek şu bilgiler verildi:
“Bu manada özel sektörün tarımsal kalkınma sürecine dahil olması için teşvik edilmesi büyük önem taşımaktadır. Ülkemize döviz girdisi sağlayan en önemli sektörlerden biri inşaat sektörü, ülke kalkınmasının özel sektör aracılığıyla desteklenmesinin en güzel örneklerinden biridir. Müteahhitlerimiz Rusya’da, Kazakistan’da, Irak’ta, Katar’da ve diğer ülkelerde yatırım yaparak büyük başarı hikayeleri yazmaktadırlar. Türkiye inşaat sektöründe dünyada 2’nci sırada yer almaktadır. Tarım sektörünün de inşaat sektörü gibi desteklenerek uluslararası düzeyde hak ettiği yere gelmesi hedeflenmektedir. Türkiye’nin kendi teknolojisini ve bilgi birikimini devreye sokarak diğer ülkelerle yapacağı tarım alanındaki iş birliği, büyük potansiyelimizi hayata geçirme fırsatı sunacaktır. Bu sayede, Türk yatırımcılar da bilgi birikimlerini ve tecrübelerini ihraç edebileceklerdir. Yurt dışında tarımsal yatırım yapmak konusunda Tük şirketleri, yani özel sektör nihai karar verici olacaktır. Bakanlık olarak görevimiz, yatırımcı firmalarımıza yatırım yapılacak ülke ortamı hakkında bilgi vermek ve yatırımcıların haklarını koruyacak şekilde hukuki bir zemin oluşturmaktır.”
“Birçok gelişmiş ülke de tarımsal arazi kiralıyor”
Birçok gelişmiş ülkenin sınırları dışında tarımsal arazi kiraladığına işaret edilen açıklamada, “Sanayileşmiş bu ülkeler, yatırımlarını tarımın önemini bilerek gerçekleştirmektedirler. Bu ülkeler ayrıca, bu yatırımlarını gelecekteki tarım ve gıda ürünü ihtiyaçlarını temin etmek için yapmaktadır. Yaşanan pandemi süreci, Rusya-Ukrayna Savaşı, küresel iklim değişikliği ve artan nüfus nedeniyle tarımsal üretim daha da hayati bir hal almıştır. Bu ortamda Türkiye’nin ve iş insanlarımızın küresel gıda piyasasında söz sahibi olması adına Bakanlığımızın yeni vizyonu büyük önem kazanmıştır. Bu vizyon, bize ülkemizin ihtiyaç duyduğu hayati ve stratejik ürünlerin temininde belli başlı ülkelere bağımlılığın azaltılmasını sağlayacaktır.” ifadeleri kullanıldı.
Türkiye’nin özellikle soya ve ayçiçeği gibi ürünleri büyük oranda ithal ettiği belirtilen açıklamada, “Bu ürünlerin yetiştirilmesi için yeterli arazimiz bulunsa bile iklim ve coğrafi koşullar iç talebi karşılayacak oranda üretim yapılmasına imkan vermemektedir. Ayrıca Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığı da aşikardır. Ülkemizin planladığı bu vizyoner yatırımlar, ithal edilen ürünlerin azalması ve cari açığın kapatılmasında da önemli bir rol oynayacaktır. Dahilde işleme rejimi adı altında ülkemizdeki firmalara ham madde temini de bu yatırımlar sayesinde kolaylaşacaktır. Vizyonumuzun gereği bu yatırımlar çevreyi korumak ve karbon ayak izini azaltmak için de son derece önemlidir.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, Türkiye’nin, tarımsal alandaki yurt dışı yatırımlarında “kazan-kazan” ilkesini benimsediği, iş birliği yapılan ülkelerde “birlikte üretip birlikte kazanmanın” hedeflendiği belirtildi. Dünyanın önde gelen tarım ülkelerinden Türkiye’nin deneyimlerini tüm insanlıkla paylaşmaktan yana olduğu, bunun da tarihi misyonun bir gereği olarak görüldüğü ifade edildi.
Dünya Ticaret Örgütü raporlarına göre yaklaşık 41 ülkenin başka ülkelerde arazi kiraladığı, 62 ülkenin de arazilerini başka ülkelere kiraladığı ya da sattığı belirtilen açıklamada, İngiltere’nin başta Afrika’da olmak üzere 4,4 milyon hektar arazi kiraladığının bilindiği kaydedildi. Açıklamada diğer ülke örneklerine ilişkin şu bilgiler verildi:
“ABD’nin aynı yöntemle kiraladığı arazilerin büyüklüğü 3,7 milyon hektardır. İngiltere’nin kiraladığı arazilerin büyüklüğü Danimarka’nın yüzölçümüne eşitken, ABD, İsviçre ve Çin’in Moldova büyüklüğünde kiraladığı tarım arazileri vardır. Afrika’nın en yoksul ülkelerinden biri Kongo 8,1 milyon hektar arazi kiralamışken Endonezya 7,1 milyon, Filipinler 5,2 milyon ve Sudan 4,7 milyon hektar arazi kiralamış veya satmıştır. Böylece kendi sınırları dışında tarımsal yatırım yapan ülkelerin, bu yatırımlarını mevcut tarım ve gıda ürünleri ihtiyacı için değil gelecekte dünya gıda piyasasında söz sahibi olmak için gerçekleştirdikleri açıkça anlaşılmaktadır.”
“Türkiye’ye bizzat yatırım teklifinde bulunuluyor”
Açıklamada, Türkiye’nin tecrübesine ve üretkenliğine sonuna kadar güvenen ve tarımsal yatırımlara ihtiyaç duyan ülkelerin, Türkiye’ye bizzat kendileri yatırım teklifinde bulundukları belirtilerek şunlar kaydedildi:
“Nüfusu 2050’li yıllarda 100 milyonun üzerine çıkması beklenen Türkiye’nin, 2053 vizyonunun da bir gereği olarak tarımsal üretimini artırması aklın ve bilimin bir gereğidir. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Bakanlığımız, hem yurt içinde hem de yurt dışında tarımsal alanda yatırım yapan yatırımcılarımızın yanında olmaya devam edecektir. Bakanlığımızın vizyonu yurt dışında tarımsal üretim yapmak için Türk yatırımcısını teşvik etmek ve onlara avantaj sağlamaktır. Bakanlığımızın görevi yatırımcılarımıza yabancı ülkelerdeki tarımsal yatırım imkanları hakkında bütün yönleriyle bilgi vermektir. Ayrıca yatırımcılarımızın haklarını koruyacak şekilde hukuki bir zemin oluşturmaktır. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına yurt dışında arazi kiralanması söz konusu da değildir. Bakanlık olarak pandemi süreci başta olmak üzere alın terini büyük emeklerle toprağa dökerek insanımızın karnını doyuran çiftçilerimizin her zaman yanında olduk, sonuna kadar da yanlarında olacağımızı saygılarımızla kamuoyuna duyururuz.”