KKTC’nin kuruluşunun 39. yıl dönümü dolayısıyla Lefkoşa’da Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen törene katılan Şentop, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı temsilen burada bulunduğunu belirterek, KKTC’nin Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı.
Şentop, konuşmasına, İstanbul Taksim İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısını lanetleyerek başladı.
Saldırıda vefat edenlere rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Şentop, şunları söyledi:
“Milletimizin başı sağ olsun. Türkiye, büyük mücadelelerle ve zorluklarla çarpışarak bugünlere geldi. Aşmadığımız sorun yok, aşamayacağımız sorun da yok. Maruz kaldığımız ihanetleri, hainleri, kuklaları, kuklacıları çok iyi tanıyoruz, biliyoruz. Türkiye’yi huzursuz etmek isteyenler, kendileri de asla huzur bulamayacaklardır. Türkiye’yi kimse yolundan alıkoyamayacaktır. Türkiye, bölgesinde ve dünyada barış ve huzurun teminatı olmaya devam edecektir. Gelecek yüzyıl, ‘Türkiye Yüzyılı’ olacaktır.”
Şentop, Türk tarihinde Kıbrıs Türklerinin “müstesna yeri” bulunduğunu vurgulayarak, “Bu toprakların kadim sahibi Kıbrıs Türk halkının uğradığı zulümler karşısında gösterdiği mücadele azmi, inanç, vatan ve millet bağlılığı her türlü takdirin üstündedir. Tarih, Türk milletinin esaret altında asla yaşayamayacağını, vatanından ve bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini Kıbrıs Türkü’nün onurlu duruşuyla bir kez daha görmüştür.” ifadelerini kullandı.
Kahraman askerlerin canı pahasına “Ya istiklal ya ölüm.” diyerek Kıbrıs Türk halkının egemenliğini koruduğunu, sancağın hiçbir zaman yere düşmediğini ve ezan sesinin dinmediğini belirten Şentop, “Tam 39 yıl önce bugün ilan edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkının çatısı altında huzurla yaşayacağı egemenlik sembolü olarak dünya sahnesindeki yerini almıştır.” dedi.
Şentop, Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, eski Başbakan Bülent Ecevit ve eski Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı rahmet ve şükranla, şehit düşen Mehmetçikleri de minnetle yad etti.
“Kıbrıs Türk halkının haklarının korunması yönünde güçlü irade ortaya koyuyoruz”
TBMM Başkanı Şentop, “Türkiye olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Kıbrıs meselesinin adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması, Doğu Akdeniz bölgesinde barış ve istikrarın hakim olması için on yıllardır yoğun çaba sarf ediyoruz. Kıbrıs Türk halkının haklarının korunması yönünde güçlü irade ortaya koyuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Şentop, 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal düzenini 1963’te yıkan Rumların, Türklere yıllarca zulmettiğini, müktesep eşit haklarını gasbetmeye kalktığını ve sistematik katliamlarla Kıbrıs Türk halkını Kıbrıs Adası’nda azınlık statüsüne indirgemek için uğraştığını anlatarak, şöyle devam etti:
“Bugünkü Rusya-Ukrayna sorununda etkili ve çözüme yönelik bir varlık gösteremeyen Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası kurullar, Rumları çözümsüzlüğe teşvik etmiş, onları cesaretlendirmiştir. Rumlar, on yıllarca çözümsüzlüğü önemli kazanç sayarak müzakereleri sonuçsuz bırakmış, oyalama taktikleriyle boşuna zaman tüketilmesine yol açmıştır.”
Kıbrıs meselesinde sonuçsuz olduğu baştan belli süreçlerde zaman harcamanın “akıl karı olmadığını” vurgulayan Şentop, gelinen noktada, öncelikle Kıbrıs Türk halkının 1960’ta teyit edilen müktesep egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün kabul ve tescil edilmesinin esas olduğunu ancak bundan sonra iki devletin kendi arasındaki iş birliği müzakeresinin mümkün olacağını dile getirdi.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın 2021’de Cenevre’de bu anlayışla sunduğu yapıcı ve gerçekçi önerisine Türkiye olarak tam destek verdiklerine işaret eden Şentop, şu ifadeleri kullandı:
“Ne yazık ki bu önerinin sunulmasından bu yana geçen 1,5 yılda Kıbrıs Türk halkının müktesep haklarının tesciline yönelik bir adım muhataplar tarafından atılabilmiş değildir. Kıbrıs meselesini, on yıllarca Kıbrıs Türkü’ne verdiği sözleri tutmayan, Annan Planı’nda olduğu gibi süreçte olumlu tutum ortaya koyan Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni değil de plana karşı çıkan Rumları mükafatlandıran, çözümsüzlüğü ve haksızlıkları cesaretlendiren uluslararası kuruluşları da Rumların insafına bırakmayacağız.”
