Türkiye’nin Paris Başkonsolosluğunda düzenlenen etkinlikte, Çavuşoğlu’nun yanı sıra AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, MHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bülent Karataş, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Ali Onaner ve Paris Başkonsolosu Serdar Belentepe katıldı.
Çavuşoğlu, STK temsilcilerine yaptığı konuşmada, “Avrupa’da yükselen ırkçılığının varlığını, İslamofobik eylemlerin ve saldırıların gün geçtikçe arttığını görüyoruz. Dolayısıyla zaman zaman sizler de burada yaşayan soydaşlarımız da bize ulaşan gerek yazılı gerek sözlü, bu konuya dikkatimizi çekmemiz gerektiği, bu anlamda bir çalışmaya ihtiyaç olduğu, daha çok farkındalık oluşturulması gerektiği yönünde talepler aldık.” diye konuştu.
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde Irkçılık ve İslamofobi İnceleme ve Araştırma Komisyonu kurduklarını ifade eden Çavuşoğlu, komisyonun çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Çavuşoğlu, Fransa ve Avrupa’daki İslamofobi’nin yükselişinin birçok nedeni bulunduğunu, bunların arasında Avrupa Birliği (AB) değerlerindeki kaymanın olduğunu söyledi.
AB’nin temel hak ve özgürlükler, evrensel değerler üzerinde yükselen bir yapı olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, bunların sarsılmaya başladığını gördüklerini aktararak şöyle devam etti:
“Gittikçe marjinal ve uç noktalardaki siyasi aktörler tarafından kullanılan sözlerin sanki seçmen nezdinde muteber ve etkileyici faktör gibi değerlendirilip merkez siyasetin de diline yansımaya başladığını görüyoruz. Merkezde yer alan siyasetçilerin bu dili benimsediğini ve dolayısıyla meşru bir durum gibi görünmeye başlandığına şahitlik ediyoruz. Basının da kullandığı dil bu anlamda çok sorunlu dil.
En önemlisi de suçların şahsiliği prensibi. Bir suçu işleyen o suçun sorumlusudur. Yaptırım uygulanır ama suçu işleyenin kimliği ve dini aidiyeti nedense Müslüman ve İslam olduğunda genelleme yapılıyor. O kişi İslam inancına sahip ise terör eylemi olarak değerlendiriliyor. Bir insanın öldürülmesi bütün insanlığın öldürülmesi gibidir. Onun Müslüman olması tartışılır ama onun iddiasında bulunduğu için bütün bir İslam’a genelleme yapılarak ve böyle bir dil kullanılarak tüm Müslümanların bu motivasyona sahip olduğu yönünde inanca sevk ediliyor.”
Çavuşoğlu, bununla ilgili çalışma yapacaklarını anlattı.
İslam karşıtı saldırılara maruz kalanlar şikayette bulunmadığı ve sineye çektiği için bu saldırıların kayıt altına alınamadığını ifade eden Çavuşoğlu, STK temsilcilerinin Fransa’da yaşadıkları zorlukları ve İslamofobi hakkındaki gözlemlerini dinledi.
“Seçmen kazanabilmek için beylik sözler kullanılmamalı”
Milletvekili Tanal ise görüştükleri senatörlerin, Fransa’nın tüm dinlere eşit şekilde yaklaştığını söylediğini aktardı.
Fransa ile diyaloğun sürmesi gerektiğini dile getiren Tanal, din ve vicdan özgürlüğünün insan hakkı ve demokratik ülkelerin “olmazsa olmazı” olduğunu söyledi.
Tanal, din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edilmesinin insan haklarının ihlali anlamına geldiğini vurguladı.
Bunu senatörlere ilettiklerini, onların da buna katıldıklarını anlatan Tanal, siyasetçilerin “üst perdeden ve zarar verecek şekilde oy devşirmek ve seçmen kazanabilmek amacıyla beylik sözler” kullanmaması gerektiğine dikkati çekti.
Mahmut Atilla Kaya da ırkçılık ve İslamofobi’nin sadece Fransa’yı değil tüm Avrupa ve ABD’yi sardığını belirtti.
Türkiye ile Fransa ilişkilerinin daha iyi olması halinde güzel şeylerin yaşanabileceğini ifade eden Kaya, ilişkileri sadece bu konu ile sınırlandırmanın doğru yaklaşım olmayacağını düşündüğünü kaydetti.
Kaya, Avrupa’nın birçok ülkesinde ve ABD’de yükselen popülizme işaret etti.
MHP’li Karataş, Müslümanlar ve Türklerin yaşadığı coğrafyalarda tarihsel süreçte geçmişte yaşananları unutmayarak düşmanlık yapan milletler ve devletlerin bulunduğunu dile getirdi.
Fransa’da yaşayan Türklerin sağduyulu olup birliğine ve beraberliğini pekiştiren manevi duygularla bir araya gelmesi gerektiğini ifade eden Karataş, Türk milletinin din, dil ve ırk ayrımı yapmadan herkesi sevdiğini belirtti.