Araştırmaya göre, iklim değişikliğini müstakil bir düzenleme şeklinde ele alan ülkeler olduğu gibi çevre koruma, enerji, endüstri ve yeşil büyüme alanlarını düzenleyen çeşitli kanunlarda bu konuya yer veren ülkeler de bulunuyor.
İklim değişikliği konusunu kapsamlı, ayrıntılı ve sistemli bir şekilde müstakil kanun içerisinde düzenleyen ülkelerin amaç olarak; iklim değişikliğini çok ciddi bir sorun addettikleri, önleme kararlılığı belirttikleri ve mücadelede uluslararası işbirliğine atıfta bulundukları görülüyor.
Ülkelerin büyük çoğunluğu iklim kanunlarında doğrudan, net, niceliksel ve uzun vadeli hedefler koyuyor. Sera gazı emisyon azaltım hedeflerindeki yıl ve oran miktarlarında genellikle Paris Anlaşması dikkate alınıyor. Çoğu ülke kanunları, net sıfır emisyon hedeflerini veya buna yaklaşan emisyon azaltımlarını içeriyor.
Müstakil, bağımsız, bilimsel ve uzman bir kurulun oluşturulması, kanunların içerdiği önemli bir husus olarak çalışmada yer alıyor.
Söz konusu kanunlarda, hükümetin, doğrudan ilgili bakanlığın veya bağımsız kurulun periyodik olarak iklim değişikliği politikasının çeşitli yönlerine ilişkin rapor hazırlaması, raporların yürütme ve parlamentoya sunulması ile kamuoyuna açıklanmasına ilişkin hükümler yer alıyor.
Öte yandan ulusal parlamentolara açıkça iklim politikasını gözetme rolü veriliyor.
Almanya’da yıllık emisyon bütçeleri aşılırsa, acil eylem programı hazırlanıyor
Almanya’da Federal İklimi Koruma Kanunu’nda, Paris Anlaşması uyarınca dünya çapında iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek için küresel ortalama sıcaklık artışını, sanayi öncesi seviyenin 2 santigrat derece altında tutma ve mümkünse 1,5 santigrat derecenin altına düşmeyecek şekilde sınırlama yükümlülüğü vurgulanıyor.
Kanunda 2021 yılında yapılan değişiklikle hedef yükseltmesine gidilerek sera gazı emisyonlarının 1990 yılındaki seviyelere kıyasla kademeli olarak 2030 yılına kadar en az yüzde 65 oranında, 2040 yılına kadar en az yüzde 88 oranında, 2045 yılına kadar net sera gazı nötr noktasına kadar azaltılacağı, 2050 yılından sonra negatif sera gazı emisyonlarına ulaşılacağı öngörülüyor.
Kanunda yıllık emisyon bütçelerinin aşılması halinde hazırlanacak acil eylem programı düzenleniyor.
Emisyon verilerinin, bir sektör için izin verilen yıllık emisyon bütçesinin bir raporlama yılında aşıldığını göstermesi halinde, ilgili bakanlığın İklim Değişikliği Uzmanlar Konseyinin emisyon verilerini değerlendiren çalışmasını izleyen 3 ay içinde ilgili sektör için bir acil eylem programı sunacağı; bu programın takip eden yıllarda yıllık sektörel emisyon bütçelerine uyulmasını sağlayacağı; federal hükümetin, ilgili sektörde veya diğer sektörlerde alınacak önlemleri veya sektörler arası önlemleri görüşeceği ve bu önlemleri mümkün olan en kısa sürede alacağı ifade ediliyor.
Kanunda, Federal Hükümetin, İklim Eylem Planının her güncellenmesinden sonra bir iklim eylem programını kabul edeceği, hedeflere ulaşılamaması halinde mevcut iklim eylem programının tedbirleri içerecek şekilde güncelleneceği belirtiliyor.
Öte yandan sektörel sorumluluğu bulunan federal bakanlıkların İklim Eylem Planının güncellenmesini takip eden altı ay içinde ilgili sektörlerde gerekli ek sera gazı azaltımlarının gerçekleştirilmesi için uygun olan tedbirleri önermesi de kanunda yer alıyor.
Hükümet, yıllık iklim eylem raporu hazırlayacak
Kanuna göre, hükümet, meclise iletmek üzere acil eylem programlarının uygulanmasındaki ilerleme durumu hakkında bilgi veren ve muhtemel sera gazı azaltma etkilerine ilişkin tahmin içeren yıllık iklim eylem raporu hazırlayacak. İlki 2024 yılında olmak üzere rapor her iki yılda bir hazırlanacak.
Kanuna göre, hükümet, yıllık emisyon bütçelerinin değiştirilmesi veya belirlenmesi, İklim Eylem Planının güncellenmesi ve iklim eylem programlarının kabul edilmesinden önce sera gazlarının azaltılmasına ilişkin temel varsayımlar hakkında İklim Değişikliği Uzmanlar Konseyinin görüşünü alacak.
Kanunda, federasyonun, 2030’a kadar kamu yönetimini iklim nötr bir şekilde yapılandırmayı hedefleyeceği ve bu hedefe ulaşmak için en geç 2023’te ve bundan sonra her beş yılda bir, federal makamların ve kurumların uymaları gereken önlemlerin belirleneceği ifade ediliyor.