“BM üyesi ülkeler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni artık tanımalıdır”
Şentop, yürüyecekleri başka yolların olduğunu ve yeni bir paradigmayla yola devam ettiklerini belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda açıkça vurguladığı üzere BM üyesi ülkeler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni artık tanımalıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması, Kıbrıs meselesindeki kördüğümü çözecektir.” dedi.
Bu doğrultuda Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarla gece gündüz demeden çalıştıklarını kaydeden Şentop, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatına (TDT) “gözlemci üye” olarak kabul edilmesinin bu çabaların somut ilk adımı olduğunu vurguladı.
Şentop, “Bu karar, bu başarı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için olduğu kadar Türk dünyası için de bir milattır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti böylelikle ilk kez, anayasal adıyla uluslararası bir teşkilatta bu statüyü elde etmiştir. Türk Devletleri Teşkilatı da geçmişiyle ve geleceğiyle esasen kendi parçası olan ailesinin bir ferdine kucak açmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
Söz konusu kararın hayırlı bir başlangıç olması temennisinde bulunan Şentop, “Şurası iyi bilinmelidir ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti er veya geç ama mutlaka tanınacak, Kıbrıs Türk halkı müreffeh yarınlara kavuşacaktır. İçiniz rahat olsun, ana vatan Türkiye her daim yanınızda duracaktır. Bu kutsal yolu alnı ak, başı dik şekilde sabırla ve inançla birlikte yürümeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
Doğu Akdeniz’in barış, istikrar ve iş birliği denizi olması gerektiğini belirttiklerini söyleyen Şentop, bunu yaparken de Doğu Akdeniz’de hem Türk kıta sahanlığındaki hem de Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını koruma yönündeki kararlılıklarını vurguladıklarını dile getirdi.
“Doğal zenginliklerin hakkaniyetle paylaşımının şart olduğuna sürekli dikkati çekiyoruz”
Her daim diyalog ve diplomasiden yana olduklarını belirten Şentop, “Bu zengin coğrafyadaki enerji kaynaklarının Ada’ya barış ve istikrar gelmesi için bir fırsat olarak kullanılması gerektiğine işaret ediyoruz. Doğal zenginliklerin hakkaniyetle paylaşımının şart olduğuna sürekli dikkati çekiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Şentop, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın bu yönde sunduğu yapıcı iş birliği önerisine tam destek verdiklerini belirterek, bu önerilerin hayata geçirilmesinin, Doğu Akdeniz’de barış ve istikrara katkı sunacağı gibi Kıbrıs meselesinin kalıcı çözümüne yönelik ortak bir zeminin oluşmasına da vesile olacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2020’de yaptığı Doğu Akdeniz ile iş birliği imkanlarının ele alınmasını amaçlayan bölgesel konferans önerisinin de halen olumlu bir cevap beklediğini hatırlatan Şentop, insanlık ve hukuk dışı engellemelere ve mevcut statükonun Rumlar tarafından sürdürülmesine yönelik çabalara asla izin vermeyeceklerinin altını çizdi.
“İyi bilsinler ki Türkiye ve KKTC’yi Doğu Akdeniz’de dışlayan hiçbir girişim asla başarılı olamaz.” diyen Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uluslararası toplum da bunu böyle bilmeli, kıyıdaş ülkeler Doğu Akdeniz’deki planlarını, programlarını bu anlayış içinde yapmalıdır. Doğu Akdeniz’de ve Adalar Denizi’nde uluslararası hukuka, anlaşmalara aykırı bir şekilde Türkiye’ye karşı düşmanca tutum içinde hareket eden bazı Yunanistanlı yöneticilerin de adalarla, üzerindeki hukuki durumlarının zayıflığının farkında olmaksızın başka ülkelerin kucağından parmak salladığını görüyoruz.
