Sanat, politika, spor ya da cemiyet hayatından tanınmış bir kişi vefat ettiğinde “… dünyasından bir yıldız kaydı” başlığını Türk basınında sıkça görmüşüzdür. Belki de bu manşeti gerektiği şekilde hak eden ender insanlardan biriydi Muhammed Ali. Sporcu kimliğinin, bokstaki büyük başarısının yanı sıra Müslüman kimliği, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi farklı tenli insanlara karşı sicili pek parlak olmayan bir ülkede siyahi oluşu, politik duruşu ve daha birçok özelliği, Muhammed Ali’yi “yıldız” yapmaya fazlasıyla yetiyordu.
“Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım.” dediğinde sadece boks sporunda bir efsane olarak kalmayacak, “Vietnamlılar bana bir şey yapmadı ki, onlarla savaşayım.” diyerek belki de yaşadığı dönemin en radikal çıkışlarından birine imza atıp, ezilen halkların gönlünde kolay kolay yıkılmayacak bir tahtın sahibi olacaktı. Vaktiyle Cassius Marcellus Clay Jr. olan adını Müslüman olduktan sonra Muhammed Ali olarak değiştirmesi ise dünya Müslümanlarına sabahlara kadar boks maçı izletecekti.
22 yaşında ilk altın kemer
“İki siyahi adamın dövüşünü birçok beyaz adamın izlemesine boks denir.”
Müsabakalarda alaycı ifadeler kullanarak psikolojik açıdan rakiplerinin üzerinde baskı kurmasıyla ünlenen Muhammed Ali, dönemin ağır sıklet boks şampiyonu Sonny Liston ile 25 Şubat 1964’te Miami’de unvan maçına çıktı. Karşılaşma öncesinde düzenlediği basın toplantısında ünlü “Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım.” ifadesini kullanan Ali’nin performansı, kesin favori olarak gösterilen ABD’li Liston karşısında büyük heyecan uyandırdı. Liston’un 7’nci rauntta aldığı darbelerin ardından maça çıkamaması üzerine galip ilan edilen Muhammed Ali, 22 yaşında ilk altın kemerini aldı.
Muhammed ismini yerden kaldırtan boksör
Sporcu kimliğinden sıyrılarak popülaritesini bu kadar artıran, birçok farklı milletten ve ırktan kendine hayran kitlesi kazandıran, dünyada ender kişilerden biri olmuştu Muhammed Ali. İşte bu nedenle gerçek bir “yıldız” olarak tanımlanmayı sonuna kadar hak ediyordu. Ama o, diğer yıldızlardan da farklı olmalıydı.
Hollywood Bulvarı’ndaki ünlü Şöhretler Kaldırımı’nda dünyaca ünlü toplam 2 bin 582 isme ait yıldız bulunur. Bu isimler arasında Muhammed Ali de vardır. Ancak bir farkla; 2 bin 582 yıldız arasında sadece Muhammed Ali’nin ismi kaldırımda değil, duvarda asılıdır. Ünlü Dolby Sineması’nın duvarına yerleştirilmiş olarak 2002 yılından beri sergilenen bu yıldızın duvarda asılı olmasının da bir hikayesi vardır. Ali, Hollywood Bulvarı’na yıldızı konulması için teklif gittiğinde, “Ben peygamber ismi taşıyorum, insanların ismimin üzerine basarak geçmesini kabul edemem. Peygamberimin ismini yere yazdıramam.” şeklinde cevap vererek, dünya Müslümanlarının kalbinde müstesna bir yer edinmiştir.
Muhammed Ali’yi güzel bir insan ve büyük bir sporcu olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, efsane boksörün ölümünün ardından yayınladığı taziye mesajında, “Muhammed Ali, milyonların kalbini fethetmiş büyük bir sporcu ve güzel bir insandı. Muhammed Ali’nin yaşamı boyunca ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı verdiği özgürlük mücadelesi, hiçbir zaman unutulmayacak. Azmi, cesareti, duruşu ve kararlılığıyla, tüm insanlığa ilham kaynağı olan Muhammed Ali’ye Allah’tan rahmet diliyorum.” ifadelerini kullanmıştı.
