TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhuriyet’in 100. yıl dönümü dolayısıyla Ulus’taki Birinci Meclis Binası’nda düzenlenen kutlama programına katıldı.
Kurtulmuş, törende yaptığı konuşmada, 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet’in doğduğu mekanda 100 yıl sonra aynı heyecan ve coşkuyla bir arada olmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere milli mücadelenin tüm kahramanlarını, ilk Meclis’in üyelerini saygıyla ve minnetle yad ettiğini söyledi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, 21 Aralık 1918’de Meclis-i Mebusan’ı basan İngiliz askerlerinin, vekillerin bir kısmını tutukladığını ve Meclis’i dağıttığını hatırlatarak, baskından ve tutuklamalardan kurtulan milletvekillerinin Anadolu’ya geçmelerinin ardından işgale direnişin temelini oluşturmak üzere Meclis’in çatısı altında yoğun bir faaliyete başladıklarını anlattı.
Meclis-i Mebusan’ın son, TBMM’nin ilk binası olan Birinci Meclis Binası’nda tarihi kararlar alındığını dile getiren Kurtulmuş, silah arkadaşlarıyla 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basan Mustafa Kemal Paşa’nın, Cumhuriyetin ilk ateşini yaktığını belirtti. Kurtulmuş, Amasya Genelgesi, Erzurum Kongresi ve Sivas Kongresiyle Türkiye’de Milli Mücadele ateşinin alevlendiğini ve milletin büyük bir varoluş mücadelesine kalkıştığını vurguladı.
“TBMM, milletin bir amaç uğrunda birleştiği evi oldu”
Osmanlı Mebusan Meclisi’nde 28 Ocak 1920’de oy birliğiyle “Vatan bölünmez bir bütündür” fikrinin kabul edildiğine işaret eden Kurtulmuş, bu tarih itibarıyla Büyük Millet Meclisi’nin artık işgale direnişin komuta merkezi, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin yaşam kaynağı, milletin tek bir amaç uğrunda birleştiği evi olduğunu ifade etti.
Sakarya Meydan Muharebesi’nin önemine işaret eden Kurtulmuş, aynı ismi taşıdığı dedesi Binbaşı Gazi Numan Kurtulmuş’un da bu savaşta sağ kalça kemiğinden aldığı kurşun yarasıyla malulen emekli olduğunu ve hayatının geri kalanını aksayarak geçirdiğini anlattı.
Kurtulmuş, büyük medeniyetlerin, büyük milletlerin tarihe bakışlarının birikim, tarihi müktesebat ve devamlılık anlayışı üzerinde olduğunu ifade ederek, “Millet-i ebet müddet tanımıyla yetiştiğimiz devlet felsefesi, tarihimize ve şehadet bilinciyle verilen tüm mücadelelere hürmet etme ahlakını hepimize kazandırmıştır.” dedi.
“Gazzeliler ve Filistin halkı, tüm cephelerde Anadolu insanıyla birlikte oldu”
Kurtulmuş, Trablusgarp Savaşı’yla başlayıp aralıksız şekilde Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Harbi’yle devam eden zorlu yıllarda tüm cephelerde şehit olanları rahmetle ve şükranla anmanın tarihi bir sorumluluk olduğunun altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:
“Dün Osmanlı Cihan Devleti’ni parçalayabilmek adına birleşen tüm şer güçlerin bugün de Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmekle meşgul olduklarını hepimiz üzülerek izliyoruz. Tüm dünyanın gözleri önünde acımasızca katledilen ve soykırıma tabi tutulan Gazzeliler ve Filistin halkı, geçen yüzyılda Cumhuriyetimize giden tüm savaşlarda, tüm cephelerde Anadolu insanıyla birlikte olmuş, dedelerimizle yan yana aynı siperlerde, aynı cephelerde savaşmışlardı. Romanya’da, Galiçya’da, tüm Şark cephelerinde, Irak’ta, Hicaz bölgesinde, Çanakkale’de çarpışan, feda-i can eden Filistinli, Gazzeli şehitlerimiz, dedelerimizle birlikte toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi yatmaktadır. Onların hep birlikte toprağı vatan kılan şehadet şerbetini hamdederek, şükrederek içtiklerini biliyoruz.”
Genelkurmay Başkanlığının şehit defterlerinde 554 Filistinlinin isminin bulunduğunu aktaran Kurtulmuş, “Çanakkale’deki şehitlik abidesinde Gazzeli, Nabluslu, Kudüslü Ahmetlerin, Mehmetlerin yattığını biliyoruz ve onlara şükranlarımızı bir kere daha ifade etmek istiyorum.” diye konuştu.
“TBMM ve Cumhuriyet, direniş sembolü olmuştur”
Kurtulmuş, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının, 20 Ocak 1921’de “1921 Anayasası”nı kabul etmeleriyle cumhuriyetin ilk ilanının adımlarının atıldığını belirtti.
