Küresel enerji arzına ilişkin endişeler artmaya devam ediyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası küresel ekonomilerde çeşitli sıkıntılar baş gösterirken, tedarik zincirindeki kırılmalar ve emtia fiyatlarının rekor seviyelere ulaşmasıyla oluşan enflasyon endişesine “enerji arzının gelecek dönemde yetersiz kalabileceği” korkusu eklendi.
Avrupa ve Asya’da enerji arzı, gündemin ana maddelerinden biri olmaya devam ediyor. Çin’de kamu şirketlerine ne pahasına olursa olsun enerji güvenliğinin sağlanması ve bu konuda tedarik sıkıntısı yaşanmaması talimatı verilirken, Avrupa’da doğal gaz vadelileri eylülde yüzde 90,2 artışla 97,8 avroya çıktı.
Söz konusu gelişmelerin halihazırda yüksek seyreden küresel enflasyon baskılarını desteklemesi ve dünya ekonomilerini daha zorlu bir pozisyona sürüklemesinden endişe ediliyor.
Ak Yatırım Araştırma Müdürü Özgür Veysel Hatipoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birçok kişinin dikkatini yeni çekmiş olmasına karşın küresel enerji krizinin aslında düşünüldüğü kadar yeni olmadığını söyledi.
Yükselen yeşil/temiz enerji algısının geçen yıl petrol fiyatlarının da eksiye gitmesiyle bazı küçük petrol şirketlerinin ekonomik nedenlerle oyun dışı kalmasına sebep olduğunu aktaran Hatipoğlu, petrol devlerinin yatırım harcamaları için ayırdıkları bütçeleri 2020’de yüzde 30-50 azalttıklarını ifade etti.
Hatipoğlu, yatırım harcamaları yapılamamasının şirketlerin büyüyememesine ve üretimin artmamasına, sonuç olarak da insanoğlunun artan enerji ihtiyacına karşılık enerji çıktısının sistem genelinde talebi karşılamamasına neden olduğunu anlattı.
Bu noktada güneş, rüzgar ve su tabanlı enerji kaynaklarındaki artışın karşı argüman olarak sunulabileceğini belirten Hatipoğlu, “Ne yazık ki bu temiz enerji kaynaklarından elde edilen çıktı, enerji ihtiyacını karşılamaya yetmiyor. Bu nedenle elektrik üreticilerinin ham maddesi kömür, doğal gaz ve petrol ürünleri olarak kalıyor.” dedi.
“Zayıf stoklar ciddi bir risk oluşturuyor”
Özgür Veysel Hatipoğlu, Avrupa ülkelerinde çevre bilincinin arttığını ve dizel yakıtın yakın gelecekte yasaklanmasına varan önlemler alındığını, buna karşın elektrik üreticilerinin karbon yakıt talebinin uzun yıllar devam edecek gibi göründüğünü söyledi.
Hatipoğlu, durmaksızın artan elektrik enerjisi ihtiyacının, enerji dönüşüm çemberinde geleneksel enerji kaynaklarına olan talebin artmasına neden olduğunu ancak petrol üretimindeki kota ve artan talep nedeniyle petrol stoklarının son zamanların en düşük seviyelerinde bulunduğunu kaydetti.
Doğal gaz stoklarının da benzer şekilde yılın bu dönemine göre son yılların en düşük seviyesinde olduğunu aktaran Hatipoğlu, “Önümüzdeki kış aylarında ısınma ihtiyacı nedeniyle artacak doğal gaz talebine karşılık zayıf stoklar ciddi bir risk oluşturuyor.” dedi.
“Enflasyon, muhtemelen Fed’in düşündüğü kadar geçici olmayacak”
Ak Yatırım Araştırma Müdürü Hatipoğlu, söz konusu gelişmelerin fiyatlamalara olan etkisine bakıldığında çeşitli küresel ve yerel borsalarda işlem gören doğal gaz fiyatlarının rekorlar kırdığının gözlemlendiğine işaret ederek, özellikle Norveç piyasasında aktif olarak kullanılan elektrik kontratlarının son aylarda hızla yükseldiğini gördüklerini söyledi.
Petrol tarafında da fiyatların Kovid-19 salgını sonrası dönemin en yüksek seviyelerinde olduğunu belirten Hatipoğlu, şunları kaydetti:
“Petrol fiyatlamalarındaki aşırılık büyük bir ihtimalle birkaç hafta içinde törpülenecek ve bir miktar geri çekilme olacaktır. Özellikle 4 Ekim’deki Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) toplantısında Suudi Arabistan’ın, başta ABD olmak üzere çeşitli ülkelerin üretim kotasının artırılması yönündeki çağrıları dikkate alması sonucu bir üretim artışı gelirse ilk geri çekilme petrolde olacaktır. Ancak sanmayalım ki bu iş bu şekilde çözümlenecek. Ortada, daha önce de bahsettiğim gibi, neredeyse 1 yıldır kısa kesilen büyüme var. Bu nedenle arz probleminin devam ettiğini görebiliriz. Bu da ister istemez enerji fiyatlarının yukarıda kalmasına neden olacaktır. Sonuçta ise ABD Merkez Bankası’nın (Fed) ifade ettiği geçici enflasyon konusu, muhtemelen onların düşündüğü kadar geçici olmayacaktır.”
Vadeli enerji kontratlarında ise piyasanın daha önce bahsettiği törpülenmeden sonra yeniden alış yönünde pozisyonların arttığını görmenin şaşırtıcı olmayacağını ifade eden Hatipoğlu, bu anlamda geleneksel hisse yatırımcısının borsa yatırım fonları (BYF) konusunda kendisini geliştirerek yaklaşan yeni fiyatlama davranışlarına karşı hazırlıklı olmasının faydalı olacağını söyledi.