AB Komisyonu, ilk defa hazırlanan Avrupa Savunma Sanayi Stratejisi’ni ve yeni Avrupa Savunma Yatırım Programı’nı açıkladı.
Avrupa savunma sanayisinin rekabetçiliğini ve hazırlığını desteklemek için çeşitli teklifler içeren stratejiye göre, üye ülkelerin kolektif savunma talepleri daha etkili bir şekilde desteklenecek.
Savunma ürünlerinin tedarik aşamasında ülkelerin işbirliği teşvik edilecek.
Üye ülkelerde bütün savunma ürünlerinin mevcut bulunması güvence altına alınacak.
Avrupa savunma sanayisinin en gelişmiş savunma teknolojilerini ve yeteneklerini geliştirme ve pazara sunma yatırımlarına destek sağlanacak.
AB ve üye ülke bütçelerinin Avrupa savunma sanayisinin yeni güvenlik durumuna uyumu, gerekli araçlarla desteklenecek.
Avrupa Yatırım Bankası’nın bu yılki borç verme politikası gözden geçirilecek ve bu politikanın savunmaya odaklanması talep edilecek.
Ukrayna’nın Birlik savunma sanayisini destekleme girişimlerine katılımı desteklenecek.
NATO ve stratejik uluslararası ortaklarla daha yakın işbirliği yapılacak.
AB ülkelerinin savunma ürünleri tedarikinde ve üretiminde işbirliği artırılacak.
ABD’de bulunan ve dış ülkelere silah satışını kolaylaştıran Yabancı Askeri Satış sistemi benzeri bir program AB için de hazırlanacak. Bu çerçevede, Avrupa Askeri Satış Mekanizması oluşturulacak. Böylece, AB’nin üçüncü ülkelere silah ve mühimmat satışı kolaylaştırılacak.
Avrupalı silah firmalarının kriz zamanlarında Avrupa’dan verilen siparişlere öncelik vermesi sağlanacak.
AB ülkeleri Avrupa şirketlerinden daha fazla ortak silah tedarik etmeye teşvik edilecek. Bu kapsamda ülkelere ortak silah alımına yönelik mali teşvikler sağlanacak.
AB, 2030 yılına kadar savunma ekipmanlarının en az yüzde 40’ını işbirliği ile tedarik edecek.
2030’a kadar AB savunma pazarı değerinin en az yüzde 35’ini içerideki alımlar oluşturacak.
Savunma satın alma bütçelerinin 2030 yılına en az yüzde 50’sinin ve 2035’e kadar da yüzde 60’ının AB içerisinden tedarik edilmesi sağlanacak.
AB ortak silah alımına üye olmayan Ukrayna’nın katılımına da izin verilecek.
Avrupa savunma firmalarının üretim kapasitelerini artırmalarına yardımcı olacak çeşitli önlemler alınacak.
Avrupa silahlanma programı ile AB içinde satın alma süreçleri uyumlu hale getirilecek. Ortak satın alım yapan ülkeler vergi muafiyetlerinden yararlanacak.
Tedarik ve programlamayı koordine etmeye yardımcı olacak üst düzey bir Avrupa Savunma Sanayi Grubu kurulacak. Grup, AB çabalarına ve finansman programlarına odaklanacak.
Stratejik ve ihtilaflı alanlara güvenli erişimi sağlamaya katkıda bulunacak ve ortak çıkarları ilgilendiren Avrupa savunma projeleri başlatılacak.
AB, üye ülkelerde mevcut silah ve mühimmatları içeren bir katalog üzerinde çalışacak. Komisyon, mühimmatta teslimat gecikmelerini azaltmak amacıyla stok oluşumunu mali olarak da destekleyecek.
Yatırım programı kapsamında AB, 2027 sonuna kadar savunma alanına yaklaşık 1,5 milyar avro kaynak sağlayacak.
Komisyon, talebin düşük olduğu durumlarda da silah endüstrisini ayakta tutmak için krediler ve nakit yatırımlarla sektörün üretim kapasitesini sübvanse edecek.
Böylece, dünyanın en kapsamlı barış projelerinden birisi olarak nitelendirilen AB, savaş durumuna hazırlıklı hale gelecek.
AB, Ukrayna’ya taahhüt ettiği miktarda askeri mühimmat ve özellikle top mermisi sağlayamamıştı.