Avrupa Birliği’nden 2040 hedefi
Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği Konseyince kabul edilen Avrupa İklim Kanununda, Birlik içerisinde en geç 2050 yılına kadar emisyonların sıfıra indirilmesinin ve bundan sonra negatif emisyon elde edilmesinin amaçlandığı ifade ediliyor.
Kanunda, 2009 yılında kurulmuş olan Avrupa İklim Değişikliği Bilimsel Danışma Kurulunun bağımsız olarak bilimsel ve teknik bilgi ve danışma kurulu olarak hizmet vereceği belirtiliyor. Kurula, Paris Anlaşması ve bu Kanundan kaynaklı taahhütler ışığında iklim hedeflerine yönelik bilimsel rapor hazırlayıp sunma, farkındalığı artırma ve uluslararası bilimsel çalışmaları izleme gibi görevler yükleniyor.
Öte yandan üye ülkelerin kendi ulusal bilimsel danışma kurullarını oluşturmaları öneriliyor.
İklime zararsızlık hedefi için emisyon değerlerinin 2030’a kadar 1990 yılındaki değerlerin net olarak yüzde 55’ine düşürüleceği belirtilen kanunda, bunun için birlik kurumları ve üye devletlerin hızlı bir şekilde emisyon azaltımına öncelik vermeleri isteniyor.
2030’a kadar kaldırılacak net emisyon miktarı 225 milyon ton ile sınırlandırılıyor.
Birlik, 2040 hedefi belirleyecek. Bu hedef, Paris Anlaşması’ndaki ilk küresel değerlendirmenin (2023 yılında) üzerinden 6 ay geçmeden hazırlanacak.
Avustralya’da yıllık iklim değişikliği beyanı parlamentoya sunuluyor
Avustralya’da İklim Değişikliği Kanunu’na göre, Avustralya net sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 2005 seviyesinin yüzde 43 altına düşürecek, 2050 yılına kadar da sıfıra indirecek.
Kanunda, İklim Değişikliği Bakanının yıllık iklim değişikliği beyanı hazırlaması ve parlamentonun iki kanadına da sunması hükme bağlanıyor.
Birleşik Krallık’ta karbon bütçeleme sistemi
Müstakil iklim kanunlarının ilk örneklerinden biri olan 26 Kasım 2008 tarihli İklim Değişikliği Kanunu, Birleşik Krallık’ın sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik uzun vadeli hedeflerine ulaşması ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamaya yönelik adımlar atılması için bir çerçeve oluşturuyor.
Karbon yönetimini geliştirmek, düşük karbon ekonomisine geçişi sağlamak, düşük karbonlu ürünlere yatırım yapılmasını teşvik etmek için orta ve uzun vadeli hedefler koyan kanun, ekonomik olarak güvenilir bir emisyon azaltma stratejisi çiziyor.
Kanunda sera gazı emisyonunda 1990 yılı baz alınarak 2050 yılına kadar en az yüzde 80 oranında azaltım sağlama hedefi öngörülürken, 2019 yılında yapılan değişiklikle bu oran yüzde 100’e, net sıfır emisyon hedefine yükseltiliyor.
Kanun, belirli bir zaman dilimindeki toplam emisyon miktarını sınırlayan bir karbon bütçeleme sistemi getiriyor. Devlet bakanının karbon bütçesini parlamentoya sunmadan önce İklim Değişikliği Komitesinin tavsiyelerini ve diğer ulusal makamların beyanlarını alması gerekiyor.
İklim değişikliğinin etkileri hakkında raporu, ilgili devlet bakanının, beş yılı geçmeyecek dönemlerde parlamentoya sunması gerekiyor.
Kanun, sera gazı emisyonları hakkında hükümetin yıllık bir rapor sunmasını da öngörüyor.
– İklim Değişikliği Komitesi parlamentoya yıllık rapor vermekle görevli
Kanunda, iklim değişikliğiyle ilgili tüm konularda tavsiyelerde bulunmak üzere bağımsız yeni bir organ olan İklim Değişikliği Komitesi oluşturuluyor. Kanuna göre, bu komite, 2050 hedefinin aşamalarına, karbon bütçelerinin düzeyi ile uluslararası havacılık ve uluslararası deniz taşımacılığından kaynaklanan emisyonlara ve ekonominin ticaret planlarına konu kısmı ile geri kalanı tarafından ne kadar çaba sarf edilmesi gerektiği hususlarında tavsiyelerde bulunmakla ve ilerleme hakkında parlamentoya yıllık rapor vermekle görevli.
Grantham İklim Değişikliği ve Çevre Araştırma Enstitüsünce hazırlanan ve 1 Nisan 2018’de yayımlanan “Birleşik Krallık İklim Değişikliği Kanununun On Yılı” başlıklı raporunda, kanunun uygulanması ve karbon bütçelerinin piyasada işlemesiyle, Birleşik Krallık’ta özellikle enerji sektöründeki emisyonlar azalırken büyümenin devam ettiği belirtiliyor.
