TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Popülist siyasetçiler ve medya
tarafından normalleştirilmeye çalışılan dezenformasyon ve nefret söylemi
tıpkı Kovid-19 gibi ’21’inci asrın bir başka salgını’ olarak
tanımlanabilir. Bu noktada demokratik devletlerimizin ve
parlamentolarımızın salgını ortadan kaldıracak aşıyı geliştirmesi
gerektiğini düşünüyorum. Bunun tek çözüm yolu, söz konusu zehirli
söyleme karşı hukuk çerçevesinde mücadele etmek için en isabetli
kanunları yapmaktır.” dedi.
Meclis Başkanı
Şentop, Avusturya’nın başkenti Viyana’da Parlamentolar Arası Birlik
(PAB) tarafından düzenlenen 5’inci Dünya Parlamento Başkanları
Konferansı’na katıldı.
Konferansta, interaktif
genel müzakereler kapsamında ele alınan “Çevrim içi ve çevrim dışı
ortamlarda dezenformasyon ve nefret söylemiyle mücadele, daha güçlü
yasal düzenlemeler gerektirmektedir.” başlıklı önerge üzerinde konuşma
yapan Şentop, dezenformasyon yoluyla inşa edilen sahte gerçekliklerle
toplumlar ve demokrasilerin üzerinde algı operasyonlarının yürütüldüğünü
söyledi.
Bununla toplum psikolojisini olumsuz
etkileyerek insanlar arasındaki güven duygusunu yok etmenin ve neticede
demokratik toplum düzenine zarar vermenin hedeflendiğini ifade eden
Şentop, “Günümüzde bazı sosyal medya platformları yalan haber, iftira,
terör propagandası, darbe çağrısı, itibar suikastı, hedef gösterme,
nefret söylemi ve ırkçılığın beşiği olmuş vaziyettedir. Bu bağlamda
karşı karşıya bulunduğumuz en büyük tehditlerden biri dijital
faşizmdir.” diye konuştu.
Bir grup özel şirketin,
neredeyse bütün insanlığın bilgiye erişimini şekillendiren bir otorite
haline dönüştüğünü, terör örgütlerinin de söz konusu platformlar
kanalıyla dezenformasyon ve nefret söylemini özgürce ve korunaklı
şekilde yayabildiğini belirten Şentop, “ABD ve Avrupa Birliği’nin terör
listesindeki PKK ve Türkiye’de kanlı bir darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ
mensuplarının bahse konu platformlardaki propaganda faaliyetleri, bu
olgunun bariz örnekleridir.” dedi.
Nefret
söyleminin, küresel ölçekte yükselişte olan İslam düşmanlığı, popülizm,
ırkçılık ve yabancı karşıtlığının da en yaygın aracı haline geldiğini
vurgulayan Şentop, “Uluslararası toplum, pek çok gelişmiş hukuk
sisteminde özel olarak düzenlense de nefret saikiyle işlenmiş kara
lekelerden gerekli dersi maalesef çıkaramamaktadır.” ifadesini kullandı.
Şentop,
son dönemde savaş coğrafyalarından göç etmek zorunda kalan
sığınmacıları hedef alan saldırıların özellikle Avrupa’da artış
gösterdiğini endişeyle müşahede ettiklerini dile getirerek, nefret
söylemiyle karşı karşıya kalan sığınmacıların, göçmen ve yurtsuz
kişilerin maddi ve manevi kişiliklerinin zarar görmesinin en temel insan
hakkı olan yaşam hakkının ihlali anlamına geldiğini söyledi.
Nefret
söyleminin, ön yargının ve ayrımcılığın en zehirli biçimi olarak ortaya
çıktığını, esasen toplumu oluşturan gruplar arasında bir dışlama,
değersizleştirme ve düşmanlaştırma ideolojisi olduğunu anlatan Şentop,
şunları kaydetti:
“Popülist siyasetçiler ve medya
tarafından normalleştirilmeye çalışılan dezenformasyon ve nefret
söylemi tıpkı Kovid-19 gibi ’21’inci asrın bir başka salgını’ olarak
tanımlanabilir. Bu noktada demokratik devletlerimizin ve
parlamentolarımızın salgını ortadan kaldıracak aşıyı geliştirmesi
gerektiğini düşünüyorum. Bunun tek çözüm yolu da söz konusu zehirli
söyleme karşı hukuk çerçevesinde mücadele etmek için en isabetli hukuki
düzenlemeleri yapmak, uluslararası sözleşmeleri geliştirmektir. Nefret
söyleminin ve dezenformasyonun yol açtığı zarar ile orantılı
yaptırımların kararlılıkla uygulanması da sürecin bütünleyici ve olmazsa
olmaz şartıdır. Uluslararası çok uluslu şirketler ulusal kanunları ve
hukuk düzenini tanımamak, ayrı bir hukuk düzeni geliştirmek
arzusundadır. Burada parlamentoların birlikte hareket etmesi gerektiği
kanaatindeyim.”
Avrupa Konseyi Parlamenterler
Meclisi Başkanı Rik Daems, Arjantin Geçici Senato Başkanı Claudia
Ledesma Abdala, Bangladeş Parlamento Başkanı Shirin Sharmin Chaudhury
ile Nijerya Temsilciler Meclisi Başkanı Hakeem Gbajabiamila’nın sunduğu
önerge üzerinde, Avusturya Ulusal Meclis Başkanı Wolfgang Sobotka,
Belçika Senato Başkanı Stephanie D’Hose, Birleşik Arap Emirlikleri
Federal Milli Konsey Başkanı Saqr Ghobash, Bosna-Hersek Temsilciler
Meclisi Başkanı Denis Zvizdic, Bahreyn Parlamento Başkanı Fawzia Zainal,
Umman Şura Konseyi Başkanı Şeyh Halid bin Hilal Al Maawalı, Sao Tome ve
Principe Ulusal Meclis Başkanı Delfim Neves, Kuveyt Milli Meclis
Başkanı Marzuk Ali Al-Ganim, Doğu Afrika Yasama Meclisi Başkanı Ngoga
Karoli Martin, Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Hasan Kareem Mutar
Al-Chaabawi ile Libya Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Fouzi Salim
de görüşlerini dile getirdi.
Bu arada TÜRKPA
üyesi ülkeler parlamento başkanları onuruna çalışma yemeği veren Şentop,
Avusturya Ulusal Meclisi Başkanı Wolfgang Sobotka ve PAB Başkanı Duarte
Pacheco ile ayrı ayrı görüştü.