Ayrıca, AB, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın yapılacak seçimlerde yeniden başkan seçilmesi durumunda Avrupa savunmasına öncelik vermemesinden çekiniyor.
Yeni savunma stratejisiyle dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip olan AB, bu alanda daha etkin bir rol oynamak, eksiklerini gidermek, kendi askeri-endüstriyel kompleksini inşa etmek ve Avrupa’nın ABD savunma ürünlerine olan bağımlılığını azaltmak istiyor.
Teklifin yürürlüğe girmesi için 27 üye ülkenin oy birliği ve Avrupa Parlamentosu’nun (AP) onayı gerekiyor.
“Eksiğimiz üretim kapasitesi değil, finansman”
Avrupa Savunma Sanayi Stratejisi ve Avrupa Savunma Yatırım Programı’nın açıklanmasının ardından düzenlenen basın toplantısına AB Komisyonu Kıdemli Başkan Yardımcısı Margrethe Vestager, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve AB Komisyonunun İç Pazardan Sorumlu Üyesi Thierry Breton katıldı.
Borrell, 2 yıl önce kullandığı “Avrupa’nın tehlikede olduğuna” dair sözlerini hatırlatarak “Haklıydım. Avrupa tehlikedeydi ve hala daha da tehlikede.” dedi.
Savaşın AB’nin sınırlarında olduğuna işaret eden Borrell, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın “endüstriyel savunma kapasitesinin artırılması konusunda aciliyet duygusu” yarattığını söyledi.
Borrell, AB’nin ortak savunma politikasının “yeterli ve verimli endüstriyel temele dayalı olmayı” öncelemesi gerektiğini kaydederek, “Bugün eksiğimiz üretim kapasitesi değil, finansman. Kısa vadede üretim kapasitemiz var. Bizim, finansmana ihtiyacımız var.” değerlendirmesinde bulundu.
AB savunma sanayisini “piyasayı ve sanayiyi yönlendiren, satın alma kapasitesi güçlü bir hale” getirmek istediklerini belirten Borrell, yüzde 90’ının birkaç ülkede yoğunlaştığı savunma sanayisini Birlik içinde eşit şekilde dağıtmak için planlamalar yapılacağını söyledi.
Borrell, Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan bu yana AB ülkelerinin savunma sanayisinde ihracatının artığına dikkati çekerek, önem verilmesi gereken şeyin ithalatı artırmak olduğunu dile getirdi.
“Kendi güvenliğimizin tüm sorumluluğunu üstlenmeliyiz”
AB Komisyonu Kıdemli Başkan Yardımcısı Vestager, savunma sanayisinde yapılan değişikliklerin Ukrayna-Rusya savaşının yol açtığı güvenlik tehditlerine bir cevap olarak yapıldığını ifade etti.
Vestager, “Son birkaç yıldır savunma sanayinin hızla artan talebi karşılamaya yetecek üretim kapasitesine sahip olmadığı bir durumla karşı karşıyayız.” dedi.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlangıcından Haziran 2023’e kadar, AB üyesi ülkelerin savunma sanayilerini güçlendirmek için yaptıkları 100 milyar avrodan fazla harcamanın yüzde 60’tan fazlasının ABD’de yapıldığına işaret eden Vestager, bunun sürdürülebilir olmadığını ve Avrupa’ya yatırım yapılması gerektiğini vurguladı.
AB’nin transatlantik dengeyi doğru kurması gerektiğini vurgulayan Vestager, “ABD’deki seçimler ve seçim dinamikleri ne olursa olsun kendi güvenliğimizin tüm sorumluluğunu üstlenmeliyiz.” dedi.
AB Komisyonunun İç Pazardan Sorumlu Üyesi Breton ise yıllar içerisinde Avrupa’nın “ihtiyaç duyduğu teçhizatı kendi topraklarında üretme kapasitesini azalttığını ve savunma teknolojisi geliştirme yeteneğini kaybettiğini” savunarak, kabul edilen stratejiyle birlikte bu günlerin geride kaldığını söyledi.
Savunma stratejisinin AB tarihinde bir ilk olduğuna dikkati çeken Breton, bu stratejinin amacının üye ülkelerin savunma imtiyazlarına zarar vermeyi değil işbirliğini güçlendirerek ortak fayda sağlamak olduğunu ifade etti.