Dünyada kadavradan ilk rahim nakli operasyonundaki ekipte yer alan Özkan, AA muhabirine, 2011’de Mersin’de yaşayan Derya Sert’e Sağlık Bakanlığından alınan özel izinle gerçekleştirdikleri rahim naklinin ardından “Ömer Özkan” isimli bebeğin dünyaya geldiğini söyledi.
Operasyonda kullandıkları tekniğin birçok ülkede uygulanarak rahim nakli gerçekleştirildiğini vurgulayan Özkan, tıp dünyasında çığır açan bu ameliyattan yaklaşık 10 yıl sonra Türkiye’nin ikinci naklini de Antalya’da yaşayan Havva Erdem’e yaptıklarını hatırlattı.
Erdem’in, nakilden 14 ay sonra hamileliğinin 29. haftasında 28 Eylül 2022’de kızını dünyaya getirdiğini aktaran Özkan, “Özlenen” ismi verilen bebeğin de sağlığının iyi olduğunu belirtti.
Erdem ailesinin bebekleriyle mutlu olduğunu aktaran Özkan, erken dünyaya geldiği için bebeğin yavaş yavaş büyüdüğünü, herhangi bir probleminin olmadığını ifade etti.
Rahim nakli için çok fazla talep olduğuna değinen Özkan, şunları kaydetti:
“Normalde 5 bin kadında bir görülüyor, rahmin olmaması. Sonradan miyomlarla, kanamaya bağlı rahmini kaybetmiş insanlar olabiliyor. Onlara da nakil yapıyoruz. Nakilden önce bu kadar yoğun talep olacağını tahmin etmiyordum. Yurt içinden yoğun talep vardı ancak son zamanlarda yurt dışından da çok fazla talep geliyor. Talebin bu kadar yüksek olması beni şaşırttı. Maille ulaşanlar, gelip bizzat başvuranlar oluyor. Yurt dışından hastalara, mevzuat çıktığında canlı vericiden rahim nakli yapabiliriz.”
“Rahim nakli böbrek, karaciğer naklini geçecek”
Rahim naklinin Türkiye’de farklı merkezlerde yapılabilmesi için Sağlık Bakanlığı ile mevzuat üzerinde çalıştıklarını anlatan Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bundan sonra beklediğimiz tek şey mevzuat. Mevzuatla beraber hem kimlere nakil yapılacak hem kimler bu nakli yapacak bunlar daha net ortaya çıkacak. Mevzuat çıktığında hızla böbreği, karaciğeri geçecekmiş gibi geliyor bana. Burada en önemli şey doğru merkezleri seçmek. Tecrübeli ve kaliteli merkezlerin bu işi doğru şekilde yapması önemli. Eğer ilk yapılan iş sıkıntılı olursa, bunun devamı gelmez, onun için ilk adımlar çok kıymetli. Mevzuat çıkarsa kadavradan da canlıdan da rahim nakli yapılabilir. Mevzuat Sağlık Bakanlığında. Bize son gelen haber, mevzuatın yakın zamanda çıkacağıydı. Herhalde çok uzun sürmez.” diye konuştu.
Özkan, naklin yapılabilmesi için kadının evli, yumurtalıklarının ve yumurtasının olması gerektiğini hatırlatarak, Türkiye’deki hastalara mevzuattan sonra hem kadavradan hem de canlıdan nakil yapabileceklerini vurguladı.
“Bunun Nobel’lik bir iş olduğunu düşünüyorum”
Nakil için verici bulunabilmesinin önemine işaret eden Özkan, beyin ölümü gerçekleşmiş birisinin geri dönüşünün olmayacağını, onun için organ bağışlarının önemli olduğunu aktardı.
Rahim naklinin hala çok anlaşılamadığını dile getirin Özkan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bazı doktorlar da çok anlayamadılar. Rahim naklimiz üremede çığır açtı. Bunun Nobel’lik bir iş olduğunu düşünüyorum. İnşallah Türkiye ismiyle Nobel ödülü alan çalışma olur. Bu ödülü Aziz Sancar aldı ama maalesef ABD adına aldı. Ödülden Türkiye olarak biz de gurur duyuyoruz. Dünyanın ilk rahim nakline de Nobel ödülü verilirse ne kadar güzel olur. Farkındalık oluşması, bunu insanların daha iyi anlaması için çok kıymetli. Rahim naklimiz Nobel’in kriterlerini tam olarak karşılıyor.”