Mart ayı başında Silikon Vadisi Bankası (SVB) ve Signature Bank’ın iflası ile başlayan bankacılık sektöründeki sıkıntılar, geçen hafta açıkladığı ilk çeyrek bilançosunda mevduat kayıplarını ortaya koyan First Republic Bank’ın hisselerindeki keskin düşüşle yeniden gündeme geldi.
İlk çeyrek bilançosuna göre, First Republic Bank’ın mevduatlarının, büyük bankalardan gelen 30 milyar dolarlık desteğe rağmen geçen yılın sonuna kıyasla yüzde 40,8 azalması, bankanın sorunlarının devam ettiğini gösterdi.
1985 yılında kurulan ve ABD’nin en büyük 14’üncü bankası olan First Republic Bank’ın hisseleri, finansal sonuçlarının ardından geçen hafta yaklaşık yüzde 80 değer kaybederken, bankanın hisse fiyatında yılbaşından bu yana görülen toplam düşüş yüzde 97’yi aştı.
ABD’de 2 ay içinde iflas eden 3’üncü banka
Bankaya ilişkin kurtarma planı beklentileri artarken, hafta sonu ABD basınında, “Federal Mevduat Sigorta Fonu’nun (FDIC) First Republic Bank’ın satışı ile görüşmeler yaptığı” haberleri yer aldı.
FDIC, piyasaların açılışından önce yaptığı açıklamada, First Republic Bank’ın kapatıldığını ve varlıklarının JPMorgan Chase tarafından satın alınacağını duyurdu. Böylece First Republic Bank, faiz oranlarındaki keskin yükselişin ardından ABD’de 2 ay içinde iflas eden 3’üncü banka oldu.
FDIC’den yapılan açıklamada, bankanın 93,5 milyar dolarlık mevduatının tamamının (sigortasız mevduatlar dahil) ve varlıklarının çoğunun JPMorgan Chase’e satılacağı, First Republic Bank’ın satılmasının Mevduat Sigorta Fonu’na 13 milyar dolara mal olacağının tahmin edildiği kaydedildi.
First Republic Bank’ın 13 Nisan itibarıyla 229,1 milyar dolarlık toplam varlığa ve 103,9 milyar dolarlık mevduata sahip olduğu bildirilen açıklamada, el konulan bankanın 8 eyaletteki 84 ofisinin JPMorgan Chase’in şubeleri olarak yeniden açılacağı aktarıldı.
Ayrıca, ABD basınında yer alan haberlerde, anlaşmanın parçası olarak JPMorgan Chase’in FDIC’e 10,6 milyar dolarlık ödeme yapacağı bildirildi.
En az maliyetli çözüm bulundu
ABD Hazine Bakanlığı da First Republic Bank konusunda FDIC için en az maliyetle ve tüm mevduat sahiplerini koruyacak şekilde bir çözüm bulunmasından memnuniyet duyulduğunu açıkladı.
Bakanlık sözcüsü, ABD bankacılık sisteminin sağlam ve dayanıklı olmaya devam ettiğini vurgularken, Amerikalıların, mevduatlarının güvenliğinden ve bankacılık sisteminin işletmeler ile ailelere kredi sağlama işlevini yerine getirme kabiliyetinden emin olması gerektiğini kaydetti.
JPMorgan Chase Üst Yöneticisi (CEO) Jamie Dimon da konuya ilişkin yazılı açıklamasında, “Hükümetimiz bizi ve diğerlerini adım atmaya çağırdı ve biz de yaptık.” ifadesini kullandı.
Dimon, JPMorgan Chase’in finansal gücünün, kabiliyetinin ve iş modelinin söz konusu işlemi FDIC’nin maliyetlerini en aza indirecek şekilde yürütmek için bir teklif vermesine olanak sağladığını kaydetti. Dimon, satın almanın genel olarak, JPMorgan Chase için mütevazı bir fayda sağladığını aktardı.
JPMorgan CEO’su krizde sona yaklaşıldığı görüşünde
JPMorgan CEO’su Dimon, satın alma anlaşmasının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada da ABD’de 3 bölgesel bankanın çöküşüne yol açan krizin, First Republic Bank’a ilişkin kararın ardından büyük ölçüde sona erdiğini belirtti. Dimon, “Krizin bu kısmı bitti.” değerlendirmesinde bulundu.
Son haftalarda ilk çeyrek bilançolarını açıklayan bölgesel bankaların aslında oldukça iyi sonuçlar elde ettiğine işaret eden Dimon, satın alma anlaşmasına ilişkin, “Sona yaklaşıyor ve umarım bu, her şeyi istikrara kavuşturmaya yardımcı olur.” ifadelerini kullandı.
