Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Bekir Bozdağ, yeni anayasa sürecine ilişkin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 62 yıldır darbeciler tarafından yapılan anayasalarla yönetildiğini, 1982 Anayasası’nın da darbe ürünü olduğunu belirtti.
Darbe ürünü anayasadan kurtulmaya ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Bozdağ, mevcut anayasanın, milletin değil darbecilerin anayasası olduğunu kaydetti.
Bekir Bozdağ, 1982 Anayasası’nın hiç kimseye, yasamaya, yürütmeye, yargıya, millete güvenmediğini, herkesi kontrol eden bir yaklaşımı barındırdığını vurguladı.
Millete güvenen, milletin de “Benim” dediği bir anayasaya ihtiyaç olduğunu ifade eden Bozdağ, “Bu anayasanın üzerinde bugüne kadar 19 değişiklik paketi getirilmiş, 184 değişiklik yapılmış, toplam 223 noktasına dokunulmuş. Eskilerin deyimiyle ’40 yamalı bohça’ diyorlar ama esasında bizim bundan daha ileri bir tabir kullanmamız gerekir. 40 yamalı bohçadan öte bir şey. Bir ‘yamayasayla’ karşı karşıyayız. Onun için de Türkiye’nin bu ‘yamayasadan’ kurtulması lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
“Adeta anayasanın içerisinde siyasi görüşler yarışması var”
Değişikliklerin, anayasanın maddeleri arasında insicamı, dil birliğini bozduğunun altını çizen Bozdağ, 19 değişikliğin farklı siyasi iktidarlar döneminde yapılması nedeniyle anayasadaki felsefe birliğinin de bozulduğunu aktardı.
Bekir Bozdağ, “Adeta anayasanın içerisinde siyasi görüşler yarışması var. Mevcut anayasada darbecilerin ruhu var bir yandan, bir yandan da 19 defa değişiklik yapan Meclis çoğunluğunun yaklaşımı var.” diye konuştu.
Mevcut anayasanın tam anlamıyla insan haklarına dayanan, tam anlamıyla insan haklarını koruyan bir yaklaşıma sahip olmadığını vurgulayan Bozdağ, mevcut anayasanın demokratik standartları korumadığını ve taşımadığını, bunun Türkiye’nin daha ileri demokratik standarda erişmesinde en büyük engel olduğunu söyledi.
“Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılı’nda yeni bir anayasaya ihtiyacı tartışmasızdır”
TBMM Başkanvekili Bozdağ, şöyle devam etti:
“Görülüyor ki değiştire değiştire bu anayasayı insan haklarına dayalı bir anayasa haline getirme imkanı yok. Değiştire değiştire bu anayasayı anayasadaki darbeci ruhu yok etme imkanı yok. Değiştire değiştire bu anayasayı hukukun üstünlüğünü esas alan bir anayasa haline getirme imkanı yok. Değiştire değiştire bu anayasayı milletine, yasamaya, yürütmeye, yargıya güvenen bir anayasa haline getirme imkanı yok. O yüzden değişiklikler, anayasadaki bazı eksiklikleri gidermiş olsa bile temel noksanlıkları maalesef giderememiştir. Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılı’nda yeni bir anayasaya ihtiyacı tartışmasızdır. Bu ihtiyaç sadece benim söylediğim bir şey değil. Neredeyse 1982 Anayasası’nın yürürlüğe girmesinden sonra kurulmuş siyasi partilerimizin tamamının programında yeni anayasa vaadi var. Türkiye Yüzyılı’nın başladığı bu dönemde Türkiye Yüzyılı’nın da anahtarı yeni anayasadır. Türkiye Yüzyılı’nı yeni anayasayla taçlandırmak, Türkiye için büyük bir onur ve şeref olacaktır.”
“Neden Türkiye, bunca anayasa birikimine rağmen yeni anayasa yapamasın?” sorusunu yönelten Bozdağ, Türkiye’nin, “dünyanın en iyi anayasasını” yapabilme gücüne sahip olduğuna dikkati çekti.
Önceki dönemlerde anayasa konusundaki çalışmaları hatırlatan Bozdağ, Hüsamettin Cindoruk döneminde siyasi partilerin genel başkanlarıyla toplantı yapıldığını, AK Parti iktidarlarında 2008’de TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın partilere “yeni anayasa komisyonu” kurma teklifi gönderdiğini, CHP’nin bu teklife “Hayır” cevabı verdiğini anlattı.
