TBMM’nin ev sahipliğinde Parlamentolar Arası Birlik (PAB) ile ortaklaşa düzenlenen Küresel Parlamenter Göç Konferansı Hilton İstanbul Bomonti Hotel’de başladı.
Açılışta konuşan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, günümüzün en önemli ve en acil çözüm bekleyen küresel meselelerinden biri olan göç olgusunu ele almak üzere bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek, konferansın hayırlara vesile olmasını diledi.
Konferans fikrini hayata geçirmede PAB ile katılımcı 54 ülke temsilcilerine teşekkür eden Şentop, “Burada bulunmamızın en temel amacı, karşı karşıya kaldığımız küresel göç olgusunu insani, vicdani ve ahlaki değerler merkezinde ele almak ve bu soruna herkesi kucaklayıcı, kapsayıcı ve sürdürülebilir çözüm önerileri sunmak üzere müzakerelerde bulunmaktır.” diye konuştu.
Konu hakkında çaba ortaya koyarken ırk, din, inanç, dil, etnik köken ve renk ayrımı yapmadan, bütün insanların eşit olduğunu, sorunun bütün insanlığın sorunu olduğunu ve çözümünde bütün insanlığın yararına olduğu sürece mümkün ve sürdürülebilir olabileceğini akılda tutarak hareket etmek gerektiğini dile getiren Şentop, “Bu meseleye yaklaşırken göçmenler, mülteciler ve sığınmacılar için insan haysiyetine, insan onuruna ve şerefine yakışır bir hayatın nasıl kurulabileceği üzerinde düşünmek zorundayız. Bu insanların kendi vatanlarında güvenli bir şekilde nasıl yaşayabilecekleri, yaşanılmaz hale getirilen, sömürülen ve yağmalanan bu ülkelerin nasıl yeniden yaşanılabilir bir hale getirilebileceği ve bunun imkanları üzerinde kafa yormalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
“Göç bütün insanlığın geleceğinin ortak olduğunu gösteren bir meseledir”
Düzensiz ve zorunlu göç olgusunun bugün ülkelerin sorunu olmaktan çıkarak dünyanın sorunu haline geldiğine dikkati çeken Şentop, şöyle devam etti:
“Göç meselesi bize bütün insanlığın kaderinin, geleceğinin ortak olduğunu gösteren bir meseledir. Göç, küreselleşen dünyada bütün insanların barış içinde yaşaması, istikrarı, kalkınması, refahı ve geleceğinin ne kadar birbiriyle bağlantılı olduğunu bir kez daha güçlü bir şekilde teyit etmiştir. Karşı karşıya olduğumuz bu ortak sorunun çözümüne katkıda bulunmak ve ortak bir gelecek, ortak bir istikbal için; birlikte, dayanışma içinde, iş birliğini esas alarak samimiyetle mücadele etmek zorundayız. Göç olgusu, yeni dayanışma ve iş birliği mekanizmalarının inşa edilmesi ve daha adil bir dünyanın kurulması için de bir vesile olacaktır. Sığ çıkar hesaplarının bir kenara bırakılması ve bütün insanları kucaklayıcı yeni bir uluslararası sistemin ve düzenin kurulması için bir vesile olmasını temenni ediyorum. Göç olgusunu yeni bir paradigmanın kurulması için itici bir etken olarak görüyorum. Bugün küresel göç meselesi, uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, ekonomi, hukuk bilimi, sosyoloji, kültürel çalışmalar, antropoloji ve insan hakları gibi alanların en önemli konularının başında yer bulmaktadır. Bu olgu, insanlığın yeni bir döneme girdiğini, artık yeni bir çağa uyandığımızı ve buna bağlı olarak dünyaya, gezegene ve toplumsal, ekonomik ve siyasal dinamiklere yeni bir perspektifle yaklaşmamız gerektiğini bize her gün hatırlatmaktadır.”