Cumhuriyetin ilanının yasa teklifinin bizzat Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından bu binada okunduğunu, milletin vekilleri tarafından “Yaşasın Cumhuriyet” sözleriyle ayakta alkışlarla karşılandığının altını çizen Kurtulmuş, “TBMM ve Cumhuriyet, uzak Asya’dan Kuzey Afrika’ya tüm sömürge halklarının umut ışığı, ilham kaynağı ve direniş sembolü olmuştur. Daha İstiklal Savaşı henüz devam ederken Mustafa Kemal Paşa’nın mazlum ülkelere desteği ve ilgisi de dünyanın dikkatini çekmiştir.” dedi.
Atatürk’ün bir asır önce anlattığı dünyanın, bugünküyle aynı olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Biz Türk milleti olarak bir kere daha yüksek sesle ilan ediyoruz ki emperyalistler ya da yeni emperyalistler hangi oyunu oynarlarsa oynasınlar mutlaka milletimizin öncülüğünde yeni bir dünya kurulacak ve hakkın, adaletin egemen olduğu bir düzene geçilecektir. Bizler 100 yıllık süreçte Cumhuriyetimizi koruyup, onu değerler dünyasıyla yaşatarak, demokrasiyi hayata geçirerek, millet iradesinin üstünlüğüne inanarak geldik. Cumhuriyetin ruhunda demokrasiyi, hukuk güvenliğini, eşitliği, insan ve millet sevgisini, yurttaş olarak sorumluluk aidiyetini, birbirimize saygıyı, millet kimliğini, dünden yarına umutlarımızı taşıdık. Bu bağlamda Cumhuriyet hepimizin baş tacı, hepimizi içine alan bir ortak çatıdır. Bu kutsal çatı altında görev yapan milletvekilleri olarak en büyük şevk kaynağımız, Meclisimize milletimizin duyduğu güven ve Cumhuriyetimizin sonraki asırlara çok daha güçlü bir şekilde taşıyabilme arzusunun verdiği heyecandır.”
“Demokrasilerde farklı fikirler ihtilaf vesilesidir”
Kurtulmuş, TBMM’nin cumhuriyetin, demokrasinin ve hukuk devleti ilkesinin teminatı olduğuna dikkati çekerek, demokrasilerde ihtilaflardan, farklı görüşlerden çekinilmeyeceğini ve korkulamayacağını söyledi.
Demokrasilerde farklı fikirlerin, ihtilaf vesilesi olduğunu ama tefrika vesilesi olmadığını belirten Kurtulmuş, “Demokrasilerde ihtilafı bir zenginlik aracı olarak göreceğiz ve ötekileştirmelere fırsat vermeden, milletin vekilleri olarak milletimizi, Cumhuriyetimizin ikinci asrına taşımak için cansiperane bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında ülkemiz ve milletimiz için nice 100 yıllara erişmek dileği ve inancıyla omuz omuza vererek çalışmaya devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasının bu bölümünde salondakileri ayağa davet eden Kurtulmuş, 100 yıl önce cumhuriyetin ilan edilmesine ilişkin kanunu okudu. Bunun üzerine salondakiler de alkışlarla karşılık verdi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, cumhuriyeti bugünlere getirenlere şükran borcunu ödeyebilmek için ülkeyi daha güçlü yarınlara doğru taşımanın ortak ve kutsal bir görevi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“İnşallah Türkiye’yi sadece çağdaş muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak değil, çağdaş muasır medeniyetler seviyesinin çok ötesine taşımak için canla, başla, gece gündüz, azim ve gayretle çalışacağız. Yine ilk Meclistekilerin ortak fikri olan ‘Türkiye’yi mandacılara teslim etmemek, Türkiye’yi bağımsız bir ülke olarak ayağa kaldırmak’ fikrini daha da ileriye götürerek her alanda tam bağımsız Türkiye’yi inşa etmek için bütün gücümüzle mücadele edeceğiz. Cumhuriyetimizi, milletimizle buluşturduğumuz gibi, Cumhuriyetimizi kusursuz bir demokrasiyle de taçlandıracağız ve ikinci yüzyılı Allah’ın izniyle sizlerin gayretiyle, milletimizin çabasıyla ‘sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’nin yüzyılı’ olacaktır.”
Notlar
TBMM Başkanı Kurtulmuş’u, Birinci Meclis Binası’na gelişinde Ankara Seymenleri karşıladı. Tören kapsamında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Meclis’te yaptığı konuşma okundu.
Kurtulmuş, Birinci Meclis Özel Defteri’ni imzaladı, 100 yıl önce Birinci Meclis’te dalgalandırılan, bugün de sergilenen Türk Bayrağı önünde beraberindekilerle fotoğraf çektirdi. Kurtulmuş, Meclis’in balkonundan kortej geçişini de selamladı.