TBMM Başkanı Kurtulmuş: TBMM’de, İsrail’in saldırganlığına destek veren şirketlerin hiçbir ürününü kullanmayacağız

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Ordu Üniversitesi 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı
konuşmada, yeni akademik yılın hayırlı ve verimli olmasını temenni etti,
rektörlük görevine başlayan Prof. Dr. Orhan Baş’a da başarılar diledi.

Türkiye
için önemli bir dönemden geçildiğini hatırlatan Kurtulmuş, içinde
bulunulan dönemde günlerin, saatlerin, hatta dakikaların bile önemli
olduğunu vurguladı.

Kurtulmuş, 29 Ekim ile “Sözü
güçlü, gücü tesirli Türkiye Yüzyılı” olarak tanımlanan Cumhuriyet’in
ikinci asrının kapılarının sonuna kadar açıldığını belirterek, “Hem
geçtiğimiz ilk asrımızdaki tecrübelerimizden istifade ederek hem de
bugün sahip olduğumuz imkan ve fırsatları milletimizin hayrına
sonuçlandırarak yolumuzu çok daha güçlü bir şekilde almamız mümkün olur.
Onun için, Türkiye Yüzyılı için herkesin bulunduğu yerde, zamanda,
mevkide işlerini en iyi şekilde yapması, sorumluluklarını layıkıyla
yerine getirmesi gerekiyor. Kim olursak olalım, nerede faaliyet yapıyor
olursak olalım, yapacağımız işlerin en iyisini birlik ve beraberlik
içerisinde, ortak milli hedeflere yönelerek gerçekleştirmek zorundayız.”
diye konuştu.

“Bizim çok daha dikkatli, hazırlıklı, birikimli olarak yolumuza devam etmemiz lazım”

Türkiye’nin
içinde bulunduğu coğrafyanın, büyük çatışmaların ve gerilimlerin
merkezi haline geldiğine dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Balkanlardaki
gerilimler, Karadeniz’de Rusya-Ukrayna arasında çatışma, Kafkaslardaki
gerilimler, çatışmalar, Orta Doğu’daki bu yaşamakta olduğumuz ve öyle
görünüyor ki bir müddet daha yaşamaya devam edeceğimiz bu büyük
sıkıntılar, bu büyük gerilimler. Bir tarafta vekalet savaşının unsurları
olarak kullanılan terör örgütleri üzerinden Orta Doğu coğrafyasını
dizayn etmeye çalışanlar, diğer taraftan bu işi bir adım öteye götürerek
‘vekil devletler’ üzerinden bölgeye dizayn etmeye çalışanlar, Orta
Doğu’yu da yaşadığımız bu geniş coğrafyayı da fevkalade tehlikeli,
fevkalade riskli bir alan haline getirmişlerdir. Bu üç temel nedenden
dolayı bizim çok daha dikkatli, çok daha hazırlıklı, çok daha birikimli
olarak yolumuza devam etmemiz lazım.”

Kurtulmuş,
Türkiye’nin her alanda başarılı olmasının şart olduğunu ifade ederek,
tam manasıyla bir seferlik ruhuyla hareket ederek ilimde çok daha
ileriye doğru gidileceğini kaydetti.

Türkiye’nin
bölgesinde bu kadar sözü dinlenen, itibarlı bir ülke haline gelmesinin
önemli nedenlerden birisinin de sanayide elde ettiği başarı ve milli
savunma sanayinde devrim mahiyetindeki atılımlar olduğunu vurgulayan
Kurtulmuş, “Eğer Türkiye, bu atılımlarını sürdürerek devam ettirebilirse
ki öyle olacaktır, Allah’ın izniyle hiç şüphemiz yoktur ki önümüzdeki
yüzyıl, Türkiye’nin sözü çok daha güçlü olacak ve dünyaya yön vermeye,
yol göstermeye devam edecek ve sonuç elde edecektir.” dedi.