Küresel düzeydeki hareketliliğin ulusal sınırları aşan bir mesele olduğuna işaret eden Şentop, “Bu sebeple, göç olgusunu ele alırken küreselleşme olgusunu dikkate alarak bütüncül ve aynı zamanda disiplinler arası bir yaklaşımı merkeze almalıyız. Her şeyin kökten değiştiği bu zamanda ikili, bölgesel ve küresel iş birliği mekanizmalarını gözden geçirmek ve geçmiş dönemin paradigmalarıyla kurulmuş olan ancak bugünün sorunlarına çözüm üretemez hale gelen köhnemiş ve tarafgir kuruluşları çağın gerçeklerine uygun olarak yeniden şekillendirmek gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Şentop, “Küresel ve ulus aşırı meselenin sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınması da bütün ülkelerin ve bütün insanlığın içinde yer aldığı, herkesin hakiki manada adil bir şekilde temsil edildiği; kapsayıcı, demokratik ve şeffaf uluslararası kuruluşların ve iş birliği mekanizmalarının oluşturulmasını şart koşmaktadır.” değerlendirmesini yaptı.
“Bugün sığınmacıların çok azı Avrupa’da bulunuyor”
“Bugün küresel ölçekte yaklaşık 300 milyondan fazla insan savaş, terör, şiddet, zorla yerinden edilmeler, açlık, yoksulluk, eşitsizlik, doğal afetler, iklim değişikliği, kuraklık ve daha birçok farklı mücbir sebeplerle eşini, dostunu, mülkünü, evini, yurdunu terk ederek uluslararası sınırları aşmakta ve dünyanın çeşitli yerlerinde çocuklarının gelecekleri için bir hayat kurmanın peşinde koşmaktadır.” diyen Şentop, şöyle devam etti:
“Milyonlarca vatansız insan, hiçbir vatandaşlık haklarından yararlanmadan, temel insani ihtiyaçlarını karşılayamadan çeşitli yerlerde sığınma aramaktadır. Milyonlarca sığınmacı, milyonlarca mülteci yeni bir hayat umuduyla vatanlarını terk edip başka ülkelerde hayat kurmaya sürüklenmektedir. Bu insanların çok önemli bir kısmı henüz 18 yaşını doldurmamıştır. Çok önemli bir kısmı savunmasız çocuklar ve kadınlardır. Bu insanlar çoğu zaman ölümü dahi göze alarak yollara düşmekte; insan ticareti yapan çetelerin kurbanı olmakta, aç bırakılmakta ve tehdit edilmektedir. Ne yazık ki zaman zaman denizlerde boğulmakta, ölmekte ya da öldürülmektedir. Aslına bakılırsa, bugün sığınmacıların çok azı Avrupa’da bulunuyor. Bu insanların çok büyük bir bölümü gelişmekte olan ülkelere veya komşu ülkelere sığınıyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin verilerine göre, sığınmacıların yaklaşık yüzde 85’i gelişmekte olan ülkelere gitmektedir. Yine mültecilerin yaklaşık yüzde 73’ü komşu ülkelerde misafir edilmektedir.”
TBMM Başkanı Şentop, 10 yıldır yoğun bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalan Türkiye’nin halihazırda en çok sığınmacıyı barındıran bir ülke konumunda olduğunu söyledi.
Halihazırda 4 milyona yakın insanın Türkiye’ye sığındığını aktaran Şentop, “Şunu rahatlıkla ifade edebilirim: Türkiye olarak, biz bu insanların başta insani, sosyal, barınma ve eğitim olmak üzere her türlü ihtiyaçlarını tek başımıza karşılamaya çalışıyoruz. Bu insanların dertlerine derman olmaya çalışıyoruz. Türkiye olarak, ‘insanlığın onurunu, haysiyetini ve vicdanını tek başımıza da olsa koruyacağız’ diyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun, bir mazlumun derdine deva olmak için, insan onuru için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz. Küresel göç meselesine ve göçmenlerin sorunlarına yönelik çözüm stratejileri için çaba göstermeye devam edeceğiz.”