Raporda, İklim Değişikliği Kanununun iklim eylemini ilerletmede etkili olduğu, ancak Birleşik Krallık’ın uluslararası iklim yükümlülüklerini yerine getirmesi için Kanunda reform yapılması gerektiği değerlendiriliyor.
Fransa’da İklim Yüksek Konseyi
Fransa’da İklim Değişikliğine Karşı Mücadele ve Etkilerine Karşı Direncin Güçlendirilmesi Hakkında Kanun, oldukça kapsamlı olup, tüketim, çalışma ve üretim, ulaşım, barınma, gıda güvenliği, çevrenin hukuki olarak korunmasının güçlendirilmesi ile iklim ve çevresel izleme konularına odaklanıyor.
Başta fosil yakıtlar ve yüksek kirlilik oluşturan taşıtlar olmak üzere iklim üzerinde aşırı etkisi olan ürün ve hizmetlerin tanıtımında bazı şartlar getiriliyor. Bu doğrultuda 1 Mart 2022’den itibaren taşıt üreticileri, araçlarının karbondioksit emisyon sınıfını reklamlarında göstermek zorunda.
Ulaşımla ilgili önlemler arasında;
– 150 binden fazla nüfusa sahip şehirlerin veya metropol alanların 31 Aralık 2024’ten önce düşük emisyonlu bir hareketlilik bölgesi oluşturma zorunluluğu,
– Yolculuğun ulusal demiryolu ağı üzerinden aktarmasız olarak ve günde 2 saat 30 dakikadan az süren birkaç aktarma ile sağlanabiliyor olması halinde Fransa toprakları içerisinde aynı hattaki iç hat uçuşların yasaklanması,
– Bölgelere 2024’ten itibaren bir karayolu eko-vergisi oluşturma imkanı tanınması yer alıyor.
Bağımsız bir organ olarak düzenlenen İklim Yüksek Konseyi; yıllık olarak, sera gazı emisyonlarının ve karbon ayak izinin azaltımı, karbon bütçeleri ve stratejisi, karbon yutaklarının geliştirilmesi, bütçe ve vergi hükümleri de dahil olmak üzere iklim değişikliğine uyum sağlamak için kararlaştırılan politika ve tedbirlerin uygulanması ve etkinliği, kamu politikalarının özellikle eğitim ve istihdam üzerindeki sosyoekonomik etkisi ve biyolojik çeşitlilik de dahil olmak üzere çevresel etkisi hususlarını içeren rapor hazırlayıp Başbakana ve parlamentoya sunmakla görevli.
Güney Kore’de İklimle Mücadele Fonu
Güney Kore’de İklim Krizine Müdahale için Karbon Nötr Yeşil Büyüme Kanununda, merkezi devletin, yerel yönetimlerin, kamu kurumlarının, şirketlerin ve vatandaşların iklim kriziyle baş etme konusunda sorumlulukları sıralanıyor.
Kanunda 2050’ye kadar karbon-nötr bir toplum hedefi zikredilerek, 2030 yılına kadar gaz emisyonunun yüzde 35 oranında veya daha çok azaltılması gerektiği, bunun için yıllık bir sera gazı azaltım hedefi belirleneceği ifade ediliyor.
Kanunla 2050 Karbon-Nötr Yeşil Büyüme Komisyonu kuruluyor. Komisyonun yeşil büyüme stratejisi ve karbon-nötr hedefi için plan ve politika oluşturacağı belirtiliyor. Komisyon Başkanı yıllık ve orta-uzun vadeli hedeflerin uygulanmasını izlemekle görevli.
Kanunla, İklimle Mücadele Fonu oluşturuluyor. Bu fon, hükümetin katkısının yanı sıra bireylerin bağış ve katkıları, diğer fonlardan transferler, borçlanma ve emisyon izinlerinden alınacak vergiler gibi kaynaklardan oluşuyor. Fonun yönetimi Strateji ve Maliye Bakanlığının uhdesinde bulunuyor.
Kolombiya’da İklim Değişikliği Yönetimi Kanunu ile kurulan Ulusal İklim Değişikliği Sistemi; organize bir şekilde uygulanan politikalar, düzenlemeler, süreçler, devlet ve özel kuruluşlar, kaynaklar, planlar, stratejiler, araçlar, mekanizmalar ve veriler dizgesini ifade ediyor. Sektörlerarası İklim Değişikliği Komisyonu, Ulusal İklim Değişikliği Sisteminin eş güdümünden sorumlu.
Grantham İklim Değişikliği ve Çevre Araştırma Enstitüsünce hazırlanan “İklim Değişikliğinde Kanun Yapımı ve Adli Süreçlere İlişkin Küresel Eğilimler: 2018 Durum Raporu”na göre, ülkelerin iklim kanunlarında ve politika belgelerinde artış söz konusu olup Paris Anlaşmasını imzalayan veya onaylayan ülkelerin tamamı iklim değişikliği konusunda en az bir ulusal kanun veya politika belgesine sahip.
Raporda, dünya genelinde 1500’den fazla ulusal iklim değişikliği kanunu ve resmi politika belgesi bulunduğu belirtiliyor.