Altın madalyasını nehre fırlattı
Birçok otorite tarafından tüm zamanların en iyi ağır sıklet boks şampiyonu olarak kabul edilen Muhammed Ali, asıl çıkışını 1960 Roma Olimpiyatları’nda hafif ağır sıklette altın madalyaya ulaşarak yaptı. Zaferinin ardından gittiği bir restorana ten rengi nedeniyle alınmamasına kızan Ali, kazandığı altın madalyayı Ohio Nehri’ne fırlattı. Yaşananların ardından kamuoyuna şöyle seslendi: “Ben Amerika’yım. Tanımadığınız yönüyüm onun. Alışın bana. Siyah, öz güvenli, kendinden emin… Benim adım bu, sizin değil. Benim dinim, sizin değil. Benim amaçlarım, sizin değil. Alışın bana.”
ABD’li boksör, emekliye ayrıldıktan yıllar sonra 1996’da ABD’nin Georgia eyaletine bağlı Atlanta şehrinde düzenlenen 26. Olimpiyat Oyunları’nda aldığı ödülle, kaybettiği madalyaya yeniden kavuşacaktı.
Müslümanlığı seçmesi
Muhammed Ali’nin İslam diniyle ilgisi, Wallace D. Fard Muhammad tarafından ABD’de kurulan “İslam Milleti” adlı siyahi harekete 1964’te katılmasıyla başladı. İlk olarak kendisine “Cassius X” adını veren ünlü boksör, daha sonra ise Muhammed Ali adını seçerek Müslüman olduğunu açıkladı. Ali, dönemin Afro-Amerikan Müslüman siyasi temsilcisi ve insan hakları savunucusu Malcom X ile yakın ilişkiler kurdu ve İslamiyet’in tanınması ve yaygınlaşması amacıyla çeşitli çalışmalarda bulundu.
Muhammed Ali, 11 Eylül 2011’de Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan terör saldırılarının ardından bir gazetecinin, “Bu dehşetin meydana gelmesine sebep olan teröristlerle aynı dinin bir mensubu olarak neler hissediyorsunuz?” şeklindeki sorusuna hiç tereddüt etmeden, “Siz, Hitler ile aynı dini paylaşan bir mensup olarak neler hissediyorsanız aynısını.” cevabını vererek, İslam konusundaki hassasiyetini her platformda dile getirdi.
Her dönem popülerliğini korudu
“Tek yapabileceğim doğruluk ve dürüstlük için dövüşmek. Hiç kimseyi kurtaramam. Süpermen bir bilim kurgu karakteri ama ben gerçeğim.” diyen Muhammed Ali, henüz 39 yaşında eldivenlerini asıp boks kariyerini noktalamasına karşın sosyal kişiliğiyle her dönem popülerliğini korumuş ve özellikle birçok hayır kurumuna yaptığı bağışlarla dikkati çekmişti.
1984’te Parkinson hastalığına yakalanan ABD’li boksör, Arizona’nın Phoenix kentinde kurduğu Muhammed Ali Parkinson Merkezi’ne maddi yönden sağladığı büyük katkılarla kendisiyle aynı kaderi paylaşan hastalara da yardımcı oldu.
Muhammed Ali, hayatı boyunca ölümcül hastalıklara yakalanan çocukların tedavisi gibi birçok sosyal duyarlılık gerektiren projede yer alarak yardıma muhtaç kişilerin yanında bulundu. Engelli sporcuların olimpiyatlarda yer alması için de mücadele veren Ali, Fas ve Meksika gibi ülkelere giderek maddi yönden ihtiyaç sahibi insanlarla da bizzat ilgilendi.
3 Haziran 2016’da ahirete doğan Muhammed Ali, kariyeri boyunca çıktığı 61 karşılaşmanın 56’sını kazandı ve bu karşılaşmaların 37’sini nakavtla tamamladı.
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının (AA) editöryal politikasını yansıtmayabilir.