Cemil Çiçek’in 2011’de Meclis Başkanı olduğu dönemde de “Anayasa Uzlaşma Komisyonu” çağrısı yapıldığını aktaran Bozdağ, 341 milletvekili olmasına rağmen AK Parti’nin “Komisyonda eşit sayıda üyeyle temsil, oy birliğiyle karar” ilkesini benimseyerek, büyük bir fedakarlık yaptığını, samimiyet ortaya koyduğunu dile getirdi.
Bozdağ, İsmail Kahraman’ın Meclis Başkanı olduğu dönemde ise “Anayasa Mutabakat Komisyonu” kurulduğunu, ancak komisyonun 12 gün görev yapabildiğini anımsattı.
“Endişem, yeni anayasa konusunda Türkiye’nin geç kalmasıdır”
Türkiye’nin yeni anayasa konusunda büyük birikimi ve tecrübesi olduğunun altını çizen Bozdağ, “Türkiye, eninde sonunda yeni anayasayı yapacaktır. Endişem, bu yeni anayasa konusunda Türkiye’nin geç kalmasıdır. Cumhurbaşkanımızın son çağrıları da dikkate alınarak, gönlümüz arzu ediyor ki yeni anayasanın 28. Dönem Parlamentosuna nasip olmasıdır. İnşallah böyle bir iklim, böyle bir zemin önümüzdeki günlerde oluşur. Milletin anayasasını, milletin vekilleri yapma imkan ve fırsatı bulur.” ifadesini kullandı.
Yeni anayasa için yapılması gerekenleri de anlatan Bozdağ, Anayasa’nın, anayasa değişikliklerinin ve yeni anayasanın nasıl yapılacağını gösterdiğini bildirdi.
Bekir Bozdağ, yeni anayasa yapımına, anayasanın imkan verdiğini belirtti.
“Millet, ‘Bir araya gelin, anlaşın, uzlaşın, yeni anayasa yapın’ diyor”
Komisyon öncesi çalışmaların her zaman önem arz ettiğinin altını çizen Bozdağ, şu görüşleri paylaştı:
“Uzlaşma Komisyonu geçmişte kuruldu, bu tecrübe de edildi. Bu komisyonların ciddi de birikimleri oldu. Eğer yeni bir anayasa olacaksa elbette bu yeni anayasa konusunda siyasi partiler arasında mutabakatla olacaktır. Çalışma şartlarında da çıkacak metin üzerinde de uzlaşma ihtiyacı var. 2023 Milletvekili Seçimlerine baktığınızda da halkın sandıkta verdiği oy, yolu da gösteriyor. Halk sandıkta hiçbir siyasi parti grubuna tek başına yeni anayasa yapma yetkisi vermedi. Daha da önemlisi hiçbir ittifaka da vermedi. Cumhur İttifakı’na da Millet İttifakı’na da ‘Siz yeni anayasa yapabilirsiniz’ demedi. Milletin sandıkta verdiği emir ve talimat çok açık, iki ittifaka da Meclis’te temsil edilen bütün partilere de millet diyor ki ‘Bir araya gelin, anlaşın, uzlaşın, yeni anayasa yapın.’ Vatandaşın, sandıkta ortaya koyduğu iradeyle, milletin vekillerine, parlamentoya, siyasi parti gruplarına, partilerimizin hepsine verdiği talimat, ‘Uzlaşarak yeni bir anayasayı yapın’ demektir. Uzlaşmayı bizim becermemiz gerekiyor. Herkes fikirlerinde diretirse, hiç kimse bir adım ileri ya da bir adım geri atmazsa uzlaşma imkanı olmaz.”
Bozdağ, yeni anayasanın önce konuşma, sonra da uzlaşmakla olacağını vurguladı.