Kurtulmuş,
İsrail-Filistin çatışmasının, “kötülüğün zirve yaptığı, sözün sona
erdiği, insanlık adına herkesin konuşurken dahi utandığı, haberlerde
izlerken bile yüzlerin kızardığı bir insanlık sorunu haline geldiğini”
belirterek, bu meselenin 1991’de ABD’nin Irak’ı işgaliyle
hızlandırıldığını söyledi.

Bölge ülkelerinin bu işgalden sonra emperyal projenin doğrudan hedefi haline geldiğini anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Hiç
şüpheniz olmasın ki bu projenin doğrudan asıl hedefi Türkiye’dir. Yoksa
bu adamlar, çok açık söylüyorum Meclis Başkanıyım, siyaseten bunları
dengeli götürmeye çalışıyorum ama bir yere kadar da insanız; bu beylerin
aklı fikri var da bizim yok mu? Neyin hangi iş ve amaçla yapıldığını
bilmiyor muyuz? Allah aşkına PYD/YPG’yi bu bölgeye koyanlar, IŞİD/DEAŞ
adı neyse bunları bu bölgeye getirenler, ellerine ölüm silahlarını
teslim ederek bölge halklarını yeniden dizayn edenler kimlerdir? Hem
teröre karşı olduklarını söyleyip hem de konu bizim coğrafyamız olunca,
konu Afrika olunca, konu Asya olunca her türlü terör örgütüne destek
vermekten utanmayanlar hangi teröre karşı olmaktan bahsedebilirler?
Dolayısıyla bu oyunun niçin oynandığı ve bu bölgede niçin halkların
zayıf hale getirilerek devletlerin etkisizleştirilmeye çalışıldığını çok
iyi biliyoruz.

Bu sadece 1991’de de başlamadı.
Osmanlı cihan devleti 1917’de bu bölgeden ayrıldıktan sonra İngilizler
bölgeye gelir gelmez ilk yaptıkları iş, birtakım terör örgütleri
kurdurarak İsrail devletinin kuruluşunun hazırlığını sağladılar. Bu
terör örgütlerinin liderlerinin, yönetici kadrolarının, sonraki dönemde
İsrail devletinin devlet başkanları, bakanları olduğunu gayet iyi
biliyoruz.”

“Filistin, tarihimizin, milletimizin bir parçasıdır”

TBMM
Başkanı Kurtulmuş, İsrail-Filistin çatışmasında bugün gelinen noktada
söylenecek hiçbir sözün kalmadığını ve Gazze’deki katliamların kötülüğün
zirvesi olduğunu belirtti.

Osmanlı devletinin
Filistin’de 4 asır boyunca hükümran olduğunu ve Milli Kurtuluş
Mücadelesi’nin Filistinlilerle verildiğini anlatan Kurtulmuş, “Bugün
bazıları Gazze’yi uzakta bir tiyatronun parçası olarak görebilirler ama
Gazze, Filistin bizim için tarihimizin, milletimizin, geleneğimizin,
geçmişinizin bir parçasıdır. İnşallah Gazze, kıyamete kadar da
Gazzelilerin toprağı olarak kalmaya devam edecektir.” değerlendirmesinde
bulundu.

Kurtulmuş, Auschwitz, Srebrenitsa,
Ruanda ve Gazze’deki katliamları insanlığın hayatının içine Batı
dünyasının sığdırdığını ifade ederek, şöyle konuştu:

