Dünya Kovid-19 salgınının etkilerini atlatmaya çalışırken, küresel ekonomi yeni bir sorunla karşı karşıya.
- G7’den küresel tedarik zinciri baskısına karşı iş birliği mesajı
- Türkiye küresel tedarik zincirinin yeni merkez üssü olma yolunda
- Alman şirketleri, Türkiye’yi 1,5 milyar nüfusluk pazara erişim için merkez olarak görüyor
- İngiltere’deki tedarik krizi domino etkisi yaratarak derinleşiyor
- ABD’de tedarik zincirindeki sıkıntıların giderilmesi için limanlar ve özel şirketlerin 7/24 çalışacak
Artan ham madde fiyatlarından çip gibi bileşenlerin eksikliğine, limanlardaki yoğunluklardan, tır şoförü yetersizliğine kadar tedarik zincirindeki sıkıntılar küresel ekonomiyi tehdit ediyor.
Geçen yıl Kovid-19 salgını ve uygulanan karantina önlemleri nedeniyle kesintiye uğrayan tedarik zinciri, aşılamanın artması ve önlemlerin gevşetilmesiyle hızla artan taleple karşı karşıya kalırken, büyük bir toparlanma mücadelesi veriyor.
Bu durum, salgın öncesinde olduğu gibi tedarik sağlayamayan, üretim gerçekleştiremeyen üreticiler ve dağıtıcılar için küresel çapta kaosa neden oluyor. Tedarik zincirindeki kaos, üreticilerin artan talebi karşılama kabiliyetlerini sınırlıyor.
Küresel tedarik zinciri, ürünün üretim aşamasından tüketiciye ulaşana kadarki süreci kapsıyor ve bu süreçteki operasyon ağını ifade ediyor. Zincirdeki halkalar, bileşenlerin imalatı, iş gücü arzı ve malların lojistiğini içeriyor.
Küresel tedarik zinciri birçok nedenden dolayı sıkıntı yaşarken, uzmanlar en büyük sıkıntının devam eden Kovid-19 salgını olduğunu belirtiyor.
Salgın geçen yıl fabrikaların kapanmasına, işçilerin işlerinden olmasına ve dünya çapında üretimin aksamasına neden olarak belirli malların arzını kesintiye uğrattı. Bu, birçok ürün için tüketici talebinde keskin bir düşüşle aynı zamana denk geldi ve dünya çapında ekonomileri derin bir resesyona itti.
Kovid-19 aşılarının hızlı gelişimi, yüksek düzeyde kamu teşviki ve değişen harcama alışkanlıklarının etkisiyle mallara yönelik küresel talep hızla geri döndü.
Salgın kısıtlamalarının gevşetilmesiyle evde kaldıkları dönemde tasarrufları artan tüketicilerin yaşam koşullarını iyileştirme istekleri ve ürünlere yönelik talepleri artarken, üreticiler ve şirketler talepteki hızlı toparlanmaya yetişmekte zorluk çekiyor.
Noel tatilinin yaklaşması ve gelişmiş ülkelerde insanların harcama isteğinin artmasıyla birlikte talep de artmaya devam ediyor. Ancak arz tarafında, salgının ötesine geçen nedenlerle sorunlar da artıyor.
Gelecek yıla kadar sürmesi bekleniyor
Kovid-19 salgını Asya’daki fabrikalarının kapasitesini azaltmaya, nakliye ve lojistiği daha maliyetli hale getirmeye devam ediyor. Küresel ısınmanın neden olduğu olağan dışı hava olayları da daha fazla aksamaya yol açıyor.
Son dönemde Çin’de yaşanan elektrik kesintileri üretimi olumsuz etkilerken, İngiltere’de yaşanan tır şoförü eksikliği dağıtımı aksatıyor. ABD ve Almanya gibi ülkelerde ise limanlardaki yoğunluktan endişe duyuluyor.
Nakliye konteynırlarının yetersiz olmasının, kauçuk, kereste, çelik ve yarı iletkenler gibi kritik ham maddelerin azlığının, tır şoförleri de dahil salgın döneminde daha da kötüleşen temel iş gücü eksikliğinin tedarik zinciri aksamalarında etkili olduğu belirtiliyor.
