Uluslararası İşbirliği Platformu ile Körfez Araştırma Merkezince düzenlenen “Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK)-Türkiye Ekonomik Forumu 2023” İstanbul’da gerçekleştirildi.
Ticaret Bakanı Bolat, forumda, İsrail’in Filistin’e yönelik son saldırılarına değinerek, “Hayatını kaybeden Filistinlilere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Ülkemiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Filistin halkının haklı davasında yanında olmaya ve Filistin’e her alanda tam destek vermeye devam edecektir.” ifadelerini kullandı.
Bolat, Kovid-19 salgını, Rusya-Ukrayna Savaşı ve 6 Şubat depreminin Türkiye’nin ekonomisi ve ticareti üzerinde olumsuz etkileri olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ekonomimiz büyümeye devam etmektedir ve son rakamlar Türkiye ekonomisinin gücünün ve Türkiye ekonomisine güvenin en belirgin göstergeleridir. Türk ekonomisi 2022 yılında yüzde 5,5 büyümüştür. Bu yıl da yüzde 4 ve üzeri büyüme gösterme ihtimali vardır. Milli gelirimiz bu senenin sonunda 1 trilyon doları aşacaktır. Bu büyüme oranlarıyla Türkiye, OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) ve G20 ülkeleri arasında ilk üçtedir. Cumhuriyetimizin 100. yılında ekonomimiz son 12 çeyrektir aralıksız büyümesini sürdürmüş, 2023 yılının ilk çeyreğinde yüzde 3,9, ikinci çeyreğinde ise yüzde 3,8 oranında büyümüştür.
Türkiye’nin gayri safi milli hasılası son 8 yılın en yüksek seviyesi olan 906 milyar dolara ulaşmıştır. Ayrıca 2002 yılında 36,1 milyar dolar olan ihracatımız 7 kattan fazla artarak 2022 yılında 254,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam Cumhuriyet tarihinde ulaşılan en yüksek ihracat rakamıdır. Bu yıl da ilk 10 ay itibarıyla 210 milyar doları aştık. 255-260 milyar dolar mal ihracatını ve 100 milyar doların üzerinde de hizmetler ihracatını yakalayacağız. Böylece ülkemize yaklaşık 355-360 milyar dolar bir döviz geliri sağlayacağız.”
“Türkiye büyümeye, istihdam yaratmaya, mal ve hizmet ihraç etmeye devam ediyor”
Son dönemde dünya ticaretinde yaşanan daralmaya karşın, Türkiye’nin ihracatında son aylarda kırılan rekorların ekonomi adına umut verici olduğunu vurgulayan Bolat, “2023 Ocak-Ekim döneminde ihracatımız deprem felaketine ve dünya ekonomisindeki zayıflamaya rağmen bir önceki yılın aynı dönemine göre artış sağlayarak 210,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu ekonomik büyümenin temelinde, üretimi, yatırımı ve ihracatı teşvik eden başarılı politikalar yer almaktadır.” diye konuştu.
Ticaret Bakanı Bolat, bu dönemde finans sektörü ve ekonomik kurumların güçlendirildiğini, özel sektörün desteklendiğini ve yatırım girişlerini teşvik edecek yasal düzenlemeler gerçekleştirildiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Ekonomimizdeki bu olumlu gelişmelerin de yardımıyla piyasalarımızı açık tutmak, şirketlerimizi desteklemek ve daha iyi bir iş ve yatırım ortamı için çalışmak ana odağımızdır. Türkiye büyümeye, istihdam yaratmaya, mal ve hizmet ihraç etmeye devam ediyor. Ticaret diplomasimizi güçlendirerek, ülkemizi yatırımlar için cazibe merkezi haline getirerek, ihracatımızın çeşit ve hacmini genişletme hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz.”
Bolat, Türkiye’nin en önemli ticaret ortaklarından biri olan Körfez Bölgesi’nin küresel ekonomi açısından büyük potansiyelinin bilincinde olduğunu ve son dönemde bölgenin çeşitli alanlardaki atılımlarını takdirle izlediğini söyledi.
Jeopolitik açıdan büyük öneme sahip Körfez Bölgesi’nin Asya, Avrupa ve Afrika arasında, adeta deniz ticaretinin kavşağında yer aldığını dile getiren Bolat, “Körfez Bölgesi aynı zamanda dünya petrol ve doğal gaz rezervlerinin üçte birinden fazlasını elinde bulundurarak, yükselen bir stratejik ekonomik konuma sahiptir. Bölgenin dinamik ekonomisi, uluslararası ticarete açıklığı ve Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesine açılan bir kapı olarak stratejik konumu, iş fırsatları yaratmakta ve bu bölgeyi tüm ihracatçılar için cazip bir pazar haline getirmektedir.” değerlendirmesini yaptı.