“Bu
zulmün, vahşetin, katliamın karşısında birileri de bunun ‘olağan’
olduğunu söylüyor. Biz söylemiyoruz, kendileri söylüyor. Beyefendi
kalkıyor diyor ki ‘Biz İsrail’e kırmızı çizgi çekiyoruz.’ Ne demek?
‘Vur, öldür, görmüyorum, bilmiyorum, ne yaparsan yap’. Böyle bir şey
olabilir mi? Ancak hesap edemedikleri bir şey var. İnsan onuru her türlü
politik manevradan çok daha güçlüdür. İnsanların içindeki hakkaniyet,
adalet duygusu her türlü baskıdan çok daha kuvvetlidir. Şimdi bunların
elinde silahlar, bunların elinde dünya medyası, bunların ellerinde
dünyanın neredeyse karar verici mekanizmalarındaki etkin adamları var
ya, zannediyorlar ki biz istediğimizi yaparız. ‘Zaten Birleşmiş
Milletler Güvenlik Kurulu’nda dayımız var, elini kaldırır hayır der,
bizim yaptığımız zulmü görmezden gelir’. Ama 7,5 milyar insanın
içerisinde insanlıktan nasibini almış, vicdanı, insafı, hakkaniyet
duygusu olan çok sayıda da insanın olduğunu unutuyorlar. Çok açık bir
şey söyleyeceğim. Gazze, Allah’ın izniyle bir hayra da vesile oluyor. Bu
zulmü kınıyoruz. Şunu da çok net söyleyeyim. İnşallah nasıl
Auschwitz’in kasapları, nasıl Srebrenitsa’nın kasapları uluslararası
mahkemelerde hesap verdiler ve mahkum oldularsa, şu anda Gazze’de
insanlığı ölüme sürükleyen, oradaki halkı, masumları öldüren bu sivil
katliamlarının sorumluları, Netanyahu başta olmak üzere Likud cephesinin
faşistleri de bir gün hakim karşısına çıkacak ve mutlaka cezalarını
alacaklardır. Bunu böyle istediğim için söylemiyorum. İnsanlık bize
böyle emrettiği için söylüyorum.”

“İnsanlık cephesinde yer alanlar yeniden büyük bir insanlık uyanışını ortaya koyuyor”

Gazze’de
soykırıma varan katliam sonrası dünyanın on yıllar boyunca yeni bir
döneme gireceğini belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gazze’deki
katliam kötülüğün şahikasıdır, bundan daha büyük kötülük olmaz. Bu
kötülüğün şahikasının karşısında da görüyorum ve ümit ediyorum ki bir
insanlık cephesi yavaş yavaş oluşuyor ve insanlık cephesinde yer alan
milyonlarca insan yeniden büyük bir insanlık uyanışını ortaya koyuyor.
Dünyanın başka bölgelerinde başka din ve kültürlere mensup insanlar da
sokağa çıkarak, ‘Yeter artık, biz insanlığımızdan utanıyoruz. Bu suça
sessiz kalarak ortak olmayacağız.’ diye haykırıyorlar. Allah’ın izniyle
adım adım, yavaş yavaş insanlık cephesi kurulmaktadır. İşte Türkiye
olarak en büyük sorumluluğumuz bu insanlık cephesinin oluşmasına büyük
katkı sunmaktır.

İlk andan itibaren Sayın
Cumhurbaşkanı’mız başta olmak üzere dengeli, akıllı ama hakkaniyetli ve
insani değerleri önceleyen bir politikayı izlemeyi sürdürüyoruz ve
inşallah sonuç alacağız. Burada asla zalime prim vermeden, asla zalimin
en ufak bir şeyini meşru görmeden yolumuza devam ettik, devam edeceğiz.
Kolay değildir. İsrail’e karşı bugünün dünyasında, bu kadar
hakimiyetleri olduğu zannedilen bu dünyada, ‘Bu katliam artık soykırıma
varan bir katliamdır.’ demek bir siyasetçi için kolay bir şey değildir.
Ama biz bütün zorlukları göze alarak yolumuza devam ediyoruz. Zalime
‘Zalimsin.’ demek mazluma karşı yapılacak en büyük iyiliktir. ‘Mazluma
üç beş tane biz de destek olalım, yardımcı olalım.’ İyi de zalimin elini
tutmadın ki, onun elini bağlamadın ki. İnşallah Türkiye ortaya koyduğu
fikriyle müktesebatıyla siyasetiyle yeni bir dünyanın kuruluşunun da
öncülüğünü yapacaktır.”

“TBMM’de, İsrail’in saldırganlığına destek veren şirketlerin hiçbir ürününü kullanmayacağız”

Kurtulmuş, “TBMM’de, İsrail’in saldırganlığına destek veren şirketlerin hiçbir ürününü kullanmayacağız, bundan sonra almayacağız, aldıklarımızı da atacağız.” ifadesini kullandı.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.