Bakan Muş, başkent Berlin’de Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier ile görüşmesinin ve Türk ve Alman özel sektör temsilcileriyle bir araya gelmesinin ardından Anadolu Ajansı ve TRT’ye açıklamada bulundu.
Alman tarafıyla hem ikili hem de heyetler arası yapılan görüşmelerin verimli geçtiğini anlatan Muş, Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik ilişkilerin ele alındığını belirtti.
Muş, Türkiye ve Almanya arasındaki ikili ticaret hacminin 40 milyar doların üzerine çıkacağını ve çok kısa bir süre içinde de 50 milyar doları iki ülke olarak yakalayacaklarını düşündüğünü kaydetti.
Burada Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden (AB) de belli başlı beklentileri olduğunu ve bunları dile getirdiklerini aktaran Muş, şöyle devam etti:
“Gümrük Birliği’nin güncellenmesi meselesini müzakere ettik. Bu Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin her iki tarafa olan faydalarını ele aldık. Bunları konuştuk. Bunun gecikmesinin ne AB’ye ne Türkiye’ye faydası var. Ama bu ne kadar erken gündeme alınırsa, ne kadar erken bu müzakereler sürdürülürse dünyada son dönemlerde, özellikle de pandemiden sonra artan acımasız rekabet karşısında hem AB hem Türkiye daha faydalı bir netice ortaya çıkarabilir. Hem Türk halkı için hem Avrupa’da yaşayan insanlar için refah seviyesine katkısı olur. Bu kanaatlerimizi dile getirdik.”
Bakan Muş, Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Altmaier’in bu konudaki yaklaşımının olumlu olduğu bilgisini paylaşarak, şöyle konuştu:
“Altmaier, Türkiye’nin Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda pozitif olacağını, bunu destekleyeceğini Almanya’nın yaklaşımının bu anlamda olumlu olduğunu ifade etti. Ümit ediyorum, yaklaşan zirvede de bununla alakalı olumlu bir adım Avrupa Konseyi tarafından atılır ve hem Türkiye’nin lehine hem AB’nin lehine olacak olan bu güncelleme çalışmaları başlatır ve kısa süre içinde netleştiririz. AB ile Türkiye arsındaki ticaret hacmi bu sene öngörümüz 150 milyar doların üzerine çıkacak ve bu Gümrük Birliği’nin güncellenmesiyle beraber de bu rakamı artık çok daha yükseklere taşıyacak bir imkana kavuşmuş oluruz.”
Daha sonra çeşitli iş adamları ve iş dünyası örgütlerinin temsilcileriyle görüştüğünü belirten Muş, burada Türkiye’ye ilişkin sorulara cevap verdiğini ve Türkiye ile alakalı yatırımlar konusunda fırsatları anlattığını aktardı.
Bakan Muş: “Türkiye’nin bu sene ihracatı 200 milyar doların üzerinde olacak”
Muş, “Ümit ediyorum bu toplantılar Türkiye’ye yatırım olarak ticaret olarak yansır ve ülkemizin büyümesine de katkısı olur.” diye konuştu.
Türkiye’nin bu sene itibarıyla ihracatının 200 milyar doların üzerinde olacağını aktaran Muş, “Bu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk olacak ve bundan sonra inşallah biz 200’ün üzerini konuşuyor olacağız. Türkiye’nin 83-84 milyonluk bir nüfusu söz konusu. Büyüyen bir pazar. Avrupa pazarının yaklaşık yüzde 25’ni oluşturuyoruz nüfus anlamında baktığınız zaman.” dedi.
Bakan Muş, bunun ciddi imkanları barındırdığını belirterek, şöyle devam etti:
“Pandemiyle birlikle tedarik sağlama konusunda firmalar artık yakınlık konusuna çok büyük önem veriyorlar. Türkiye, hem kalite konusunda, hem ihracat konusunda, hem üretim konusunda, hem hizmetler konusunda hem de nitelikli personel konusunda artık dünyadan ayrışan bir ülke. Türkiye artık büyük ölçekli uluslararası firmalar tarafından tedariklerini sağlanacağı bir ülke noktasına yavaş yavaş evriliyor. Biz bunu pandemiyle birlikte daha da hızlanacağını görüyoruz. Ben bunu kendilerine anlattım.”
Ticaret Bakanı Muş, bir yatırımcının sözlerini aktararak, “Orada Alman yatırımcı önemli şeyler söyledi. Türkiye’de bir yatırım yaptığını ve bundan çok mutlu olduğunu, aslında gittikten sonra ortaklarıyla beraber bunu müzakere ettikleri zaman kararı vermenin zor olduğunu, fakat şu an inanılmaz mutlu olduklarını burada ifade etti. Dolayısıyla Türkiye’yi yakından tanıdıkça, Türkiye’deki yatırım fırsatlarının oradaki imkanları görüp onlardan istifade ettikçe aslında çok daha hızlı şekilde bu imkanların artacağını düşünüyoruz.” dedi.
Burada zamanla yarıştıklarını belirten Muş, şunları kaydetti:
“Ne kadar erken yatırımlar gelirse, Türkiye’nin lehine ve buranın da lehine olacaktır. Bugün AB 30 sene öncesine göre daha farklı, 20 sene öncesine göre daha farklı bir durumda. Türkiye 20 sene öncesine mukayese ile daha çok farklı noktaya gelmiş durumda. Artık ekonomik olarak ve sağlıklı bir tedarikçi olarak Avrupa’nın vazgeçilmez bir Gümrük Birliği üyesi olarak karşımıza çıkıyor. Ben Gümrük Birliği’nin de bu gerçeklikler noktasında bugün olmazsa yarın ama mutlaka ve mutlaka AB’nin de görmesi suretiyle bunun startının verileceğini ve aramızdaki ticari ilişkilerin çok daha yüksek seviyeye çıkacağını rahatlıkla söyleyebilirim.”