Eğitim, haberleşme, eğlence ve reklam gibi içerikleriyle topluma geniş bir yelpazede yayın hizmeti sunan radyo, yeni teknolojilerle yaşam tarzlarına adapte olarak güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) verilerinden derlenen bilgilere göre, telefon ve telgrafın ardından 19. yüzyılın sonlarına doğru icat edilen radyo, özellikle dünya savaşları sırasında milyonlarca kişiye haber alma imkanı sağladı.
İnternet radyosu, podcast, akıllı telefon ve yeni teknolojilerin ortaya çıkması ve yaygınlaşmasıyla insanların yaşam tarzı ve davranışlarına adapte olan radyo, küresel düzeyde daha güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor.
Gelişmekte olan ülkelerde yüzde 75’in üzerinde nüfuz oranına sahip
Radyo, özellikle düşük masraflı bir iletişim aracı olması ve herkes tarafından erişilebilir olması dolayısıyla hala en güçlü iletişim araçlarından biri kabul ediliyor. Toplumların sosyal yaşamı için önem arz eden radyo, en geniş kitleye en ekonomik yoldan ulaşma konusunda da kolaylık sağlıyor. Gelişmekte olan ülkelerde yüzde 75’in üzerinde nüfuz oranı olan radyo, en erişilebilir ortam olmaya devam ediyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde de radyo, özellikle yoksul ülkelerde yaşayan kişilere sağlık talimatlarını iletmeyi, güvenilir bilgileri erişilebilir hale getirmeyi ve nefret söylemiyle mücadele etmeyi mümkün kılarak hayat kurtarmaya yardımcı oluyor.
Radyo teknolojiyle yaşam tarzlarına uyum sağladı
Geçmişte insanların hep bir arada dinlediği radyo, bugün teknolojideki gelişmelerle herkes tarafından ve her yerde erişilebilir çok platformlu bir hale geldi. İnternet radyosu, podcast, akıllı telefon ve yeni teknolojilerin ortaya çıkmasıyla radyo insanların davranışlarına ve yaşam tarzlarına adapte oldu.
Verilere göre, dünya genelinde yaklaşık 44 bin radyo istasyonu bulunuyor. Afrika’daki radyo sayısının ise gazete ve televizyon sayısından fazla olduğu biliniyor. Gelişmiş ülkelerde de radyo kullanımı eskisi kadar olmasa da hala yaygın. Yalnızca ABD’de 11 bin kadar radyo istasyonu bulunuyor. Çeşitli topluluklara hizmet eden radyo istasyonları, çeşitli program, bakış açısı ve içerikler sunarak izleyici çeşitliliğini yansıtıyor.
13 Şubat Dünya Radyo Günü
UNESCO tarafından 2011’de Paris’te alınan karar ile Birleşmiş Milletler (BM) Radyosunun 1946’daki kuruluş tarihi 13 Şubat, “Dünya Radyo Günü” ilan edildi. Bu kapsamda her yıl 13 Şubat Dünya Radyo Günü farklı temalarla dünya genelinde kutlanıyor. Bu yıl Dünya Radyo Günü için belirlenen tema ise “Yeni Dünya, Yeni Radyo”. Dünya Radyo Günü’nün 10. yıl dönümü için belirlenen bu tema, bugün ve yarın için radyonun merkezi rolünü teyit ediyor.
Öte yandan bu ana temanın altında, radyonun dayanaklılığı ve sürdürülebilirliği temsil etmesi nedeniyle “Evrim”, dünyanın değişimine uyum sağlaması nedeniyle “Yenilik” ve dünyanın değişimine rağmen bağlanmayı sürdürmesi nedeniyle de “Bağlantı” başlığı altında 3 alt teması da bulunuyor.
Türkiye’de günlük radyo dinleme süresi ortalama 1 saat 43 dakika
Türkiye’de ilk radyo yayını 6 Mayıs 1927’de gerçekleştirildi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) verilerine göre, Türkiye’de günlük radyo dinleme süresi ortalama 1 saat 43 dakika.
Türkiye’de erkekler günlük ortalama 1 saat 52 dakika, kadınlar ise 1 saat 32 dakika radyo dinliyor. En çok radyo dinleyen yaş grubu ise 55 yaş ve üzeri.
Radyo Türkiye’de en çok Ege ve İç Anadolu bölgesinde dinlenirken, hafta içi sabah işe gidiş ile işten çıkış saatleri radyonun en yoğun dinlenildiği saat dilimleri olarak dikkati çekiyor.