Suriye Kürdistan Demokrat Partisi (SKDP) Komite Üyesi Ahmed Kurmi, 2013 yılında PKK tarafından kaçırılarak iki gün iki gece örgütün işkencesi altında kalanlardan biri.
Kurmi, “17 Haziran 2013’te Amude kentinde Baas rejimine karşı eylem yaptığımızda PKK/PYD militanları etrafımızı kuşattı ve 3 sivil aktivisti alıkoydu.” dedi.
Alıkonulan arkadaşları için eylem yaptıkları sırada PKK’lı teröristlerin 13 araçla önlerini kestiğini söyleyen Kurmi, “Militanlar halka ateş açmaya başladı. Birçok arkadaşımız öldü. Örgüt hastaneye kaldırılan yaralıların da tedavi edilmesine izin vermedi. O gün 5 kişi öldü, 32 kişi de ağır yaralandı.” ifadelerini kullandı.
“Yapılan işkenceler nedeniyle artık ölüme razı olmuştum”
Kurmi, PKK’lıların evine saldırdığı, tüm paraları ve ev eşyalarını çaldığını belirterek, bilinmeyen bir yere götürüldüğünü söyleyerek, şunları kaydetti:
“Beni 2 metrelik bir hücreye koydular. Toplam 30 kişiydik. Götürüldüğümüz hapishanede kendime geldiğimde oğlumun da getirildiğini gördüm. Burnunu da kırmışlardı. Daha sonra yine gözlerimi kapattılar. Arkadaşlarıma yapılan işkence seslerini duyuyordum. Çektikleri acılar nedeniyle sürekli feryat ediyorlardı.
Bize işkenceyi yapanları da seslerinden tanıyordum. Bizim bölgenin insanlarıydı. Yapılan işkenceler nedeniyle artık ölüme razı olmuştum. Ne olursa olsun şerefimle ölmeye karar vermiştim. İşkencelerde ne kadar hakaret ve ağır küfür varsa bize ediyorlardı. Ben de onlara erkekseniz ellerimi çözün onurluca dövüşelim diyordum.”
“Yerin altındaki işkence merkezinde her türlü insanlık dışı muameleye maruz kaldık”
Kurmi, alıkonulduğu hapishanede her gün sabahtan öğle 12.00’ye kadar işkenceye maruz kaldığını ve bu yüzden sağ ayağının da yaralandığını belirtti.
Demir şişlerle işkence edildiği ve saat 12.00’den sonra da her 5 dakikada silahlı birinin gelip dipçikle kafasına vurduğunu belirten Kurmi, sonrasında oğlunun serbest kaldığının söylendiğini ancak ölü mü yoksa diri mi diye sorduğunda korkutmak için cevap vermediklerini dile getirdi.
Kurmi, “Sonra bizi Amude’den Kamışlı’ya götürdüler. Gözlerimiz kapalı olduğu için tam olarak nereye götürdüklerini bilmiyorduk. Orada daha büyük bir işkence vardı. Sabahtan geceye kadar yemek ve su vermeden işkence ediyorlardı. Uyumamıza izin verilmiyordu.” diye konuştu.
İşkenceler nedeniyle bütün vücudunun morardığını ve sağ ayağının yaralı ve sol ayağının kırıldığını kaydeden Kurmi, “Yerin altındaki işkence merkezinde 27 arkadaşımla birlikte her türlü insanlık dışı muameleye maruz kaldık. Arkadaşlarım halime baktığında ağlıyordu, öldüğümü sanıyorlardı.” ifadelerini kullandı.
“Ayağım kırık bir şekilde yolun ortasına götürüp bıraktılar”
“Daha sonra PKK militanları Ronahi adlı televizyon kanallarında kendilerini övmem karşılığında serbest bırakacaklarını söylediler.” diyen Kurmi, canlı yayınlanırsa konuşacağını söylediğini ancak bunun kabul edilmediğini aktardı.
