Saydan, yazılı açıklamasında, kızamığın bulaşıcı bir hastalık olduğunu ancak aşıyla önlenebilmesinin mümkün olduğuna dikkati çekti.
Kızamık aşısının mutlaka yaptırılması gerektiğini belirten Saydan, “Aşılanmama neticesinde salgın ortaya çıkıyor. Son yıllarda dünyada toplumlar arasında ortaya çıkan aşı karşıtlığı ve kararsızlığı giderek artıyor. Aşılanmamış veya eksik aşılı kişiler nedeniyle küresel dolanımın artması, göçler, savaşlar nedeniyle aşıyla önlenebilen bulaşıcı hastalıkların görülme riski yükseliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Saydan, DSÖ verilerine göre Türkiye’nin 2023 şubat ayı sonu itibarıyla Avrupa’da kızamık vakasının en çok görüldüğü ikinci ülke olduğunu belirterek, “Özellikle aşı karşıtlığı ve düzensiz göçle beraber artan kızamık vakalarının önüne geçmek için çocukluk çağı aşılamalarının eksiksiz yapılması şart.” ifadesini kullandı.
Türkiye’de aşı karşıtlığının giderek arttığını savunan Saydan, şunları kaydetti:
“Aşı karşıtlığının bilimsel bir dayanağı olmadığı gibi çocuklarımızla birlikte tüm toplumun sağlığı da hiçe sayılıyor. Çocukların aşılanmasındaki hukuki ve vicdani mesuliyetin ailelerin inisiyatifinde olmaması gerekiyor. Türkiye’de Sağlık Bakanlığının uyguladığı çocukluk çağı aşı takvimi içinde de yer alan 9’uncu ay ile 1, 4 ve 6’ncı yaşlarda uygulanan kızamık aşıları çocukları viral bir hastalık olan kızamıktan yüzde 99 koruyor.
Aşılanmanın bir hedefi kendimizi korumaksa diğer önemli hedefi de toplumun bağışıklık sistemini korumaktır. Ülkemizde kızamık, kızamıkçık, kabakulak gibi hastalıklarının aşıları ücretsiz şekilde aşı takvimimizde bulunuyor. Ailelerin bu aşıları çocuklarına yaptırmaları ve toplum sağlığının korunmasını sağlamaları gerekiyor.”