PKK’nın illegal yollardan elde ettiği finans kaynakları içerisinde uyuşturucu ticareti önemli rol oynuyor.
90’lı yıllardan itibaren yayımlanan pek çok yerli ve yabancı rapor, örgütün Avrupa’da bu alandaki faaliyetlerini ve elde ettiği geliri ortaya koyuyor.
Bunlara göre PKK, üretiminden dağıtımına ve Avrupa sokaklarında satışına kadar uyuşturucu ticaretinin her aşamasında rol alıyor.
Avrupa’daki uyuşturucu ticaretinin yüzde 80’lik kısmını kontrol eden örgüt, bu yolla yıllık 1,5 milyar dolar civarında gelir elde ediyor.
“Balkan rotası” üzerinden Avrupa sokaklarına
PKK’nın uyuşturucu faaliyeti Orta Doğu’dan Batı Avrupa ülkelerine kadar uzanırken, bu geniş alan dünyanın en önemli güzergahlarından “Balkan rotası”nın tamamını kapsıyor.
Yoğun uyuşturucu madde akışının geçtiği bu rota üzerinde teşkilatlanması bulunan PKK, ürettiği veya kaynağından temin ettiği maddeleri bu güzergah üzerinden kolaylıkla naklediyor.
Terör örgütü, uyuşturucu ticaretinde, siyasi amaçlı dernekleri ve deşifre olmamış teröristlerini kullanıyor, Avrupa pazarında sokak satıcılığını da organize ediyor.
Sokaklarda gram bazından pazarlanan eroinin fiyatı yükselirken, saflık oranlarının düşmesi PKK’nın çok yüksek boyutlarda maddi kazanç elde etmesine yol açıyor.
AB raporları son yıllarda PKK’nın rolünü doğrudan ortaya koydu
PKK’nın Avrupa’daki uyuşturucu ticareti faaliyetlerini ortaya koyan raporlar içerisinde 2019’da yayımlanan Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (EMCDDA) ve Europol’ün “AB Uyuşturucu Piyasası Raporu” kullandığı doğrudan dille dikkati çekti.
Önceki raporlarda PKK’nın bu alandaki rolü “Türk soruşturma birimlerinin verdiği bilgiye göre” aktarılırken 2019’da ilk kez başta Europol olmak üzere uluslararası kaynaklar referans gösterildi.
Raporda, 2002’den beri AB’nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK’nın AB’de “organize suça karıştığı ve uyuşturucu ticareti yaptığı” vurgulandı.
PKK’nın uyuşturucunun Avrupa’ya kaçakçılığının lojistiğine doğrudan dahil olduğunun belirtildiği raporda, PKK’nın uyuşturucu ticaretine karıştığını gösteren açık kaynaklara değinilerek şu ifadeler kullanıldı:
“Birleşik Krallık Metropolitan Polisi tarafından hazırlanan bir istihbarat raporu, Londra merkezli bir Kürt çetesi olan Tottenham Boys’un ‘yerel Kürt işletmelerini hedef aldığını ve Kürt terör örgütü (PKK) için para toplamak amacıyla aşırı şiddet kullandığını ve haraçlara nasıl karıştığını’ vurguladı. Raporda, çetenin sokakta A ve B sınıfı uyuşturucu satmak için diğer çetelerden adamlar çalıştırdığı ve ‘Kuzey Londra’da ateş açtığı’ belirtiliyor. Buna karşılık, bu gelirler bir organize suç operasyonunun parçası olarak aklanmaktadır.”
Raporda, Zeyneddin Geleri, Çerkez Akbulut ve Ömer Boztepe isimli teröristler, “üç kilit isim” olarak gösterilirken, “2013 yılında Hamit Uslu adlı bir Kürt uyuşturucu satıcısının Fransa’da tutuklandığı, Hollanda ile Türkiye arasında hap ticareti yapmakla suçlandığı” da kaydedildi.
AB Polis Teşkilatı Europol’ün “AB Terörizm Durumu ve Trendi 2022” raporunda da PKK’nın Avrupa ülkelerindeki faaliyetlerinin, merkezi Belçika’da olan sözde “Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E)” isimli çatı kurumca koordine edildiği, bunlar içerisinde bağış toplama etkinliklerinin yanı sıra kara para aklama, haraç alma ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi organize suç faaliyetlerine de yer verildi.
BM, NATO, ABD ve Avrupa ülkelerinden çıkan çok sayıda raporda belgelendi
Europol’ün yanı sıra Almanya, Fransa, ABD, NATO ve Birleşmiş Milletlerin (BM) PKK’nın uyuşturucu ticaretiyle ilgili yıllar içerisinde yayımlanan çok sayıda çarpıcı belge ve raporları bulunuyor.
Bu raporlarda yer alan bilgiler, Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının 2022 raporunda derlendi.
