TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, “Temennimiz odur ki bu paketle bütün siyasi partiler, sivil toplum örgütlerinin de desteğiyle Cumhuriyet’imizin ikinci 100 yılına adım atacağımız 2023’e kadar üzerinde darbe ruhunu barındıran bu anayasayı değiştirmiş, 100 yıl sonra 1924’ten sonra ilk defa sivil bir anayasa yapmış olalım.” dedi.
Anadolu Ajansı (AA) Bursa Bölge Müdürlüğünü ziyaret eden Çavuşoğlu, AA muhabirinin İnsan Hakları Eylem Planı ile ilgili sorularını yanıtladı.
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan eylem planının, içeriğiyle bir reform olduğunu söyledi. İnsan Hakları Eylem Planı’nda yer alan hususların 2 yıl içerisinde hayata geçirileceğini belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Bu düzenlemelerin bir kısmı yasal mevzuat şeklinde gerçekleşecek ve TBMM tarafından yasalaştırılacak. Bir kısmı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenecek, diğer bir kısmı da idari tasarruflarla düzenlenmiş olacak. Gerek yasal mevzuat gerekse alt mevzuatları dikkate aldığımızda büyük ölçüde muhtevada yer alan hususlar hayata geçirilmiş olacak. Biz halen 1982 Anayasası ile yönetilmeye devam ediyoruz. Her ne kadar kapsamlı değişiklikler yapılmış olsa da 1980 darbesinin ürünü olan bir anayasa ve bu anayasaya darbenin ruhu sinmiş durumda. Darbe ürünü bir anayasa, kuraldan ziyade istisnaların göze çarptığı, temel hak ve hürriyetler konusunda dolayısıyla temel metinde üst metin olması itibarıyla da insan haklarının daha da gelişmesi, korunması noktasında bir değişikliğin elzem olduğu bir anayasadan bahsediyoruz. Temennimiz odur ki bu paketle bütün siyasi partiler, sivil toplum örgütlerinin de desteğiyle Cumhuriyet’imizin ikinci 100 yılına adım atacağımız 2023’e kadar üzerinde darbe ruhunu barındıran bu anayasayı değiştirmiş, 100 yıl sonra 1924’ten sonra ilk defa sivil bir anayasa yapmış olalım.”
Türkiye’nin son 19 yılda insan hakları ve demokratikleşme noktasında çok önemli adımlar attığını dile getiren Çavuşoğlu, “2004’te anayasamızın 90. maddesinde yapmış olduğumuz değişiklik aslında devrim niteliğinde bir değişikliktir. Anayasamızın 90. maddesinin 4. fıkrasında yapılan değişiklikle temel hak ve hürriyetleri düzenleyen ve usulüne göre yürürlüğe girmiş olan uluslararası sözleşmeler ile yerel mevzuatın çatıştığı durumlarda ileri düzeyde olan uluslararası sözleşmelerin uygulanacağı ve uygulayıcılara bunları uygulaması gerektiğine ilişkin bir hüküm dercedilmiş oldu. Yaklaşık 47 Avrupa Konseyi üyesi ülkenin sadece ikisinde bu değişiklik var, birisi Hollanda’da birisi Türkiye’de.” değerlendirmesinde bulundu.
“İnsan hakları dinamik bir alan”
Türkiye’nin insan hakları konusunda bir paradigma değişimi yaşadığını aktaran Hakan Çavuşoğlu, insan hakları alanının dinamik bir alan olduğunu, yapılacak düzenlemelerin sürekli güncellenebileceğini ifade etti. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun Türkiye’de insan hakları konusunda kurulan ilk kurumsal yapı olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Şu ana kadar komisyonumuza intikal eden başvuru sayısı 7 bini aşmış durumda, geçtiğimiz 2,5 yıllık süreç içerisinde. Bunların 4 bine yakınının cezaevlerinden gelen başvurular olduğunu görüyoruz. Diğer taraftan geri kalan 3 binlik kısmın büyük bölümü adil yargılanmadan gelen başvurular. Biz başvuruları da dikkate alarak komisyonumuz içerisinde farklı alt komisyonlar oluşturduk. Geldiğimiz noktada baktığımız zaman bizlerin komisyon olarak rapor, tespit ve değerlendirmeleriyle başvuruları nazara aldığımızda neredeyse yüzde 70-80 civarında bu İnsan Hakları Eylem Planı’nda karşılık bulduğunu görüyoruz, bu çok memnuniyet verici bir şey. Yapılacak düzenlemeler gerek başvurular konusu itibarıyla gerekse diğer çalışma alanı itibarıyla bizi daha fazla özendirecek, şevklendirecek ve Türkiye’nin parlamentonun bir birimi olan komisyonumuzu insan hakları konusunda olan duyarlılığı ve çabalarının da bir yansımasını görmüş olacağız.”