Bakan Bolat, bugün Körfez ülkelerinin toplam GSYH’sinin 2,4 trilyon doların üzerinde olduğunu ve bu rakamın 2050’de 6 trilyon dolara ulaşmasının beklendiğini ifade ederek, Körfez içi ticaret hacminin 107 milyar dolar seviyesinde olduğunu, bu açıdan KİK ülkelerinin dünyanın 8. büyük ekonomisini oluşturduğunu kaydetti.
Bolat, “Ayrıca Körfez ülkelerindeki varlık fonlarının toplam büyüklüğü 3,2 trilyon dolar civarındadır. Bu minvalde, KİK ülkelerinin varlık fonları, bu ülkelerin büyük servetlerini yönetmede ve gelir kaynaklarını çeşitlendirmede giderek daha merkezi bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda bu yaklaşım, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar ve iklim değişikliği gibi küresel zorluklarla karşı karşıya olan bölgenin ekonomik ve siyasi istikrarının korunmasına da yardımcı olmaktadır.” dedi.
“2022’de Arap ülkelerine ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 15 artarak 46 milyar dolara ulaştı”
Bolat, Türkiye’nin bölgesel ve küresel bir ticaret merkezi olarak Arap ülkeleriyle olan işbirliğine her zaman öncelik verdiğini, bölgesel entegrasyon projeleri, stratejik ikili anlaşmalar ve güçlü siyasi ilişkiler yoluyla ticaretin artmasına ve işbirliğinin derinleşmesine zemin hazırladıklarına işaret etti.
Bugün, Türkiye’nin Arap ülkeleriyle ticaret hacminin önemli ölçüde arttığını aktaran Bolat, şunları kaydetti:
“2022 yılında Arap ülkelerine ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 15 artarak 46 milyar dolara ulaşmıştır. İthalatımız ise yüzde 31 artarak 36 milyar dolar oldu. Aynı yıl Arap ülkelerinin toplam ihracatımızdaki payı yüzde 18, ithalatımız içerisindeki payı ise yüzde 10 olmuştur. Bölgesel ve küresel bir ticaret merkezi olarak KİK ülkeleriyle işbirliğine her zaman öncelik veriyoruz. Bölgesel entegrasyon projeleri, stratejik ikili anlaşmalar ve güçlü siyasi ilişkiler yoluyla ticaretin artmasının ve işbirliğinin derinleşmesinin önünü açıyoruz.”
“KİK ile 2002’de 1,2 milyar dolar olan ihracatımız 2022’de 9,4 milyar dolara yükseldi”
KİK ülkeleriyle ikili ticaret hacminin yıllar içerisinde önemli ölçüde artış gösterdiğine dikkati çeken Bolat, 2002’den 2022’ye kadar olan dönemde KİK ülkeleriyle ikili ticaret hacminin 2,1 milyar dolardan 22,7 milyar dolara yükseldiğini belirtti.
Bakan Bolat, bu kapsamda, KİK ile 2002’de 1,2 milyar dolar olan ihracatın 2022’de 9,4 milyar dolara yükseldiğine vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Benzer şekilde 2002 yılında 908 milyon dolar olan ithalatımız 2022 yılında 13,3 milyar dolara ulaşmıştır. KİK ülkeleri ile olan ticaret hacmimiz 2022 yılı itibarıyla 22,7 milyar dolar seviyesindedir. Bu rakamlarla 2022 yılında KİK ülkeleri ile ticaret hacminde rekor seviyeye ulaştık ve Türkiye, KİK ülkelerinin en büyük 9’uncu tedarikçisi oldu. 2023 rakamlarında biz bunun 30 milyar dolara yaklaşabileceğini öngörmekteyiz. İkili ticaret rakamlarımızdaki artış umut verici olsa da mevcut rakamların potansiyelimizi yansıtmadığını düşünüyoruz. Bu bağlamda ikili ticaret hacmimizde dengeli bir artış sağlamak ve sürdürülebilir bir ticari ilişkiye ulaşmak için her türlü çabayı göstermeye hazırız.”
