TBMM kampüsü, yaklaşık 450 dönüm arazi üzerinde bulunuyor. Meclis’teki yeşil alan ise yaklaşık 350 dönümden oluşuyor.
Meclis Destek Hizmetleri Başkanlığı Park ve Bahçe Hizmetleri Birimi Peyzaj Yüksek Mimarı Mehtap Karaoğlu, 350 dönümlük bu bahçenin yanı sıra Milli Egemenlik Parkı, halk bahçesi, Birinci Meclis ve sosyal tesisler dahil olmak üzere yaklaşık 500 dönümden sorumlu olduklarını anlattı.
Meclis bahçesinde çim biçtiklerini, bunun da yılda 4,5 milyon metrekare kadar çim biçmek anlamına geldiğini belirten Karaoğlu, ayrıca bahçeye 300 bin yazlık-kışlık çiçek dikildiğini, kışın kar küreme işlerinin yapıldığını, bakım ve onarım çalışmalarının ise sürekli devam ettiğini dile getirdi.
“Kendi çiçeklerimizi üretiyoruz, dikiyoruz”
Çöplerin geri dönüşüm ve ayrıştırma işlerinin de birimlerince yapıldığını anlatan Karaoğlu, şu bilgileri verdi:
“Meclis kampüsü küçük bir şehir gibi. Kendi çiçeklerimizi üretiyoruz, dikiyoruz. Salon bitkilerimizi yetiştiriyoruz. Burada yoğun bir üretim var. 282 tür ağacımız var, çalı, ağaç cinsi… 350 dönüm bahçemiz var Meclis içinde. Milli Egemenlik Parkı ve halk bahçesi, ayrıca Birinci TBMM, bize bağlı sosyal tesisler, lojmanlar bölgesindeki bakımları da yapıyoruz. 21 bin 800 çalı ve ağacımız var. Meclis kendi içinde bitki faunasını oluşturmuş bir bölge. Şehir içinde yeşile yön veren bir alan. O yüzden bizim için çok değerli. Ankara’da yetişmeyen bazı bitki türleri, Meclis içinde yetişebiliyor.”
Karaoğlu, bahçede Karadeniz bölgesine özgü karayemiş, Ege ve Akdeniz bölgelerine özgü nar, incir, zeytin ile ıhlamur, sedir, sütun meşe, çınar, ladin, tespih, mürver gibi ağaçlar ve çeşitli bitkiler olduğunu kaydetti.
Bu ağaçların meyve de verdiğini aktaran Karaoğlu, Meclis bahçesinin pek çok sincap ve papağana da ev sahipliği yaptığını ifade etti. Karaoğlu, “Meclis bahçesi kendi dengesini, kendi popülasyonunu içinde döndüren bir yer.” diye konuştu.
Bahçede, Japonya Hiroşima’da atılan atom bombalarından canlı çıkan ginkgo ağacının da bulunduğunu anlatan Karaoğlu, bu ağacın 270 milyon yıl önce de yaşadığının düşünüldüğünü dile getirdi.
Sera bölgesinde bir ahlat ağacı olduğunu ve Ayrancı semti daha bağ iken burada bulunduğunu bildiklerini anlatan Karaoğlu, ağacın 1961’de açılışı yapılan Meclis’ten daha eski olduğuna dikkati çekti.
Karaoğlu, bazı çınar ağaçlarının içinin boşaldığını, bilgisine başvurdukları üniversite hocalarının yönlendirmesiyle bakım çalışması yaptıklarını anlattı.
95 bahçıvan çalışıyor
Ağaçların canlı kalması için budama işleri yaptıklarını ifade eden Karaoğlu, gerekli bakım çalışmaları için 95 bahçıvanın çalıştığını dile getirdi.
Bahçedeki meşe ağaçlarının palamutlarının toplandığını ve çeşitli kurumlara verildiğini anlatan Karaoğlu, su tüketimi daha yüksek olan çiçek ve bitki çeşidini azaltarak, su ihtiyacı az olanları kullanmaya başladıklarını kaydetti.
Sera sorumlusu Ziraat Mühendisi Ümit Küçük, Meclis’te iç mekan bitkisi olarak saksılı bitki üretiminin yıllık en az 8 bin, mevsimlik çiçek üretiminin ise yazlık-kışlık toplamda 300 bin civarında olduğunu belirtti.
Küçük, kaktüs üretiminde her yıl 6 binin üzerine çıktıklarını, lavanta, kekik, biberiye gibi tıbbi, aromatik bitki üretimine başladıklarını ve su tüketimini azaltmayı hedeflediklerini bildirdi.