Dünyanın dört bir yanında ülkelerin salgınla mücadeleye yönelik önlemlerinin uyumsuz olması da işleri karmaşık hale getiriyor. ABD’de salgın kısıtlamaları daha fazla gevşetilirken, Asya’da sıkı tedbirler devam ediyor. Bu durumun küresel iş gücü piyasasında, nakliye işçilerinin ihtiyaç duyulan limanlara ve merkezlere götürülmesini zorlaştırdığı belirtiliyor.
Arz darboğazları şimdiden bazı ülkelerde ekonomik toparlanmayı engelleme sinyali verirken, uzmanlar tedarik zincirinde yaşanan sıkıntıların “iyileşmeden önce daha da kötüleşeceği” konusunda uyarıyor.
Tedarik zincirinde yaşanan sorunların, üretimi gelecek yıla kadar küresel çapta kısıtlayacağı tahmin ediliyor.
Moody’s, konuya ilişkin son raporunda, devam eden tedarik zinciri sıkıntılarının küresel ticaretin yeniden canlanmasına meydan okuduğunu belirtiyor. Küresel ticaretin 2021’de yüzde 9-11 oranında büyümesi beklenirken, tedarik zinciri darboğazlarının toparlanmayı kısıtlayacağı kaydediliyor.
Maliyeti artırıyor
Tüketici talebi artarken, Çin’den ABD ve Avrupa’ya gelen malların navlun fiyatlarının yükselmesi ve söz konusu ülkelerde yaşanan lojistik eleman yetersizliği malların nihai varış noktalarına ulaşmasını zorlaştırıyor, bu ürünlerin maliyetini artırarak daha yüksek fiyatlarla market raflarında yer almalarına neden oluyor.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı verileri (UNCTAD), Çin’den Güney Amerika’ya yapılan mal sevkiyatının bu yılın başlarında geçen yıla kıyasla 5 kat daha pahalıya mal olduğunu gösteriyor.
Çin ve Kuzey Amerika rotasındaki navlun fiyatlarının ise 2 katından fazla arttığı belirtiliyor.
ABD basınında yer alan haberde, Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki limanların dışında demirlemeyi bekleyen 500’e yakın büyük konteyner gemisi olduğu belirtiliyor.
Kovid-19 salgınının ardından yeniden harcama yapmaya başlayan tüketiciler, istedikleri ürünleri ya daha pahalıya buluyor ya da hiç bulamıyor.
Uzmanlar, iş gücü kıtlığı ve tedarik zincirindeki aksamaların şiddetlendirdiği birikmiş işlerin üstesinden gelmenin aylar sürebileceğini, mağaza raflarının boşalmasına ve tüketicilerin yeni yıl alışverişine hazırlanırken daha yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalmasına neden olabileceğini belirtiyor.
Büyümeyi olumsuz etkiliyor
Tedarik zincirinde yaşanan sorunlar Çin, ABD ve Avrupa’da ekonomik faaliyeti yavaşlatıyor.
Çin’de yılın ilk çeyreğinde yüzde 18,3 ve ikinci çeyreğinde yüzde 7,9 büyüyen ekonominin üçüncü çeyrekte ivmesini kaybederek yüzde 4,9 büyüdüğü dikkati çekiyor.
Küresel ekonominin bu yıla ilişkin büyüme tahminini yüzde 6’dan 5,9’a düşüren ve 2022’ye ilişkin büyüme beklentisini ise yüzde 4,9 olarak koruyan Uluslararası Para Fonu (IMF), bu yıla ilişkin büyüme tahmininde yapılan aşağı yönlü revizyonun gelişmiş ekonomilerde arz kesintileri kaynaklı düşüşü, gelişmekte olan ekonomilerde ise büyük ölçüde kötüleşen salgın dinamiklerini yansıttığına işaret ediyor.
Alman düşünce kuruluşu Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü de küresel sanayi üretiminin 2021’in başlarında kriz öncesi seviyelerin üzerine çıktığını ancak o zamandan bu yana durgunlaştığına dikkati çekiyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde da Avro Bölgesi ekonomisinin küreselleşmiş doğasının tedarik zinciri kesintilerinden kaynaklanan sistemik şoklara karşı oldukça savunmasız olduğu konusunda uyarıyor ve darboğazların Avro bölgesini diğer ekonomilerden daha fazla etkilediğine işaret ediyor.
Tedarik zinciri darboğazları, ABD ve Avrupa’da enflasyonist endişeleri de beraberinde getiriyor. Yükselen enflasyon oranları, salgın dönemi teşvik politikalarını azaltma konusunda merkez bankaları üzerinde baskı oluşturuyor ve bu da küresel ekonomik büyümeyi olumsuz etkiliyor.