Alman Der Spiegel dergisinin Aralık 1995 tarihli sayısında, PKK’nın Almanya’da 8-12 yaş arasındaki çocuklara sokaklarda uyuşturucu sattırdığı haberi yer aldı.
Paris Kriminoloji Enstitüsünün 1996 yılında hazırladığı raporda, terör örgütünün Avrupa genelinde uyuşturucu nakli ve kaçakçılığını organize ettiği, örgütün elebaşlarının uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerine ilişkin Avrupa basınındaki gündemi değiştirmek üzere “şiddetli yıldırma taktiklerini uygulamaktan hiç çekinmedikleri” belirtildi.
Aynı enstitünün “Terörizm ve Politik Şiddet” başlıklı raporunda, ”Avrupa’da uyuşturucu bağlantılı suçlardan yakalanan Türk vatandaşlarının çoğunluğunun PKK militanı olduğu veya bu örgütle sıkı bağı bulunduğu” ifade edildi.
ABD Adalet ve Dışişleri Bakanlıklarının 1995 ve 1996 yıllarında yayımladıkları raporlarda, PKK’nın terör eylemlerini finanse etmek amacıyla eroin üretimi ve kaçakçılığı yaptığı belgelenirken, yine ABD Dışişleri Bakanlığının 1998 raporunda, uyuşturucu ticaretinden PKK’nın sadece pay almakla kalmadığı, söz konusu uyuşturucunun Avrupa’ya taşınmasında ve pazarlanmasında da doğrudan rol aldığı vurgulandı.
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Kontrol Programı çerçevesinde, 1998 yılında Beyrut’ta toplanan Orta ve Yakın Doğu’da Yasa Dışı Uyuşturucu Ticareti ve Bağlantılı Sorunlar Alt Komisyonunun nihai raporunda, PKK, “narkoterör” örgütlerine örnek gösterildi, örgüt ile diğer sınır aşırı suç grupları arasında uyuşturucu trafiğinde açık bağlantılar olduğu” belirtildi.
2002’de ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından Senatonun Alt Komisyonuna sunulmak üzere hazırlanan dosyanın Avrupa bölümünün alt kısmında, PKK’nın uyuşturucu trafiğinde yer aldığı, hücresel olarak eroin trafiğini desteklediği aktarıldı.
Terör uzmanları Yvon Dandurand ve Vivienne Chin tarafından Nisan 2004’te Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) ile Kanada Dışişleri Bakanlığına sunulan ”Terörizm ile Diğer Suç Türleri Arasındaki Bağlantılar” raporunda, PKK’nın uyuşturucu ağı Sicilya mafya aileleri arasındaki iş birliğine benzetildi. Raporda, PKK uyuşturucu ticaretinin, üretiminden piyasaya satışına kadar her aşamasında yer alan çok katmanlı bir organizasyon gibi çalıştığı, ilk aşamanın genellikle Pakistan’dan gelen baz morfinden üretim yapıldığı laboratuvar aşaması, son aşamanın ise örgüt tarafından görevlendirilen satıcılarla Avrupa sokaklarında satışının yapıldığı pazarlama aşaması olduğu ifade edildi.
NATO’nun 2007 tarihli Takviyeli Ekonomik Komite toplantısındaki raporunda; “Yasa dışı narkotik endüstrisinin PKK’nın en karlı kriminal faaliyeti olduğu, Pakistan’daki uyuşturucunun ham üretiminden, Irak’ta damıtılmasına, sokaklarda pazarlanmasından uyuşturucunun Avrupa’da vergilendirilmesine kadar, örgütün narkotik ticaretinin her safhasında yer aldığı” belirtildi.
20 Temmuz 2008’de ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesinin (DEA) Operasyonel Birim Şefi Micheal Braun tarafından yapılan açıklamalarda, yasa dışı örgüt olan PKK’nın diğer uluslararası suçlar gibi uyuşturucu trafiği suçunun da içinde olduğu belirtildi.
ABD Hazine Bakanlığı bünyesindeki Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisi tarafından 14 Ekim 2009’da Murat Karayılan, Ali Rıza Altun, Zübeyir Aydar; 20 Nisan 2011’de Cemil Bayık, Duran Kalkan, Remzi Kartal, Sabri Ok ve Adem Uzun; 01 Şubat 2012’de Zeyneddin Geleri, Ömer Geleri, Çerkez Akbulut, Ömer Boztepe, bu ofis tarafından “Özel Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kaçakçısı” olarak ilan edildi.
BM Uyuşturucu ve Suç Ofisinin 2012 raporunda “PKK’nın eroin ticaretinden elde ettiği gelirle Türkiye’deki yasa dışı silahlı eylemlerini finanse ettiği” zikredildi.
Emniyet Genel Müdürlüğünün 2022 raporunda “Interpol raporlarına göre 1992 ve 1994 arasında Avrupa uyuşturucu pazarının yüzde 60 ile 70 arasında PKK kontrolünde olduğu, bunun 2005’te yüzde 80’e vardığı” da aktarıldı.