Kurmi, sözlerine şöyle devam etti:
“Daha sonra beni ayağım kırık bir şekilde yolun ortasına götürüp bıraktılar. Ben de oturarak geçecek bir araç bekledim. Beni ENKS’nin eski Başkanı İbrahim Bro yolda buldu ve hastaneye götürdü. O tarihten kısa bir süre sonra canımız tehlikede olduğu için ailemi de alıp birkaç dostumla IKBY’ye sığındım.”
PKK’nın akıl almaz işkencelerine maruz kaldılar
Birçok yakını terör örgütü tarafından öldürülen Afrinli Zeyneb Şeyh Halid de 10 yıl önce PKK’nın işkencesi altında hayatını kaybeden oğlunun acısını aklından çıkaramıyor.
Halid, 4 Temmuz 2012’de PKK’lı 10 teröristin yüzleri maskeli bir şekilde evlerine baskın düzenlediğini, 67 yaşındaki eşi Hannan Şeyh Cafer’i ve 41 yaşındaki oğlu Abdurrahman’ı öldürdüklerini anlattı.
Diğer oğlu Nureddin’i ise alıp götürdüklerini belirten Halid, “Oğlum Nureddin’e de her türlü işkenceyi yaptıktan sonra ertesi gün öldürüp cesedini evimizin avlusuna atıp gittiler. PKK oğlumu öldürmeden çok işkence etmişti. Vücudunda bıçak darbeleri vardı. Gözlerini çıkarmış ve dudaklarını kesmişlerdi.” diyerek yaşadığı acı dolu anları anlattı.
“Kürtler bu örgütün elinden çok yoruldu”
PKK’nın ailesinden 10 kişiyi daha katlettiğini hatırlatan Halid, örgütün halka işkence etmek için Reco bölgesinde özel hapishanesi bulunduğu ve ailesinden 28 kişiye burada bir ay boyunca işkence ettiklerini kaydetti.
Halid, terör örgütünün işkence altında öldürdüğü Afrinli kişilere dair şunları aktardı:
“Afrin’de Abidin adında bir berber vardı. Eşim Hannan’ı tanıdığını ve iyi bir insan olduğunu söylediği için PKK onu da kaçırdı ve hapishanede yaptıkları işkenceler sonucu o da hayatını kaybetti. Afrin’de Ezidi bir genç vardı. PKK’ya yönelik eleştirilerde bulunduğu için onu da kaçırıp öldürdüler.
PKK dünyanın neresinde olursa olsun oranın halkına sorun çıkaran bir örgüt. Uluslararası kamuoyu ve devletlere çağrımız PKK’nın yaptıklarına bir sınır koymalarıdır. Kürtler, bu örgütün elinden çok yoruldu. PKK Afrin’de hırsızlık da yapıyordu. Esed PKK’ya karşı hiçbir adım atmadı ve ne isterse yapmasına izin verdi. Esed askerleri sivil kıyafetler giyip PKK saflarına katıldılar.”
“PKK militanları bana da 5 kızın var 2’sini bizimle gönder dediler”
Halid, PKK’nın baskın düzenlediği her evden çocukları kaçırdığını belirterek, şöyle devam etti:
“Bir evde 4 çocuk varsa 2’si bize 2’si size diyorlardı. Aileler razı olmasalar onlara sorun çıkarıyorlardı. Çocukları zorla kaçırıyorlardı. PKK militanları bana da 5 kızın var 2’sini bizimle gönder dediler. Bülbül bölgesinde halkın çocuklarını kaçırdıklarını herkes biliyor.
PKK çok acımasız bir örgüt. Çok katliam yaptı. Oğlum Bahti 2012’de IKBY’deydi. Afrin’de olsaydı onu da götürürlerdi ya da öldürürlerdi. Kayınpederim 90 yaşındaydı. Kaçırıp işkence ettiler ve zindanda tuttular.”