Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) ve Özgencil Grup iş birliğiyle kentteki bir otelde bu yıl 6’ncısı düzenlenen Ege Ekonomik Forum’a onur konuğu olarak video mesaj yoluyla katıldı.
Küresel ekonominin zorlu bir dönemden geçtiğini belirten Bakan Muş, enflasyonun salgın öncesine göre oldukça yüksek seyrettiğini, sıkılaşan mali politikalar, Rusya ve Ukrayna Savaşı, salgının tedarik zincirleri üzerindeki yansımalarının küresel ekonomik görünümü olumsuz etkilediğini söyledi.
Muş, enerji tedarikine ilişkin sorunlar ve yüksek seviyelerde seyreden enerji fiyatlarının giderek daha önemli bir konu haline geldiğini kaydederek, “Bunun sonucunda enflasyon artmakta, enflasyonu kontrol altına almak adına merkez bankalarınca uygulanan sıkı para politikaları da küresel bağlamda ekonomik büyümedeki ivme kaybını derinleştirmektedir. Bu çerçevede küresel ekonomide büyümenin, ticaretin yavaşladığı bir durgunluk dönemine girdiğimizi görüyoruz. Önümüzdeki dönemde parasal sıkılaşma politikalarının ne şekilde yürütüleceği, Ukrayna’daki savaş ve başta Çin’de olmak üzere pandemiyle ilgili devam eden arz yönlü kısıtlamalar küresel ekonominin belirleyicisi olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Küresel ekonomide son yıllarda pandemi ve jeopolitik gelişmelere bağlı gelişen konjonktür ile iklim değişikliği ve dijitalleşmenin getirdiği yapısal dönüşümün küreselleşmenin paradigmalarını da değiştirdiğini dile getiren Muş, tedarik zincirlerinin çeşitlenmesi ve bölgeselleşmenin yanı sıra sağlık, savunma sanayi, iletişim teknolojileri ve gıda gibi kritik sektörlerde stratejik otonominin sağlanması hedeflerinin ön plana çıktığını anlattı.
Bakan Muş, döngüsel ekonomiye geçiş, yenilenebilir kaynakların enerji üretimindeki rolünün merkezileşmesi, üretim ve tüketim süreçlerindeki karbon emisyonlarının minimize edilmesinin ekonomi politikalarının temel hedefleri arasına girdiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Tüm bu gelişmelerin gölgesinde geldiğimiz noktada küreselleşme sürecinin bitmediği ancak şekil ve boyut değiştirdiğini görüyoruz. Her dönüşümde olduğu gibi bu da elbette zorlu ve sancılı bir süreç. Ancak şunu açıklıkla vurgulamak isterim ki taşıdığı tüm güçlüklere karşın küresel ekonomideki bu köklü dönüşüm Türkiye’nin ekonomik sıçrama hedefleri bakımından çok kritik fırsatları da bünyesinde barındırıyor. Ülkemiz bu fırsatlardan en fazla faydayı sağlayabilmek için gerekli tüm altyapı ve donanıma sahip. Biz de bu süreçte hedefimize en hızlı ve güvenli biçimde ulaşmak için önlemlerimizi alıyoruz. Böylesi bir atmosferde Türkiye’nin gelişmesine ve büyümesine katkı sağlayan iş insanlarımıza verdiğimiz destekler ve yürüttüğümüz çok yönlü çalışmalar sayesinde küresel ekonomideki olumsuz etkileri en aza indiriyor, ülkemizin küresel ekonomideki rolünü güçlendirmek için çalışıyoruz.”
“Uzak Ülkeler Stratejisi’ni devreye aldık”
Enerji, altın ve emtia fiyatlarında yaşanan sert artışın dış ticaret dengesine olumsuz yansıdığını belirten Muş, ihracatın sürdürülebilir artışı için bakanlık olarak destek mekanizmaları da dahil olmak üzere politika ve araçları olabildiğince çeşitlendirdiklerinin altını çizdi.
Muş, bu kapsamda özellikle Türkiye’yi dünya tedarik zincirlerinin yeniden yapılanması sürecinde merkezi bir konuma yerleştirmeyi amaçladıklarını kaydederek, “Bu çerçevede ihracatımızın menzilini artırmak ve dünyanın en büyük pazarlarındaki payımızı yükseltmek için Uzak Ülkeler Stratejisi’ni devreye aldık. Bu stratejimizle belirlediğimiz 18 uzak ülkeye ihracatımızı 4 katına çıkartarak ülkemizin ihracatına yıllık ilave minimum 60 milyar dolar katkı sağlamayı hedefliyoruz.” dedi.
“İklim değişikliğiyle mücadele çalışmaları odağa taşındı”
Bakan Muş, sürdürülebilir kalkınma hedeflerini hayata geçirmenin küresel bir seferberliğe dönüştüğü yeni dönemde iklim değişikliğiyle mücadele alanındaki çalışmaların Türkiye’nin ticaret politikasının da odağına taşındığını dile getirdi.
Yeşil ve dijital dönüşüm sürecine dikkati çeken Bakan Muş, şunları kaydetti:
“İhracatımızda rekabetçiliğin sürdürülmesi, küresel değer zincirlerindeki konumumuzun güçlendirilmesi ve doğrudan yatırımlardan aldığımız payın artırılması için tüm sektörlerimizin dünyadaki yeşil ve dijital dönüşüm sürecine uyumu büyük önem teşkil ediyor. Bunun bilinciyle biz de özel sektörle istişare halinde Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nı hazırladık. Planda yer alan kapsamlı eylemlere yönelik çalışmalarımızı enerji, finansman, teknoloji ve tekstil, inşaat, çimento, çelik gibi sektör alanlarında kurduğumuz 20 ihtisas çalışma grubu altında kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve akademi iş birliğiyle geniş paydaşlı olarak yürütüyoruz.”
Bakan Muş, Yeşil Mutabakata uyum sürecini, Türkiye’de üretim altyapısının inovasyon ve dijitalleşme yönüne evrilmesiyle yeni ekonomik modeller ve istihdam odaklarına imkan sağlayacak bir fırsatlar bütünü olarak gördüklerini aktararak, bu çerçevede iklim değişikliğiyle mücadele ederken doğayla uyumlu, kaynakların etkin ve verimli kullanıldığı, teknolojinin yoğun ve katma değeri yüksek bir ekonomik modele geçiş için gayret sarf ettiklerini sözlerine ekledi.