Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Galip Ekuklu, AA muhabirine, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede kısa sürede bir ilacın geliştirilmesinin mümkün görünmediğini, toplum bağışıklığı için eldeki tek yöntemin aşılama olduğunu söyledi.
Aşılama çalışmalarının gayet iyi başladığını belirten Ekuklu, “Aşı yapılınca zannedildi ki salgınla ilgili bir önlem alınmasına artık gerek kalmadı. Nitekim bu açılmalarda, bayramlarda, vatandaşlarımızın maskeyi ve sosyal mesafeyi dikkate almadıklarını gördük. Oysa bütün bu önlemlerden vazgeçebilmek için toplumun en az yüzde 75-80’i aşılanmalı.” dedi.
Ekuklu, son dönemde televizyon, gazete ve sosyal mecralarda uzman olan olmayan herkesin aşılarla ilgili fikir beyan ettiğini belirtti.
“Çalışmalar, tüm aşıların etkili olduğunu gösteriyor”
Aşıların yan etkilerinin, aşı karşıtlığı oluşturmak adına anlatıldığını ifade eden Ekuklu, şöyle devam etti:
“Aşı karşıtları var, bu sadece Türkiye’de değil dünyanın pek çok yerinde var. Bunun kimileri iyi niyetli olabilir, kimi bilgisizlikten olabilir. Bir aşı karşıtlığı da özellikle sosyal medya üzerinden pompalanıyor. İnsanlar bunun içinde ‘çip’ olduğunu, yan etkilerinin olduğunu düşünüyor ama bugüne kadar bununla ilgili elimizde bir kanıt yok. Yapılmış bütün çalışmalar şu anda kullanımda olan tüm aşıların etkili olduğunu gösteriyor.”
Ekuklu, Kovid-19 aşılarının, etkinlik derecelerinin farklı olmasına rağmen hepsinin güvenli olduğunu aktardı.
Bu aşıların Dünya Sağlık Örgütü ile Amerika ve Avrupa’daki ilaç kurulumlarınca onaylandığını hatırlatan Ekuklu, “Bunların yan etkileri olabilir. Her ilacın yan etkisi vardır. En basit bir ağrı kesicinin bile yan etkileri vardır. Onun için ‘aşının yan etkisi var, bunu yaptırmayalım’ demek yerine terazinin öbür kefesine bakacağız. Bu kefede aşı ve aşının yan etkileri var, öbür kefede Kovid-19 olmak var, hayatını kaybetmek var.” dedi.
“Türkiye’deki aşı uygulamasında anormal bir yan etkiye rastlanmadı”
Ekuklu, aşılanma sonrası genellikle enjeksiyon yerinde basit ağrılar, halsizlik ve baş ağrısı gibi yan etkiler görüldüğünü, Türkiye’de 60 milyondan fazla aşı uygulamasında bugüne kadar anormal bir yan etkiye rastlanmadığını ifade etti.
Aşı yaptırma ya da yaptırmama tercihinin anayasal bir hak olup olmadığının tartışıldığını belirten Ekuklu, şunları kaydetti:
“Ben tüm önlemlerimi alırken, aşımı yaptırırken, dikkat ederken, eğer siz bu konuda duyarsız davranıyorsanız, maskenizi takmıyorsanız, sosyal mesafeye dikkat etmiyorsanız, aşınızı yaptırmıyorsanız, hastalanıp bana, çocuğuma ve çevreme bulaştırıyorsanız o zaman sizin özgürlüğünüz benim özgürlüğümü kısıtladı demektir. Umumi Hıfzıssıhha Yasası’nda bu durumlarda kişilerin özgürlüklerine kısıtlamalar getirileceği de söyleniyor. Dolayısıyla vatandaşlarımızın bu aşı tereddüdünden hızla kurtulmaları gerekir. Burada bilime inanacağız. Herkes bir fikir sahibi olabilir ama bir aşının yan etkisiyle ilgili uzmanı olmadan konuşmak, onun zararlarından bahsetmek, hatta insanları aşı olmama konusunda ikna etmeye çalışmak çok büyük bir sorumsuzluk, çok büyük bir vebaldir.”
Tatilcilere “aşı olun çağrısı”
Tek doz aşının koruyuculuğunun tartışmalı olduğunu, herkesin 2 doz aşı yaptırması gerektiğini ifade eden Ekuklu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu kadar sağlık çalışanı kaybettik, bu kadar emek verdik. Gece gündüz çalışıyor meslektaşlarımız. Bizim vatandaş olarak yapacağımız tek şey, gidip aşımızı yaptırmak. Bayram vesilesiyle insanlar bunu biraz ertelemiş olabilirler. Tatildeyken, ‘Yan etkisiyle uğraşmayayım’ demiş olabilirler. Randevularını kendi yaşadıkları yerde aldıkları ya da alacakları için belki ötelemiş olabilirler ama vatandaşlık görevi olarak ve başkalarının sağlığına saygı göstermek için, daha da önemlisi kendi sağlığımızı korumak için aşılarımızı hızlı bir biçimde yaptırmamız lazım.”