Özbelge, AA muhabirine yaptığı açıklamada, takvimlerindeki en önemli konunun 96. Gazi Koşusu olduğunu belirterek, “Gazi Koşu’muz 26 Haziran’da koşulacak. İnşallah geçtiğimiz yıllara nazaran çok daha coşkulu, çok daha kalabalığın olduğu, bütün yarışseverlerimizle ve halkımızla güzel bir Gazi Koşusu icra edeceğiz. Şimdiden safkanlara ve sahiplerine başarılar diliyorum. Gazi Koşusu’nu kazanmak kadar buna katılmak da bir şeref. Herkese nasip olmuyor.” dedi.
At yarışlarının seyirciyle güzel olduğunu ama salgın nedeniyle geçen seneki Gazi Koşusu’nu seyircisiz yapmak zorunda kaldıklarını hatırlatan Özbelge, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Güzel, görsel bir şölen. Onun için seyircinin olmadığı günlerde bizim için buruk sevinç yaşandı. Her Gazi Koşusu önemli ama seyircinin buna katılım göstermesi bizim için çok önemli. Türkiye’de atçılığı seven çok büyük kitle var. Bu kitlenin en büyük zevki de Gazi Koşusu’nu yerinde izlemek ve bu heyecana ortak olmak. İnşallah pandeminin sonuna geldiğimiz bu günlerde çok güzel, kalabalık ve coşkulu katılımın, ilginin yoğun olduğu bir Gazi Koşusu bekliyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında ve ondan sonraki yıllarda çok daha heyecanlı coşkulu yarışlar izleyeceğimizi düşünüyorum.”
Jokeyler için de Gazi Koşusu’na katılmanın farklı bir duygu olduğuna dikkati çeken Özbelge, “Yarışları aşağıdan, demirin kenarından izleyen yarışseverler yarışın içindeki o heyecana, o coşkuya, o söyleşilere kulak misafiri oluyor. Jokeyler de hem kendi aralarında hem atlarına destek vermek için hem de birbirlerine yol açma açısından konuşmalar yapıyor. İnsanlar bu heyecana da katılıyor. İmkan olsa da o andaki sesleri alabilsek. Bu sene böyle bir projemiz var. Başarırsak izleyicilere ve seyircilerimize Gazi Koşusu’nun farklı yönlerini göstereceğiz.” diye konuştu.
Uluslararası Gazi Koşusu beklentisi
Salgının bütün dünyada olumsuz etkiler yaptığını vurgulayan Ahmet Özbelge, şunları söyledi:
“Hem ekonomik hem psikolojik etki yarattı. İnsanların psikolojisi bozuldu. Yarışçılık da maddi ve manevi bundan çok etkilendi. Yarışlarımız durdu ama faaliyetlerimiz, heyecanlarımız hiç durmadı. Sokaklara çıkma yasağı olduğu dönemde bile hipodromdaki faaliyet, hayat devam etti. Devam etmek zorundaydı. Atlar sürekli ilgiye, bakıma muhtaç canlılar. Devletimiz de kolaylık gösterdi. Maddi zararlarımız oldu. Yarışı bir süre durdurduk ve istediğimiz hasılatları yapamadık.”
TJK’nin kamu yararına çalışan bir dernek olduğunu hatırlatan Özbelge, “TJK aldığı bütün gelirleri devletine ve paydaşlarına veriyor. Bu sektörden ekmek yiyen dolaylı 250 bin kişiye geliri dağıtıyor. Gelirinin düşmesi o insanların gelirlerinin düşmesine neden oluyor. O günler geride kaldı. Bundan sonra her gün artan gelişmelerle atçılığımız devam edecek. Gazi Koşusu her gün daha da artan, coşkuyla kutlanmaya devam edecek. Önümüzdeki yıllarda bu görsel şölenin sadece ulusal olarak kalmayacağını, uluslararası arenaya da yayılacağını ümit ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“Bahisten ziyade atçılığı sevdirmek esas amacımız”
Yeni kuşağın at yarışlarına ilgisiyle ilgili soruyu yanıtlayan Ahmet Özbelge, insanlara atçılığı sevdirmek için çeşitli çalışmalar yaptıklarını dile getirdi.
