TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinde, “Katılımcılık ve Çoğulculuk Ekseninde Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Sistemi” konulu Çarşamba Konferanslarına katıldı.
Akademisyen kökenli olduğundan bu ortamlarda bulunmaktan keyif aldığını ifade eden Şentop, sadece akademik birikim olarak değil, temel esaslarıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini kaleme alanlardan biri olduğu için bu konuda konuşmaya ehliyetli olduğunu düşündüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişin, Türkiye’de sadece bir siyasi partinin veya bir siyasi liderin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kişisel talebiyle olmuş gibi algılanmaması gerektiğini ifade eden Şentop, bu tür hükümet sistemi tartışmalarının Türkiye’de yeni olmadığını söyledi.
Şentop, 1970’lerde Milli Nizam Partisi ve Milli Selamet Partisi’nin parti programında başkanlık sisteminin yer aldığını ifade etti.
Merhum Cumhurbaşkanları Turgut Özal ve Süleyman Demirel’in de başkanlık sistemi önerisinde bulunduğunu anlatan Şentop, bilinen siyasiler içinde başkanlık sistemi veya yarı başkanlık sistemini önermeyen tek kişinin rahmetli Bülent Ecevit olduğunu dile getirdi.
“Vesayetçi sistemi bütünüyle tasfiye etmek istiyorsak hükümet sistemi değişikliği yapmalıyız kanaati bizde hakimdi.” diyen Şentop, şunları söyledi:
“Öğrencilik yıllarımızda, 1988-1991 yıllarında Teklif adında bir hukuk dergisi çıkarttık, hukuk fakültesinde. O derginin yayın yönetmeniydim. 10 binin üzerinde aylık satışı vardı. Derginin 1988 Nisan sayısı başkanlık sistemi üzerinedir. O sayıda, o zaman partisinin İstanbul İl Başkanı olan Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dan görüş almışız. Cumhurbaşkanımız o zaman ‘Türkiye için doğru ve ideal sistem başkanlık sistemidir’ diyor. 3 Kasım 2002’de seçim olmuş. Ondan sonra bir açıklaması var. O zaman da ‘Türkiye için doğru sistem başkanlık sistemi.’ diyor. Bunu müteaddit defalar söyledi. 2010’da Meclis’te Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuruldu. O komisyonda bütün partilerin süreç içinde tam bir anayasa önerisi hazırlayıp komisyona verdiğini görüyoruz. Komisyonda AK Parti’yi temsil eden 3 arkadaşımızdan birisiydim. Verdiğimiz önerideki hükümet sistemi başkanlık sistemiydi. Oradaki hükümet sistemi kısmını 16 Nisan 2017’de bazı revizelerle referanduma sunduğumuz metne dönüştürdük.”
“Parlamenter sistem sürücü eğitim aracı gibi”
Şentop, Türkiye’de 1961’den sonra uygulanan “vesayetçi” dedikleri sistemin sürücü eğitimi için kullanılan araçlara benzediğini ifade etti. Bu araçlara dışarıdan bakıldığında diğer araçlar gibi olduğunu anlatan Şentop, şunları söyledi:
“Bu araçların sağ tarafında aracı kumanda eden mekanizmalar da var. Debriyaj, fren, gaz var. Acemi eğitilen araçlar. Bir sıkıntılı durum ortaya çıkarsa sağ taraftaki eğitmen araca müdahale ediyor. Türkiye’deki sistem bu eğitim verilen araçlar gibi bir sistem. Sol tarafa oturuyor, seçilmiş siyasetçi, fiyakası da yerinde ilk oturduğu zaman, aracı kullandığını düşünüyor, yola çıkıyor fakat bir yere giderken birden araç duruyor. Farkında değil niye durduğunun ama sonra yavaş yavaş öğreniyor. Sağ taraftaki adam kullanıyor aracı. Türkiye’de bir taraftan solda oturup ülkeyi yöneteyim diyen siyasi hareketler var. Bir de sol tarafla ilgilenmeyen, araç esas sağdan yönetiliyor deyip, sağ tarafa oturmaya meraklı bazı siyasi, ideolojik hareketler var. Bunlara askeri, darbeleri yapan anlayışları, zihniyetleri örnek verebiliriz. FETÖ’yü de buraya koyabiliriz. FETÖ’nün de hedefi sol tarafa oturmak değildi. Öyle olsa siyasi parti kurardı.
Tayyip Erdoğan, geldikten sonra sağdaki adamla tartışmaya başladı, ‘Müdahale etme, arabayı ben kullanıyorum.’ dedi. Sonra yavaş yavaş iş kızıştı, kapıyı açtı, sağdaki adamı aşağı attı. Sağ tarafı boşalttı süreç içinde ama bu yeterli değil. Aracı kumanda etmeyi sağlayan o mekanizmalar varsa sağda, mutlaka birileri oraya oturmaya çalışmışlar. Onun için sağ taraftaki mekanizmayı sökmemiz lazım. İşte hükümet sistemi değişikliği bizde o mekanizmayı söken değişikliktir. Bu arada motoru da değiştirmiş olduk. Artık isteyen sağa oturabilir ama aracın kontrolüne müdahale edemez.”
“Parlamenter sistemin suyunun çıktığı bir ülke İtalya”
Şentop, yeni hükümet sistemini anlamakta sorun yaşayan siyasilerin gensoru uygulamasının neden olmadığını sorduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde, hükümetin Meclis’ten çıkmadığını anımsatan Şentop, şunları kaydetti:
“Yeni sistemde bir oyla Meclis seçiliyor, başka bir oyla da hükümet, Cumhurbaşkanı seçiliyor. Doğrudan halktan yetki alan bir hükümet var. Gensoru demek güven oyunun geri alınması demek. ‘Gensoru olmayan sisteme ben sistem demem’ diyen arkadaşlar var. Sistemin tabiatı gereği gensoru gibi parlamenter sisteme özgü mekanizmalar yok. Sistemin kabulünden itibaren bunu hep söylüyorum. Bir seçimden sonraki diğer seçime kadar ki 5 yıllık dönem bu sistemin anlaşılması ve yerleşmesi için gerekli olan bir dönemdir. Yavaş yavaş bu sistemi anlamaya çalışacağız. Türkiye’deki hükümet sistemi değişikliği, yakın zamandaki bir iki olay üzerine ortaya çıkmış bir hükümet değişikliği değildir. Dünyada özellikle salgın süreci net olarak gösterdi ki güçlü, yönetilebilir demokrasilere, hükümet sistemlerine ihtiyaç var. Salgın süreciyle en kötü yönetimlerin olduğu ülkelerden biri İtalya’dır mesela. İtalya, hükümet kuramaması ve kurduğu hükümetleri sürdürememesiyle meşhur bir ülke. Parlamenter sistemin suyunun çıktığı bir ülke İtalya.”
İçişleri Bakan Yardımcısı Tayyip Sabri Erdil’in de katıldığı programda, Şentop’a günün anısına plaket takdim edildi.