Anne-çocuk infaz merkezleri kurulacak
Çavuşoğlu, özellikle komisyona cezaevinden intikal eden başvuru ve yerinde yaptıkları tespitler doğrultusunda İnsan Hakları Eylem Planı’nda öngörülen düzenlemeler olduğuna işaret ederek şöyle konuştu:
“Bunların en başında gelenler, hükümlülerin mümkün oldukça infazlarını ailelerinin yakın olduğu yerlerde çekme meselesi. Bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de konu olmuş bir meseleydi. Örneğin ailesi Erzurum’da, Van’da, kendisi Edirne’de, Tekirdağ’da infazı sürüyor. Aile bağlarını kurmak, gidip gelmek bakımından bu büyük bir zorluk teşkil ediyordu. Bunu giderecek adımlar atılacak. Diğer taraftan özellikle dijital altyapının oluşmasıyla beraber hükümlü ve tutukluların online olarak açık görüşte görüşmek istedikleri kişilerle görüşmelerinin imkanı sağlanacak. Özellikle 0-6 yaş grubundaki çocukların annelerinin tutuklu ya da hükümlü olması durumunda onlarla birlikte kaldığını biliyoruz. Her ne kadar dışarıda bir yakınlarına teslim edilme imkanı olsa da büyük ölçüde bu çocuklar anneleriyle kalmaya devam ediyorlar. İşte bu kapsamdaki hükümlülerin infazının normal tutukevinde değil, bunlar için tahsis edilecek anne-çocuk infaz merkezlerinde çekilmesini sağlamış olacaklar yapılacak düzenlemeyle.”
Çavuşoğlu, engelli, yaşlı ve dezavantajlı hükümlülerin cezalarının alternatif bir yöntemle infazı için denetimli serbestlik mekanizmasının daha genişletileceğine dikkati çekti.
“Alternatif çözüm yöntemi dediğimiz bir sulh yöntemi getiriyoruz”
İnsan Hakları Eylem Planı ile katalog suçlar konusunda düzenlemeler yapılacağını aktaran Hakan Çavuşoğlu, tutukluluk için somut gerekçeler aranacağını vurguladı.
Çavuşoğlu, eylem planının insan haklarıyla ilgili birçok meseleyi kapsadığını anlatarak “Vatandaş ve kamu arasında bir ihtilaf vuku bulduğunda konu henüz mahkemeye intikal etmeden alternatif çözüm yöntemi dediğimiz bir sulh yöntemi getiriyoruz. Yatırım Ombudsmanlığı denilen bir mekanizma oluşturulacak. Hatta ve hatta abonelik sözleşmeleriyle ilgili burada birtakım düzenlemelerin olacağını görüyoruz.” dedi.
Irkçılık, ayrımcılık üzerinden yapılan nefret suçlarının yeniden düzenleneceğini bildiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Kadına yönelik şiddette, mesela evli eş için uygulanan ağırlaştırıcı neden boşanan eşler bakımından uygulanmıyordu. Şimdi boşanmış olsalar dahi ağırlaştırılmış nedenler uygulanmaya devam edecek. Israrlı takip fiili suç haline getiriliyor. Eğer bir kadını ısrarla bir kimse takip ediyorsa ve bu bir risk ortaya çıkarıyorsa bu ayrıca bir suç olarak değerlendirilecek. Dünyada da insan hakları her gün yeni bir trend, yeni bir gelişim gösteriyor, bu bağlamda mutlaka önümüzdeki süreçte yeni gelişmelere, ihtiyaç duyulan alanlara ilişkin olarak ülkemizde düzenlemeler yapılacaktır. Paketin açıklandığı gün, Cumhurbaşkanımızı dinlediğimizde arkadaşlarımızla yaptığımız ilk değerlendirme, ‘Bu gerçekten bizlerin beklentisinin üzerinde bir mahiyet arz ediyor.’ İnsan Hakları İnceleme Komisyonu olarak beklentilerimizi karşıladı. Bütün insan hakları kurum ve kuruluşlarında netice itibarıyla bu kanaat hakim durumda.”