TBMM çatısı altında birçok konuda uzlaşıldığına dikkati çeken Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni anayasa konusunda niye uzlaşmayalım? Bir sürü işte uzlaşıyoruz. Burada neden uzlaşmayalım? İhtilaf olan konularda gerekiyorsa mutabakatla aynı madde olduğu gibi yeni anayasaya da taşınabilir. Hiç değişiklik yapmadan. Yeni anayasaya bunu koyarız. Geçmişte Ceza Kanunu’nda uzlaşamadığımız bazı maddeler vardı, o zaman CHP ile AK Parti Meclis grubundaydı, biz eski Ceza Kanunu’ndaki maddeyi olduğu gibi aldık yeni Ceza Kanunu’na koyduk. Yani anayasada diyelim bazı konularda ihtilaf çıktığında mevcut anayasadan da orada denebilir ki ‘Bu metni biz alıp olduğu gibi kullanabiliriz’. Bu, yeni anayasanın, yeni anayasa olma vasfını ortadan çıkarmaz. Önemli olan oradaki 1982 Anayasası ifadesinin gidip 2023 Anayasası ifadesinin gelmesi. Bu, büyük bir psikolojik değişimi de beraberinde getirecektir.”
Bekir Bozdağ, “Şu anda anayasanın ilk 4 maddesi konusunda AK Parti’de bir şey yok. Tartışıyorlar, ‘İlk 4 maddeye dokunacaklar’ diye. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Bahçeli’nin açıklamaları ortada. İlk 4 maddeyle ilgili herhangi bir değişiklik söz konusu değil. İlk 4 madde konusunda zaten milletin kahir ekseriyetinin bir mutabakatı var. Milletin mutabık olduğu konuları tartışmanın bize zaman kaybettirme dışında hiçbir faydası olmaz. Milletin üzerinde mutabık olduğu maddeler, fazlaca tartışmadan yeni anayasaya taşınabilir. Hem milletin dediği olmuş olur, hem de milletin mutabakatına milletin vekilleri uymuş olur. Böylelikle de büyük bir tartışma çıkarıp yeni anayasayı önlemek isteyenlere fırsat verilmemiş olur.” dedi.
Çalışmayla ilgili kararı partilerin vereceğini ifade eden Bozdağ, İçtüzük’te ve anayasada, yeni anayasa metni teklifinin TBMM Başkanlığına sunulduktan sonra bunun nasıl yapılacağının yazıldığını dile getirdi.
Bozdağ, “Bundan önce bir hazırlık çalışması var. Anayasa Uzlaşma Komisyonu veya Mutabakat Komisyonu ya da Yeni Anayasa Komisyonu, adı farklı olabilir. Böyle bir Komisyon olur ki geçmişte biz bunu yaptık. 2011’deki Komisyon, bir araya geldi, ‘Çalışmalarımızı şu esaslara göre yapacağız’ dedi. Komisyon metnini bitirmiş olsaydı bütün siyasi parti gruplarının, milletvekillerinin ortak imzasıyla Meclis Başkanlığına sunulacaktı. İş oraya gelse, öbür kısım anayasada yazıyor.” diye konuştu.
“Aziz milletimiz kabul ederse, toplumsal sözleşmeye tam dönüşür”
Partilerin çalışma usulünü kendi aralarında kararlaştıracağını belirten Bozdağ, metin üzerinde mutabakata varıldığında bunun teklife dönüştürüleceğini anlattı.
Anayasa değişikliğinin referandumla kabulü için 360 oyun gerektiğini anımsatan Bozdağ, Cumhur İttifakı’nda ve Millet İttifakı’nda böyle bir çoğunluğun olmadığını, iki tarafın anlaşmasının zorunlu kılındığını söyledi.
Referandumsuz kabul için ise 400 oy gerektiğini hatırlatan Bozdağ, şunları kaydetti:
“Yeni anayasanın, her halükarda 400 değil, 600 oyla bile kabul edilse halk oyuna gitmesi gerekir. İşin doğası da bunu gerektirir. Çünkü yeni anayasaların hepsi meşruiyetini, halkın sözleşmesine dönüşme vasfını, halktan alırsa daha güçlü olur. Sayın Cumhurbaşkanımızın da açıklamaları var. Yeni anayasa her halükarda halk oyuna sunulacak. Parlamento değil 400, 500, hatta 600 vekil oy birliğiyle kabul etse bile biz bunu milletimizin iradesine soracağız, milletimizin kabulüne veya reddine arz edeceğiz. Aziz milletimiz kabul ederse o zaman bu, millet sözleşmesi olur, toplumsal sözleşmeye tam dönüşür.”