AA muhabirinin, Gümrük Birliğinin yıl dönümü dolayısyla yaptığı derlemeye göre, Türkiye ile AB arasında yapılan müzakereler sonunda 6 Mart 1995’te gerçekleştirilen Ortaklık Konseyi Toplantısı’nda alınan karar uyarınca Gümrük Birliği 1 Ocak 1996’da yürürlüğe girdi.
Gümrük Birliği ile Türkiye’nin 1995’te 21,6 milyar dolar olan toplam ihracatı yüzde 942 artış göstererek 2021 itibarıyla 225,2 milyar dolara yükseldi. Aynı dönemde, AB’ye olan ihracat 10,6 milyar dolardan 93 milyar dolara yükselerek yüzde 777 artış kaydetti.
Türkiye ve AB arasında büyük bir ivme kazanan ticaret hacmi, 2021’de 178,6 milyar dolar olurken AB, Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı olmayı sürdürdü. Türkiye, AB’nin toplam ihracatından aldığı yüzde 3,6’lık pay ile 6. sırada yerini aldı.
AB, 2021’de 93 milyar dolar ile ihracattan yüzde 41,3 pay alırken, toplam ihracatta ilk sırada yer alıyor. Türkiye, AB’nin toplam ithalatında ise AB ülkelerinin kendi aralarında yaptığı ticaret hariç tutulduğunda yüzde 3,7’lik payla 6. sırada bulunuyor.
Ayrıca AB, ülkenin ihracatında olduğu gibi ithalatında da ilk sırada yer alıyor. 2021 rakamlarına göre, Türkiye 271 milyar dolarlık toplam mal ithalatının 85 milyar dolarlık kısmını yüzde 31,5’lik payla AB’den gerçekleştirdi. Geçen yıl, ülkenin AB ile olan ticaretinde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 108,7 seviyesinde gerçekleşti.
Sistemik sorunlar bulunuyor
Gümrük Birliğinin yürürlüğe konmasının ardından geçen çeyrek asırlık süreçte, uluslararası ticaretteki gelişmeler paralelinde, AB üçüncü ülkeler ile akdettiği yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları (STA) kapsamında tarım, hizmetler, yatırımlar ve kamu alımları gibi alanlarda Türkiye ile olan ortaklık ilişkisinden daha derin tercihli düzenlemeler gerçekleştirmeye başladı.
Son dönemde, Türkiye de üçüncü ülkelerle benzer şekilde Gümrük Birliği’nden daha geniş kapsamlı STA’lar müzakere ediyor. Bu gelişmeler doğrultusunda, Türkiye’nin en önemli ticaret ve yatırım ortağı olan AB ile ekonomik ve ticari ilişkileri bu yeni akımlar çerçevesinde geliştirmede birçok açıdan önemli yararlar bulunuyor.
Gümrük Birliği, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği öncesinde geçiş dönemi düzenlemesi olarak yürürlüğe konulmuş olması nedeniyle ülke açısından sistemik sorunlar da taşıyor. Gümrük Birliği ile ilgili alanlarda AB’nin karar alma süreçlerinde Türkiye’nin yer almaması, Türkiye bakımından AB’nin akdettiği STA’ların üstlenilmesinde yaşanan güçlükler ve Gümrük Birliği’nden tam anlamıyla yararlanılmasına mani olan kara yolu kotaları konuları sistemik sorunlar haline geldi.
Gümrük Birliğinin güncellenmesi önem taşıyor
Bu kapsamda bir yandan Türkiye ve AB tarafından Gümrük Birliği’nden elde edilen kazanımların en üst düzeye çıkarılması, diğer taraftan sistemik sorunlara çözüm bulunması ile dijitalleşme ve e-ticaret gibi uluslararası ticaretin 21. yüzyıldaki gerçekleri haline gelen yeni alanları da kapsayacak şekilde Gümrük Birliği’nin güncellemesi önem taşıyor.
25-26 Mart 2021’de gerçekleşen AB Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirisinde, Gümrük Birliği’nin işleyişinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için Avrupa Komisyonu’na Türkiye ile çalışmalarını yoğunlaştırması, Avrupa Konseyi’ne de müzakerelerin başlatılabilmesi için yetki belgesinin hazırlanması için gerekli çalışmaları yapması konusunda çağrıda bulunuldu.
Bu doğrultuda, resmi müzakerelerin başlatılmasına yönelik gerek AB Komisyonu’ndaki gerekse AB ülkelerindeki muhataplarla siyasi ve teknik seviyede yoğun şekilde görüşmeler gerçekleştiriliyor.
Türkiye-AB arasındaki mevcut Gümrük Birliği ile tarım ürünlerine ilişkin tercihli rejimin düzgün ve etkin işleyişi sağlanacak ve Gümrük Birliğinin güncellenmesi çalışmaları sürdürülecek.