Bolat, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar gibi KİK ülkeleriyle imzaladıkları Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşmaları (CEPA) ile bu rakamları daha da ileriye taşıyacaklarını aktararak, CEPA’ları ileri ve kurumsal düzeyde ticari ilişkilere ulaşmak için önemli araçlar olarak gördüklerini söyledi.
2005’te başlayan Türkiye-KİK CEPA müzakerelerinde Nisan 2009’a kadar dört tur müzakere gerçekleştirildiğini anımsatan Bolat, “2010 yılında KİK Sekretaryası’nın tüm STA müzakerelerini askıya alıp, gözden geçirme kararı alması üzerine Türkiye-KİK CEPA müzakereleri kesintiye uğradı. Bu minvalde, teknik ekiplerimizin 13 yıllık aradan sonra geçtiğimiz mayıs ayında görüşmelere başladığını görmek çok güzel. KİK ile Türkiye arasındaki CEPA’nın, ülkelerimiz ve her iki tarafın halkları arasında büyüyen ortaklığı teşvik edeceğine ve katkıda bulunacağına hiç şüphem yok. KİK ile STA müzakerelerini sürdürmeye hazırız.” şeklinde konuştu.
“İİT ülkeleriyle ihracatımız, 2002’de 4,7 milyar dolardan 2022’de 65 milyar dolara yükseldi”
Küresel tedarik zincirleri açısından stratejik konumdaki Körfez ülkeleri de dahil olmak üzere İslam dünyası ile yoğunlaşan ikili ilişkiler doğrultusunda Türkiye’nin ticaret hacmini artırmaya yönelik yeni ve iddialı bir strateji geliştirdiklerini vurgulayan Bolat, şunları kaydetti:
“2002’den 2022’ye kadar olan dönemde İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkeleriyle ihracatımız, 2002’de 4,7 milyar dolardan 2022’de 65 milyar dolara yükselmiştir. Benzer şekilde 2002 yılında 6 milyar dolar olan ithalatımız da 2022 yılında 67,8 milyar dolara ulaşmıştır. Bu kapsamda, İİT ülkeleriyle 2002 yılında 10,8 milyar dolar olan ticaret hacmimiz, 2022 yılında 132,8 milyar dolara yükselmiştir. Müslüman ülkelerin Türkiye’nin ihracatındaki payı yüzde 26’ya yükseldi. Bu rakam 2002’de sadece yüzde 11’di. Hedefimiz bu rakamı 5 yıl sonra yüzde 35’e çıkarmaktır. Türkiye’de 2002’de sadece 5 bin yabancı yatırımcı vardı. Bugün 85 bin yabancı yatırımcı bulunmaktadır. Bunlar içinde çok fazla Arap ve İslam ülkelerinden yatırımcı bulunmaktadır. Bu yatırımların toplamı 252 milyar dolardır. Bunun yüzde 73’ü Avrupa ve ABD gibi batılı ülkelerden gelirken, 16 milyar dolara denk gelen yüzde 7’si ise KİK ülkelerinden gelen yatırımlardır.”
Bolat, bugüne kadar Arap ülkelerinden Türkiye’ye gelen yatırımın ise 16,2 milyar dolar olduğuna (yüzde 6,7 pay) işaret ederek, “Arap ülkelerindeki Türkiye’nin toplam yatırımı ise -toplam yurt dışındaki yatırımlarımız içerisindeki yüzde 4,2’lik payla- 2,1 milyar dolar seviyesinde ve Türkiye’nin KİK ülkelerindeki toplam yatırımları ise 171 milyon dolar tutarındadır. Müteahhitlik firmalarımız tüm dünyada, bugüne kadar 487,5 milyar dolar değerinde 11 bin 878 proje, Arap ülkelerinde ise bugüne kadar 177,6 milyar dolar değerinde 3 bin 595 proje üstlenmişlerdir. KİK ülkelerinde ise 73,6 milyar dolar tutarında 837 proje müteahhitlik firmalarımız tarafından üstlenilmiştir.” bilgisini verdi.
2002’den 2022’ye kadar olan dönemde müteahhitlik şirketlerinin İİT ülkeleriyle yaklaşık 272 milyar dolar değerinde 6 bin 28 proje üstlendiğini anlatan Bolat, müteahhitlik firmalarının toplam proje sayısı ve değerinde Arap coğrafyasının payının üçte bire ulaştığını, Körfez bölgesi ekonomisinde söz sahibi olan belli başlı ülkelerin hepsinin kalkınma vizyonları yoluyla ekonomilerini çeşitlendirmeyi hedeflediğini bildirdi.
