Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan hükümeti, Pekin’in Tayvan Boğazı’nın “deniz yetki alanı” iddiasına karşı, bölgenin “uluslararası sular” olduğu görüşünü savundu.
Tayvan Ajansı CNA’nın haberine göre, adadaki hükümetin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Joanne Ou, yaptığı açıklamada Çin’in, Boğaz’ı kara suları ve Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) içinde tanımlayan egemenlik iddiasını reddetti.
Çin’in Tayvan Boğazı’nın deniz yetki sahası olduğuna dair tezinin “sahte bir iddia” olduğunu savunan Ou, “Tayvan Boğazı, kara suları olarak tanımlanabilecek 12 millik (22 kilometre) bölge dışında uluslararası sulardır.” dedi.
Ou, Pekin’in “uluslararası hukuku çarpıttığını”, “Boğaz’ı kendi MEB’i ilan ederek, Tayvan’ı ilhak etme ihtirasını ortaya koyduğunu” söyledi.
Tayvan’daki hükümetin yabancı gemilerin Boğaz’da uluslararası hukuka uygun faaliyetlerine saygı gösterdiğini belirterek, Amerikan savaş gemilerinin geçişine ilişkin, “ABD’nin seyrüsefer serbestisini güvence almaya yönelik faaliyetlerini anlıyor ve destekliyoruz. Bu faaliyetler bölgede barış ve istikrara katkı sağlıyor.” ifadelerini kullandı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, dünkü olağan basın toplantısında, Washington’ın Tayvan Boğazı’nın uluslararası sular olarak kabul edilmesi gerektiğine yönelik tutumuyla ilgili soruya verdiği yanıtta, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi hükümleri uyarınca Tayvan Boğazı’nın Çin’in kara suları ve MEB’i içinde kaldığını, dolayısıyla idari haklara sahip olduğunu belirtmişti.
Sözleşmede “uluslararası sulara” dair bir taahhüdün bulunmadığını savunan Vang, “Bazı ülkeler, Tayvan Boğazı’nın uluslararası sular olduğunu ileri sürerek, Tayvan sorununu manipüle etmek ve Çin’in egemenliğini ve güvenliğini tehdit etmek için bahane arıyor.” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Bugüne dek Tayvan Boğazı’nın statüsüne dair tezlerini dile getirmekten kaçınan Pekin’in son zamanlarda ABD’li yetkililerle yapılan görüşmelerde Boğaz’ın “uluslararası sular” olduğu görüşünü sorguladığı iddia edilmişti.
Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine, Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri Tayvan’a yerleşip, 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim, Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971’e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin’i temsil etmişti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada, Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.