TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TBMM Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen 100. Yılında Evrensel Boyutlarıyla İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy Kongresi’nin kapanış konuşmasını yaptı.
Mehmet Akif’in, şair ve mütefekkir olarak, milletin milli değerlerini temsil eden mümtaz bir şahsiyet olduğuna dikkati çeken Şentop, “Mehmet Akif, bütün hayatını inancı ve düşüncesi uğruna vakfeden, inandığı değerleri yaşamaya, tebliğ etmeye, o uğurda hayatını mücadeleye hasretmiş bir şahsiyettir. Millet olarak Mehmet Akif gibi düşüncesiyle, yaşantısıyla, sanatıyla örnek olan güzide bir şahsiyete sahip olduğumuz için ne kadar iftihar etsek azdır. Çünkü o inandığını tam olarak yaşayan, her şeyini dini ve milleti için feda eden yüksek karakterli bir ahlak ve fazilet örneğidir.” ifadesini kullandı.
Bu değerli şair ve mütefekkiri, yeniden keşfetmek, anlamak ve her açıdan analiz etmek zorunda olduklarını kaydeden Şentop, Akif’in Kurtuluş Savaşı’nda verdiği mücadeleyi anlattı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu büyük şair ve mütefekkirimiz, Osmanlı Devleti’nin çöküş ve çözülüş sürecinde Balkan Savaşları’nda, akabinde gelen I. Dünya Harbi’nde ve milli mücadele yıllarında gerek eylemleriyle gerek cami kürsülerinde verdiği vaazlarla gerek milletimize dinamizm katıp coşturan şiirleriyle ve gerekse yazdığı yazılarla destansı bir mücadele vermiştir.
Ülkesi ve milleti için hiçbir fedakarlıktan kaçınmamış, bu uğurda makam ve mevkiden vazgeçip, çoluk çocuğunu dahi terk edip ülkesinin kurtulması için TBMM’de mebus olarak görev almış ve yine TBMM’nin bünyesinde oluşturduğu İrşad Heyeti’nde yer alarak, Anadolu’yu adım adım dolaşarak her türlü fedakarlığı yapmış, cephelerde askerlerimizi yüreklendirici, mücadele azmini kuvvetlendirici konuşmalar irad etmiş, her türlü zorluğun üstesinden gelmiş, halkı milli mücadeleye yönlendirmiş, yazdığı şiir ve yazılarla, yaptığı vaaz ve konuşmalarla milli mücadele aleyhine oluşturulan menfi propagandalara set çekmiş ve milletimizin istiklalinin, marşını yazarak mücadelesini taçlandırmıştır.”
İstiklal Marşı’nın, ülkenin düşman işgalinden kurtarılması noktasında bir ölüm kalım destanı olduğunu vurgulayan Şentop, ülkenin Yunanlılar olmak üzere Fransızlar, İngilizler, İtalyanlar tarafından işgal edildiği, halkın korkuyla umudunu yitirdiği bir süreçte Mehmet Akif’in, İstiklal Marşı’nı yazarak bütün ülkeye ümit, azim ve inanç aşısı yaptığını söyledi.
“Milli mücadele, İstiklal Marşı’nın yardımıyla kazanıldı”
Milli mücadelenin, İstiklal Marşı’nın yardımıyla kazanıldığının altını çizen Şentop, şunları kaydetti:
“Ülkenin en yeisli günlerinde, Yunanlıların Anadolu’nun içlerine kadar yürüdüğü, iç isyanların alabildiğince arttığı, felaket ve ızdırapların ayyuka çıkıp bütünüyle Anadolu coğrafyasını kapladığı bir süreçte; İslam şairi Mehmet Akif ortaya çıkarak gür ve mert bir sesle ‘korkma’ diye başladığı marş, bu ülkenin yaralarına merhem olmuş, ülke insanının biten umutlarına, azmine, yok olmaya yüz tutan inancına verdiği destekle istiklal mücadelesini harlandırmış, alevlendirmiş, ‘yok oldu, bitti’ sanılan bir milletin esaretten kurtulup hürriyetine kavuşmasına zemin hazırlamıştır.
Allah’ın Müslümanlara vadettiği kurtuluş ve zaferin mutlaka gerçekleşeceğine inanan Mehmet Akif, bu inanç ve düşünceyle kelimeleri ilmek ilmek örerek İstiklal Marşı’nı yazmış, milletinin acılarını, elemlerini, ümitlerini paylaşarak zaferin er geç tahakkuk edeceğine, milletini inandırmıştır.”
TBMM Başkanı Şentop, İstiklal Marşı’nın yaygın yanlış anlayışın dillendirdiği gibi İstiklal Savaşı kazanıldıktan sonra değil, ufukta zafer emarelerinin görülmediği bir aşamasında yazıldığına dikkati çekti.
“Mehmet Akif’i yalnızca büyük bir şair, önemli bir mütefekkir, büyük bir ahlak örneği, idealist bir münevver şeklinde değerlendirmek ona karşı büyük haksızlık olur. O yüzden Akif’i anlamaya çalışırken onun çok yönlü ve derinlikli bir fikir ve düşünce adamı ve sanatkar olduğunu dikkate almak zorundayız.” ifadesini kullanan Şentop, şöyle devam etti:
“Mehmet Akif’in, şair kimliği yanında, fikir adamlığı, dava ve cemiyet adamlığı, idealistliği gibi çok yönlü bir münevver olmasının yanı sıra siyasi görüşleri açısından çok ayrıcalıklı, belirgin ve öncü bir yere sahip olduğuna da özellikle dikkat etmeliyiz. Bu noktada karşımızda duran asıl sorun, bu çok yönlü düşünür ve sanatkarımızın yeterince anlaşılmamasıdır.
Bugün Akif’imize olan ilgi maalesef bilgi seviyesine geçememekte, bilgiyi içermemektedir. Bilgiyi içermeyen ilginin en büyük açmazı muhatabını tam olarak anlamamaktır. İstiklal şairimizi anlama ve kavrama noktasında maalesef böyle bir açmazla karşı karşıyayız. Temennimiz toplumumuz tarafından büyük ilgiye mazhar olan Mehmet Akif’imizin gerekli bilgiye de mazhar olmasıdır. Bunun yolu da bu düşünürümüzün hayatını iyice öğrenmek ve yazdıklarını ciddi biçimde okumak ve anlamaktan geçmektedir.”
Şentop, kongreye katkı sunan Telif Hakları Genel Müdürü Ziya Taşkent, TİKA Başkanı Serkan Kayalar, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu Başkanı Muhammet Hekimoğlu’na plaket verdi.
TBMM Başkanı Şentop’un himayesinde, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ve Tarihdaş Milletler Derneğinin iş birliğiyle düzenlenen kongreye, 28 ülkeden 63 bilim insanı katıldı.
Mustafa Şentop, programın sonunda, kongreyi düzenleyenlerle fotoğraf çektirdi.