Suudi 2030 Vizyonu, Abu Dhabi 2030 Vizyonu, Katar Ulusal 2030 Vizyonu, Bahreyn 2030 Ekonomik Vizyonu, Kuveyt 2035 Vizyonu ve Umman 2040 Vizyonu’nun Türkiye için önemli fırsatlar barındırdığını dile getiren Bolat, şöyle devam etti:
“Mega projeler barındıran bu kalkınma planlarında Türk firmalarının yer alabilmesi amacıyla büyük çaba sarf ediyoruz. Bu amaçla son 6 ayda Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Katar ve Ummanlı muhatabımız bakanlarla ikili görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmelerimizin birçoğunda iş çevrelerinin de hazır bulunduğu iş forumu veya yuvarlak masa toplantıları gerçekleştirdik. Bu toplantılarda müteahhitlik firmalarımız ve tedarikçilerimiz muhataplarıyla gerçekleştirmiş oldukları görüşmeler sonucunda işbirliği için yüksek potansiyel bulunduğunu vurguladılar.”
Bolat, KİK ülkelerinin sadece doğal kaynakları değil, jeostratejik ve lojistik potansiyelleri ile de dünya ekonomisini etkilediğine değinerek, Körfez ülkeleri ve Avrupa’yı Irak üzerinden birbirine bağlayacak 1200 kilometrelik demir yolu ve kara yolu ağından oluşan “Kalkınma Yolu Projesi”nde Türkiye’nin aktif bir rol oynayacağını söyledi.
Bakan Bolat, “Bu proje ile sadece bölgenin lojistik altyapısı güçlenmekle kalmayacak, bölge firmaları için önemli iş imkanları ortaya çıkacaktır. Bu amaçla yakın zamanda Irak’ı ziyaret ettik ve görüşmelerde bulunduk. Türkiye bu projenin geliştirilmesi ve tamamlanması ile ilgili işbirliğine hazırdır.” açıklamasını yaptı.
“Sağlık turisti sayısı 2002’ye göre 8 kat artarak 2022’de 1,3 milyona ulaştı”
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye’nin turizmden sağlığa, eğitimden lojistik ve bilişime kadar hizmet ihracatında lider ülke olmayı hedeflediğinin altını çizerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Dünya turizm liginde 4. sıradayız. 55 milyar dolar turizm geliri ve 56 milyon turist bekliyoruz bu yıl sonuna kadar. Bu açıdan KİK ülkeleri, turizm açısından yüksek bir potansiyel sunmaktadır. 2002’den 2022’ye kadar olan dönemde ülkemize KİK ülkelerinden gelen turist sayısı önemli ölçüde artmıştır. 2002 yılında KİK ülkelerinden gelen ziyaretçi sayısı 1151 iken, 2022 yılında yaklaşık 1,5 milyona ulaşmıştır. Bu anlamda, Türkiye’nin KİK ülkelerinden sağladığı turizm geliri 2022 yılında 1,2 milyar dolar civarında gerçekleşmiştir. Aynı şekilde sağlık turizmi sektöründe de Türkiye, bugüne kadar sağlık hizmetlerine yaptığı yatırımlarla hem bölgesinin hem de dünyanın önde gelen aktörlerinden biri haline gelmiştir. Ülkemiz, sağlık hizmetleri sektöründeki gelişme ve nitelikli iş gücü ile jeostratejik konumunun avantajlarını birleştirerek sağlık turistleri için önemli bir destinasyon haline gelmiştir. Sağlık turizmi sektörü 2012 yılından bu yana Bakanlığımız tarafından yenilikçi bir yaklaşımla desteklenmektedir. Sağlık turisti sayısı 2002 yılına göre 8 kat artarak 2022 yılında 1,3 milyona ulaşmıştır. Aynı dönemde sağlık ihracatımız da 15 kat artarak 2,1 milyara dolara ulaşmıştır.”
Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde yatırım ortamının iyileştirilmesi, bürokratik süreçlerin hızlandırılması, ticaretin önündeki engellerin kaldırılması amacıyla sürekli çalıştıklarını ifade eden Bolat, sözlerini, “Türkiye uluslararası arenaya açık dış ticarete dayalı büyüme strateji uygulayan bir ülke konumundadır. Bütün mevzuatlarda Türk firmalarıyla uluslararası yatırımcılar arasında herhangi bir ayrımcılığın da yapılmadığını söylemek isterim.” diye tamamladı.