Şentop, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) Kriter dergisine verdiği röportajda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin yeni Anayasa ihtiyacının bir gerçek olduğunu ifade eden Şentop, yeni Anayasa hedefinin her zaman kendilerini heyecanlandırdığını ve heyecanlandırması gerektiğini vurguladı.
“Sayın Cumhurbaşkanımızın bunu dile getirmesinden sonra da büyük bir heyecan duyduğumu söylemeliyim.” diyen Şentop, yeni anayasa çalışmalarına partiler, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve üniversitelerin katkıda bulunmasının önemine değindi. TBMM Başkanı Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anayasanın bölümleri değil bütünü üzerinden bir tartışma yapılmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bir bütünlük içinde herkes görüşünü ortaya koysun. Mutabık kalınan ve kalınmayan konular ortaya konulsun. Yeni anayasayı hayata geçirmek için bir formül bulunur. Mutabık kalınacak konular kolaylıkla çözüme kavuşturulabilir. Referanduma gerek bile kalmaz. Zira milletimiz, belli bir çoğunluğu sağlamak kaydıyla anayasa yapma yetkisi vermiş Meclis’e. Anlaşma sağlanamayan konular için ise nihai söz sahibi olan milletimize başvurabiliriz. Yeni anayasa bir ütopya değil, gerçekleşebilir bir şeydir, yeter ki iyi niyetli olunsun, bunu yapma konusunda her kesim irade göstersin. Türkiye’nin ihtiyacı olan yeni Anayasa konusunda ortak bir niyet varsa ben TBMM Başkanı olarak üzerime düşen ne varsa yapmaya, elimi taşın altına koymaya hazırım.”
“TBMM’ye yeni anayasayı yapmak çok yakışır.”
Mustafa Şentop, yeni anayasanın hayata geçirilmesinin, siyasetin omuzlarında uzun zamandır varlığını koruyan bir sorumluluk olduğunu dile getirerek 2011 yılında kurulan ve kendisinin de içinde bulunduğu Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun iki yıldan fazla çalıştığını anlattı. O çalışma sırasında bazı partilerin yeni anayasa konusunda hiçbir somut hazırlıklarının bulunmadığına şahit olduğunu ifade eden Şentop, o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Üzerinde mutabık kalınan 60 maddeyi hep beraber Meclis’ten geçirme” yönündeki çağrısının, mutabakatın samimiyetini de test ettiğini söyledi. Şentop, “Önce kabul eden ama sonra vazgeçenler oldu. Yeni anayasa çalışması bir birikim oluşturmakla beraber ne yazık ki başarıya ulaşamadı. O çalışma sırasında hazırladığımız hükümet sistemi önerisi daha sonra, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olarak 2017’de kabul edildi, yürürlüğe girdi.” diye konuştu.
12 Eylül darbecilerinin hazırladığı 1982 anayasasının üzerinden yıllar geçmesine rağmen yeni bir anayasa yapılması ihtiyacının hiçbir zaman tam olarak ortadan kalkmadığını vurgulayan Şentop, “Bu yüzden bu ihtiyacın giderilmesi noktasında milli iradenin temsilcisi TBMM’ye yeni anayasayı yapmak çok yakışır. Tam da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yetkilerinin arttığı bir dönemde TBMM’nin bu önemli sorumluluğu yerine getirmesi tarihi bir başarı olacaktır.” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yürütmeyi daha güçlü ve istikrarlı hale getirdiğine işaret ederek “Hem de yasama organının yasamanın temel fonksiyonu yani kanun yapma ve denetleme fonksiyonlarını daha güçlü ifa edebilecekleri bir sonucu sağlamaktadır. Bu tür hükümet sistemi değişiklikleri birçok ülkede olağanüstü şartlarda gerçekleşmiş ve bir süre sistemin yerleşmesi için zaman gerekmiştir.” dedi.
“Tam aksine bu sistemde bunun arttığını gösteriyor”
Meclis Başkanı Şentop, “Meclis’te, soru önergeleri bağlamında denetim yetkisinin kullanılmasıyla ilgili bir gerileme olduğu” iddiasını değerlendirirken “Tam aksine bu dönem soru önergelerinin gerek doğrudan ve toplamda cevaplandırılması oranıyla gerekse süresi içerisinde cevaplandırılması oranı, önceki dönemlerle yani parlamenter sistemdeki oranlarla mukayese edildiğinde daha da artmıştır. Eğer bu veriye bakarak ‘Meclis’in denetim yetkisi bu sistemde azalıyor.’ diyenler varsa veriler onu göstermiyor. Tam aksine bu sistemde bunun arttığını gösteriyor. Bu konuyu iki sistem arasında mukayesede bir kriter olarak kullanan arkadaşlar varsa onlara net olarak söylemek isterim ki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde soru önergelerine verilen cevaplardaki oran artmıştır. Bu, Meclis’in denetim gücünün arttığı anlamına geliyor.” şeklinde konuştu.
Yeni sistemde Meclis’te İçtüzük’ün değişmesi ve yeni sisteme uyarlanması gerektiğine işaret eden Şentop, bu değişikliğin, İçtüzük’ün baştan sona farklı bir şekilde yazılması anlamına gelmediğini söyledi.
Bunun için öncelikle komisyonda bir çalışma yapılacağını anlatan Şentop, İçtüzük değişikliğiyle hem komisyonların aktif kılınacağını hem milletvekillerinin çalışma imkanlarının arttırılacağını aktardı.
TBMM Başkanı Şentop, şunları kaydetti:
“Bunun gibi başka bazı hususlarda da yapılacak değişikliklerle yeni sisteme uygun bir İçtüzük’ün parlamentonun çalışma imkanlarını ve performansını arttıracağını düşünüyorum. Daha önce parlamenter sisteme göre hazırlanmış hatta iki meclisli parlamenter sisteme göre hazırlanmış bir İçtüzük var elimizde, 1973 tarihli. Yeni sisteme göre bir İçtüzük hazırlamamız gerekir. Bu, Meclis’in çalışmalarını daha güçlü kılacak, etki ve sürat kazandıracaktır.”