AA muhabirinin Tarım ve Orman Bakanlığından edindiği bilgiye göre, Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) üreticileri iklim değişikliği ve sıklığı artan doğal afetlere karşı koruyor.
Devlet, özel sektör, sivil toplum işbirliğinde kurulmuş olan ve kar amacı gütmeyen TARSİM, doğal afetler nedeniyle ortaya çıkabilecek verim ve kalite kaybı riskini, devlet prim desteğiyle teminat altına alarak çiftçilerin tarımsal üretimlerini güvenle sürdürmelerini sağlıyor.
TARSİM’de sigortalı alan büyüklüğü, poliçe sayısı ve toplanan prim miktarı her yıl artıyor. 2022’de bir önceki yıla göre, sigortalı alan yüzde 21 artarak 34,9 milyon dekara, poliçe sayısı yüzde 22 artarak 3,1 milyona, toplanan prim ise yüzde 92 artarak 9 milyar liraya ulaştı. 2022’de doğal afetlerden etkilenen üreticilere ödenen tazminat tutarı ise yüzde 30 artışla 3,7 milyar lira oldu. Sigorta bedeli 296 milyar lira, devlet prim desteği ise 4,8 milyar lira olarak gerçekleşti. Prim desteği 2021’de 2,47 milyar lira olmuştu. 2006’dan bu yana sağlanan devlet prim desteği ise 13,6 milyar liraya yükseldi.
1993 eksper görev başında
Hasar tespit organizasyonlarının en büyük aktörü olan eksperler, tarım sigortaları konusunda, risk inceleme ve hasar tespiti alanında uzman ziraat mühendisi, teknikeri ve teknisyeni ile veteriner hekimlerden oluşuyor. Bitkisel ürün sigortalarında 1040, hayvan hayat sigortalarında 953 olmak üzere 1993 eksper görev yapıyor. Yapılan eğitimlerle eksper ihtiyacı karşılanıyor.
TARSİM 16 yılda, 40 yıldan fazla bu alanda faaliyet gösteren Avrupa ülkelerinin sigortalılık oranlarını yakaladı. Diğer ülkelerde bu sistemin kurulmasına rehberlik eden TARSİM, Azerbaycan’a örnek oldu. Benzer şekilde Kuzey Makedonya ile bu alanda işbirliği çalışmaları yürütülüyor.
“Üreten herkesin yanındayız”
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, artan nüfus, küresel ısınmanın getirdiği iklim değişikliği ve savaşlar nedeniyle tarımın öneminin bir kez daha görüldüğünü vurguladı. Türkiye’nin bu kritik dönemde eli öpülesi çiftçilerin gayretleriyle sorun yaşamadığına dikkati çeken Kirişci, destekleme, geliştirme ve teşvik politikalarıyla üreten herkesin yanında olduklarının altını çizdi.
Kirişci, tarımı gıda güvenliği açısından bir milli güvenlik meselesi olarak gördüklerini belirterek, “Gıda güvenliği küresel çerçevede sadece bugünü değil geleceğimizi de ilgilendirmekte. Bu açıdan, gıda güvenliği konusu son yıllarda dünya gündeminin önemli başlıklarından biri haline geldi. Bizler uyguladığımız tarım politikaları ve üreticilerimizin çabaları sayesinde gıda güvenliği konusunda dünya ülkelerine kıyasla iyi bir sınav verdik.” ifadelerini kullandı.
İklim değişikliği ile artan risklerle üreticilerin doğaya karşı tek başına karşı koyabilmesinin mümkün olmadığına işaret eden Kirişci, “Özellikle de ülkemizde tarımsal üretimin temelini oluşturan küçük aile işletmeleri bu tür olumsuzluklara karşı daha hassastır. Bu nedenle sıklığı ve şiddeti artan don, dolu, aşırı yağış kuraklık gibi risklerin yarattığı tahribatı üreticilerimizin tek başlarına omuzlamaması ve üreticinin taşıdığı bu riskleri transfer edebilmek için çiftçilerimize devlet destekli tarım sigortaları yaptırmalarını şiddetle öneriyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.