Çocuklara atları sevdirmeye gayret ettiklerini anlatan Özbelge, sözlerini şöyle sürdürdü:
“(Mevzubahis Değil) diye sloganımız var. Çocuklara atçılığı sevdirmek için çok büyük faaliyetlerimiz var. Türkiye’deki 10 hipodromumuzda hipoterapi merkezlerimiz var. Ponylerimiz var, onları Türkiye’nin dört bir tarafına gönderiyoruz. Orada insanlarımızın atla tanışmasını, kaynaşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Piknik alanlarımız var, şehrin nefes alanları. İnsanların buraya gelmelerini sağlıyoruz. Bunun yanında müşterek bahislerle ilgili çalışmalarımız var. Bahisten ziyade atçılığı sevdirmek esas amacımız.”
Atçılık sektörünün kendi kaynağıyla yaşadığına dikkati çeken Özbelge, “Bu sektörün tek kaynağı müşterek bahisler. Bunların geriye gitmesini istemiyoruz. Sanal bahislerde İddaa’nın 2022 hedefi 125 milyar lira. Biz bunun yüzde 10’unu yapıyoruz. Bizim bahis oyunumuz diğer bahis oyunların yanında küçük rakam. Ümit ediyorum ki önümüzdeki günlerde kimsenin bütçesini sarsmadan TJK’nin gelirleri de yükselecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
Teknolojinin gerisinde kalmalarının mümkün olmadığını vurgulayan Özbelge, “Atçılık sporu bir bahis olarak değerlendirilmemeli. Yetiştiriciliğe kaynak olarak değerlendirilmeli. Müşterek bahislerden başka gelirimiz yok. Büyük yatırımımız var. 2 bin 500 kişi çalışıyor. 18 bin metrekare alanda hizmet veriyoruz, 250 bin kişi ekmek yiyor. Bu sektörü yabana atmamak lazım.” diye konuştu.
Hedef global atçılığa entegre olmak
Yönetim kurulu olarak en büyük hedeflerinin Türk atçılığını global atçılık endüstrisine entegre edebilmek olduğunu kaydeden Özbelge, “Bunun için kat etmemiz gereken yollar var. Yapmamız gereken yatırımlar var. Bunlar için paraya ihtiyacımız var, akla ihtiyacımız var. Hepsini bir araya getirerek inşallah önümüzdeki yıllarda global atçılık endüstrisine entegre olacağız. Bunlar başarıldığı zaman hem iş gücü açısından hem başarı açısından çok daha iyi yerlere geleceğimizi tahmin ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Türk jokeylerin yabancı jokeylerle rekabet etmesinin iyi bir şey olduğunu vurgulayan Özbelge, “Dünyada çok iyi jokeyler var, bizim de çok iyi jokeylerimiz var. Bu sene yabancı jokeylerle rekabete gireceğimiz bir jokey turnuvası organize edeceğiz. Onların buraya gelmesi ve jokeylerimizle rekabet girmesi ileriye gitmenin bir yolu. Rekabet olmazsa herkes bir yerde kalıyor. İyilerle mücadele etmek, onlarla rekabet etmek güzel duygu.” diye konuştu.
Jokey turnuvasını sonbahar aylarında yapmayı planladıklarını anlatan Özbelge, “Önemli olan dünyadaki ünlü jokeylerin o tarihte yarışlarının olmaması. Uluslararası yarışlarla çakışmasın ki onları Türkiye’ye getirelim.” değerlendirmesinde bulundu.
Farklı ülkelerde yarışlara giden Türk jokeylerin de olduğunu hatırlatan Özbelge, “Sayılarımız az ama bunların gücünü de takdir etmek lazım.” diyerek sözlerini tamamladı.