Türkiye, hak ve menfaatlerini hem kara vatanımızda hem mavi vatanda her zaman ve her türlü vasıtayla korumaya, düşmanca ve uluslararası hukuka aykırı tutum içinde olanlara haddini bildirmeye muktedir. Bu, Türkiye açısından sadece bir zamanlama meselesidir. Üzerinde bulunduğumuz bu vatan toprakları söylediklerimin en güzel ve somut örneğidir.”
Şentop, Maraş Açılımı kararının son dönemde ezber bozan adımlardan biri olduğuna işaret ederek, bu kararın KKTC’nin eli kolu bağlı bekleyeceğini zanneden GKRY’nin huzurunu kaçırdığını söyledi.
GKRY’nin, Maraş Açılımı kararının, Rum mülk sahipleri dahil bölgede mülkü bulunan herkesi memnun edeceğini hesaba katamadığını belirten Şentop, açılan bölgeyi ziyaret eden kişi sayısının 750 bini geçmesinin söz konusu memnuniyetin bir göstergesi olduğunu dile getirdi.
Şentop, KKTC’nin Maraş Açılımı kararını alırken çok dirayetli bir duruş sergilediğini, Türkiye’nin de bu süreçte destek ve gayretlerini seferber ettiğini vurgulayarak, “Bu yöndeki güçlü irademizden geri adım atmadık ve atmayacağız. Uluslararası topluma, Maraş açılımının uluslararası hukuka uygun olduğunu, mülkiyet haklarına gösterildiğini izah etmeye devam edeceğiz.” dedi.
“Türkiye Yüzyılı”nın eşiğinde KKTC’nin kalkınması, kendine yetebilen, küresel şartlara uyumlu, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomik düzene sahip olabilmesi hedefine artık her zamankinden daha fazla bağlı olmak zorunda olduklarını belirten Şentop, bu anlayışla ihtiyaç duyulan her alanda yatırımları ve projeleri KKTC hükümetiyle eşgüdüm halinde yürütmeye kararlılıkla devam edeceklerinin altını çizdi.
Şentop, yüksek öğretim ve turizm başta olmak üzere birçok alanda KKTC’nin ulaştığı düzeyle gurur duyduklarını belirterek, KKTC’yi kalkındıracak, Kıbrıs Türkü’nün hayat standartlarını yükseltecek büyük çaplı altyapı projelerinin hayata geçirilmesine ve ekonomik kalkınma programlarının uygulanmasına KKTC yönetimiyle el ele devam edeceklerini söyledi.
Kovid-19 salgını dönemi ve Rusya-Ukrayna savaşı sırasında yaşanan gelişmelere değinen Şentop, şu ifadeleri kullandı:
“Salgın döneminde birbirlerinin sağlık malzemelerini gasbeden ülkeleri, vatandaşlar arasında ayrımcılık yapan, bazılarını ölüme terk eden ülkeleri, aşı milliyetçiliğiyle başka insanların sağlığını ve hayatını umursamayan Batılı ülkeleri gördük ve yakından tanıdık. Avrupa’nın güçlü devletlerinin gerek uluslararası ilişkilerde, gerekse halklarına karşı çaresizliklerini, çözüm üretmekteki zayıflıklarını müşahede ettik.
İnsan hakları, hukuk, adalet ve barış gibi parlak kavramların Akdeniz’de ölüme itilen göçmen kadın ve çocukların cesetlerinde, kapısında ‘Ukraynalı giremez.’ yazan marketlerde yıldızlarının söndüğünü gördük. Hukukun, barışın, insan haklarının Avrupalı ülkelerin iki yüzlü politikalarına ve insafına bırakılamayacağını müşahede ettik.”
Şentop, yapılan haksızlık ve adaletsizliklere, çifte standartlara karşı gözlerin açılması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Zalime karşı muhabbet, onun merhametini değil iştahını kabartır. Vatanımıza, milletimize, devletimize, bağımsızlığımıza, hak ve hukukumuza samimiyetle, sadakatle, kararlılıkla sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. İstiklal ve istikbalimizi başkalarının insafına ve merhametine asla terk edemeyiz. Kıbrıs davası, milli davamızdır. Birlik ve beraberlik içerisinde Allah’ın izniyle her türlü zorluğun üstesinden geleceğiz. Müreffeh yarınlar için emin adımlarla birlikte yürüyeceğiz.”