TBMM Genel Kurulunda, Finansman, Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri devam ediyor.
Teklifin birinci bölümü üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz alan Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, Tasarrufa Dayalı Faizsiz Finansman Sistemi’nin son yıllarda hızla yaygınlaştığını dile getirdi.
Alt gelir gruplarıyla faize karşı hassas olan vatandaşların daha çok bu sistemi tercih ettiğini kaydeden Öztürk, “Sistem bugüne kadar başıboş bir şekilde, hiçbir sermaye, yeterlilik, lisans belgesi ve izin şartı aranmaksızın kendi kendilerine kurulup, kontrolsüzce büyümüştür. Şirket sayılarının hızla çoğalması riskleri artırmış ve mağdur sayıları da artmıştır. Mağdurların sesinin yükselmesi ve hızla çoğalmasının da iktidarı bir düzenleme yapmak zorunda bıraktığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, bu kanun teklifinin hazırlanmasında çok geç kalınmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
MHP Konya Milletvekili Esin Kara ise uzun vadeli ekonomik büyümenin sürdürülebilmesi için yurt içi ve yurt dışı tasarruflarının kilit rol oynadığını belirtti.
Tasarrufa dayalı finansman düşüncesinin 1775 yılında İngiltere’de kurulan yapı tasarruf sandıklarıyla ilk defa kamu kurumuna kavuştuğunu dile getiren Kara, bu sistemin Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir halk arasında “el birliği sistemi” adıyla uygulandığını belirtti.
Bu sistemin faiz kavramına mesafeli yaklaşan vatandaşların tercih ettiği bir sistem olduğuna dikkati çeken Kara, “Sisteme katılım arttıkça büyümektedir. Büyüyen sistem içerisinde gözle görünür sorunlar yaşanmasa da tasarruf amacıyla katılan vatandaşların hukuki olarak güvence altına alınması amacıyla bazı düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Çünkü olası bir mağduriyet zinciri bir yandan sisteme olan güveni yıkarken diğer yandan tasarruflarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan vatandaşlar ortaya çıkaracaktır. O nedenle görüşmekte olduğumuz teklifle, sistemin getirebileceği olası mağduriyetlerin önüne geçilmesi hedeflenmektedir.” ifadelerini kullandı.
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu da kanun teklifinin özü itibarıyla vatandaşların faizsiz taşıt ve konut kredileri sağlayan şirketlerle ilgili bir düzenlemeyi içerdiğini söyledi.
Düzenlemeyle şirketler üzerinde BDDK denetiminin sağlanmasının öngörüldüğünü vurgulayan Kenanoğlu, “Kanun teklifini, faizsiz finans alanında bir denetleme mekanizması, bir kontrol mekanizması oluşturması açısından destekliyoruz. Eksiklikleri olsa da doğru bir tekliftir, olması gereken bir şeydir.” diye konuştu.
CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, geç kalınmış, mağdurlar oluşturduktan sonra önlem alınmamış ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından çıkan bir kelimeyle acele yazılmış bir yasayla karşı karşıya olduklarını iddia etti.
Tarhan, “Faizsiz kazanç vaadiyle, ev ve otomobil hayaliyle vatandaşın hem inancını hem sıkıntılı maddi koşullarını kendi çıkarlarına uygun kullanmaya çalışan finansman şirketleri ülkemizde yıllardır faaliyet göstermektedir. Küçük ölçekli kuruluşlarla sayısı 300’ü buluyor. Yaklaşık 1 milyon vatandaşımız birikimini bu firmalara emanet ediyor. Hiçbirinin eylemleri, ne koşullarda çalıştıkları, nasıl kazanç sağladıkları, gelirlerini nereye harcadıkları bilinmiyor.” görüşünü savundu.
AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ise istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme performansının en önemli anahtarlarından birinin yurt içi tasarruflar olduğunu belirtti.
Türkiye’deki kamu ve özel sektörünün artan tasarruf eğiliminin birçok ülkeye kıyasla daha iyi bir seviyede olduğuna dikkati çeken Altunyaldız, “Dünya Bankası verilerine göre, toplam tasarrufların milli gelire oranına baktığımız zaman, ülkemizde yüzde 26 olan tasarruf oranı Fransa ve İspanya’da yüzde 23, Avustralya’da yüzde 22, İtalya’da yüzde 21 ve ABD’de ise yüzde 19 seviyesinde gözükmektedir.” şeklinde konuştu.
“Bu düzenlemeyi yeni kurulan şirketlerin saadet zinciri oluşturmasını engellemek adına yapıyoruz”
Eleştirilere cevap veren TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş, şu anda sistemde kayıtlı yaklaşık 272 bin kişinin olduğunu dile getirdi.
Konuyla ilgili kanunun ilk defa 1991 yılında çıktığını kaydeden Elitaş, “1991 yılında bir firma hayata geçmiş, 1992 yılında da ikinci bir firma takip etmiş. 1992 yılından 2016 yılına kadar 2 firma sektörü domine etmiş. Arkasından 2016 yılında çıkan bir firmayla birlikte, yeni yeni firmalar devreye girmeye başlamış. 1991 yılı ve 2018 yılı sonuna kadar kurulan firma sayısı 9. 1991’de 1, 1992’de 1, 2016’da 1, 2017’de 1 firma, 2018 yılında da 5 firma devreye girmiş.” dedi.
İmza sahibi milletvekillerinin uzun süredir konuyla ilgili detaylı çalıştıklarına işaret eden Elitaş, şöyle konuştu:
“2019 ve 2020 yılında kurulmuş 25 firmanın bir saadet zincirini beraberinde getirmemesi, bu sektörün disipline edilebilmesi için bu kanun teklifini ortaya koyduk. Siyasi partilerin temsilcisi milletvekili arkadaşlarımız da aynı fikirdeler. Yani 1991 ve 2017 yılları arasında bu kadar olağanüstü bir şikayet yok. Şikayetlerin bir kısmı teslimatın geciktirildiği, organizasyon ücretlerinin iade edilmediğiyle ilgili. Yani buradaki şikayetler sözleşmeden kaynaklanan durumdan ortaya çıkıyor.
Bu düzenlemeyi yeni kurulan şirketlerin saadet zinciri oluşturmasını engellemek adına yapıyoruz. Burada yapılan, sistemin kötülüğünden, bugüne kadar yürüyen sistemin kötü oluşmasından değil, ‘bundan sonra kötülükler olabilir mi?’ endişesi için biz bunu BDDK’nin denetimi altına almaya çalışıyoruz.”
Genel Kurulda görüşmeler devam ederken Meclis Başkanı Mustafa Şentop ile KKTC Başbakanı Ersan Saner kordiplomat locasından bir süre genel kurul çalışmalarını izledi.
Teklifin birinci bölümü üzerindeki görüşmeler devam ediyor.