Şirket bilançolarını baskılıyor
Tedarik zincirindeki sorunlar bazı şirketlerin üçüncü çeyrekte satışları ve karları üzerinde de önemli ölçüde baskı oluşturuyor. Halka açık şirketlerin satış beklentilerinde aşağı yönlü revizyona gitmesi de şirket hisselerini daha fazla baskı altına alıyor.
Şirketler artan malzeme fiyatlarında, tedarik zincirindeki gecikmeler nedeniyle uzayan teslimat sürelerinden ve bazı durumlarda sipariş iptallerinden de şikayet ediyor.
Dünya ekonomisi Kovid-19 salgınının son aşamasına doğru ilerlerken, şirketler ve tüketiciler küresel tedarik zincirinin baskı altında olduğunu hissediyor.
Enerji krizi zararlara neden oluyor
Özellikle Avrupa’da derinleşen enerji krizi, trenle mal taşımaktan seralarda sebze yetiştirmeye kadar her alanda ciddi zararlara ve bazı şaşırtıcı oynaklıklara sebep oluyor.
Hükümetler, enerji perakendecilerini ve önemli karbondioksit kaynaklarını sarsan yüksek gaz ve elektrik fiyatlarıyla mücadele etmeye çalışıyor.
Enerji sıkıntısı Avrupa’nın yanı sıra Çin ve Hindistan’ı da vururken bu ülkelerde elektrik kesintilerine neden oluyor.
Dünya genelinde gıda üretimi alanındaki endişeler de artıyor. Pahalı enerji kaynakları nedeniyle gübre fabrikalarının uzun süreli kapatılabileceğine dair uyarılar dillendirilirken, gelecekte tahıl arzına ilişkin endişeler de artıyor.
Bundan sonra ne olacak?
Uzmanlar, Kovid-19 salgınında daha da kötüleşen sorunların geçmişi olduğuna dikkati çekiyor.
Küresel olarak ekonominin, tedarik zinciri esnekliği yerine ucuz mal üretimine öncelik verecek şekilde büyümesi ve tek ülkeye bağımlı bir tedarik zinciri oluşturulması en önemli sorun olarak görülüyor.
Uzmanlar, söz konusu sorunların kolayca çözülmeyeceğini belirterek, lojistik sektöründe çalışanların çalışma saatlerini uzatmanın tedarik zincirinin yalnızca bir bölümünü hedefleyen küçük bir adım olduğunu ifade ediyor.
Altyapı yatırımlarının tedarik zincirindeki sıkıntılara yardımı olacağını belirten uzmanlar, küresel aşıya erişimin kolaylaştırılmasının önemini vurguluyor.
Uzmanlar, insanları daha yüksek fiyatlara ve bir ürünün tedariki için daha fazla beklemeye hazırlıklı olmaları gerektiği konusunda da uyarıyor.
“Zincirin her halkasında darboğazlar var”
Moody’s Analytics Kıdemli Ekonomisti Tim Uy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mevcut tedarik zinciri aksaklıklarının devam edeceğini düşündüğünü söyledi.
Uy, “Nakliye, limanlar, kamyonlar, demir yolu, hava yolu veya depolar olsun, zincirin her halkasında, bazı yerlerde teslimat sürelerinin tarihi seviyelerde gecikmelerine yol açan darboğazlar var.” dedi.
Bu durumun sayısız nedeni olduğuna işaret eden tır ve kamyon şoförü sıkıntısı, dünya çapında farklı ülkelerin asimetrik olarak yeniden açılmasıyla ilgili sorunlar ve yüksek enerji fiyatlarının bu nedenlerden bazıları olduğunu aktardı.
Uy, şunları kaydetti:
“Küresel tedarik zinciri aksamalarının en erken 2023 yılına kadar tamamen düzelmesi pek olası değil. Birçok ülke aksamaların daha da kötüleştiğini görüyor ve buna göre hareket ediyor. Örneğin Beyaz Saray, Los Angeles ve Long Beach’teki liman tıkanıklığını gidermek için özel şirketlerle birlikte çalışıyor, Birleşik Krallık hükümeti tır şoförü eksikliğini azaltmak için daha fazla sürücü istihdam için harekete geçiyor. Ancak bu önlemlerin meyve vermesi biraz zaman alacak.”