Dimon, Amerikan bankacılık sisteminin ise “olağanüstü derecede” sağlam olduğunu vurguladı.
“Finansal sistem sıkılaşma baskısına uyum sağlamakta zorlanıyor”
Moody’s Analytics Başekonomisti Mark Zandi, konuya ilişkin değerlendirmesinde, bankaların iflaslarının nedeninin, son bir yılda artan faiz oranları ve niceliksel sıkılaştırma dahil para politikasındaki olağanüstü sıkılaşmayla finansal sistemin maruz kaldığı baskılar olduğunu ve finansal sistemin buna uyum sağlamakta zorlandığını söyledi.
İflas eden bankaların yüksek faiz oranları karşısında en fazla risk altında bulunanlar olduğuna dikkati çeken Zandi, düzenleyicilerin zayıf denetimi, yatırımcıları riskli davranışlardan, finansal kayıplardan ve suistimallerden koruyan “Dodd-Frank Yasası”nın geri çekilmesi ve faiz oranı riski için yetersiz Fed stres testlerinin iflaslara katkıda bulunduğunu aktardı.
Zandi, hükümetin müdahalesi göz önüne alındığında bankacılık krizinin aşağı yukarı sona erdiğini belirterek, bankacılık sisteminden mevduat çıkışlarının durduğunu ve bankaların Fed’in iskonto penceresi ve Banka Vadeli Finansman Kolaylığı kullanımının istikrar kazandığını kaydetti.
Bankacılık sektöründeki çalkantının, daha sıkı banka garantileri ve daha az kredi aracılığıyla ekonomik yansımaları olacağına işaret eden Zandi, bu durumun gelecek yıl reel GSYH’yi yüzde 0,5 kadar azaltacağını ancak krizin tüketici, iş dünyası ve yatırımcı güvenini henüz zedelememesinin iyi haber olduğunu söyledi.
Bankacılık sektöründe reform çağrıları gündemde
First Republic Bank’a ilişkin gelişmelerin ardından ABD’de bankacılık sisteminde reform çağrıları yeniden dile getirildi.
Senatör Elizabeth Warren, “First Republic Bank’ın iflasının, deregülasyonun büyük bir sorunu nasıl daha da kötüleştirdiğini gösterdiğini” belirtti.
Yetersiz denetlenen bir bankanın daha büyük bir banka tarafından satın alındığını ve sonunda vergi mükelleflerinin zor durumda kalacağını belirten Warren, “Kongrenin bozuk bankacılık sistemini düzeltmek için büyük reformlar yapması gerekiyor.” dedi.
ABD Senatosu Bankacılık Komitesi Başkanı Sherrod Brown da First Republic Bank’ın iflasından “riskli davranışları, özgün iş modeli ve yönetim başarısızlıklarını” sorumlu tuttu.
Daha güçlü korumalara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Brown, finansal istikrarın korunması ve uzun vadede rekabetin sağlanması için büyük bankaların iflasa karşı daha da dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini kaydetti.
ABD Başkanı Joe Biden ise dün yaptığı açıklamada, First Republic Bank’ın iflasına ilişkin tüm mevduat sahiplerinin korunduğunu ve vergi mükelleflerinin tehlikede olmadığını belirtti.
Banka yöneticilerinin iflaslardan sorumlu tutulmasını sağlayacak düzenleme için Kongre’ye çağrıda bulunduğunu anımsatan Biden, büyük ve bölgesel bankaların düzenlenmesi ile denetimin güçlendirilmesine yönelik çağrısını yineledi.
2001’den bu yana ABD’de 564 banka iflas etti
ABD’de mart ayında iflas eden SVB, bu yıl iflas eden ilk FDIC sigortalı kurum olmuştu. SVB’nin ardından Signature Bank, iflas eden bankalar arasında yerini almış, bu bankalardaki sigortasız mevduatların da güvence altına alındığı açıklanmıştı.
Aynı dönemde Silvergate Bank ise operasyonlarını gönüllü olarak durdurmuştu. Bu nedenle banka, düzenleyici kurumların iflas eden bankalara ilişkin resmi kayıtlarında yer almamıştı.
First Republic Bank’ın iflası, ABD bankacılık tarihindeki en büyük ikinci iflas olarak kayıtlara geçti.
Böylelikle ABD’nin en büyük 5 banka iflasından 3’ü bu yıl gerçekleşmiş oldu. Ülkede 2023’te iflas eden bankaların toplam varlıkları 550 milyar dolara yaklaştı.
FDIC verilerine göre, First Republic Bank’ın iflası ile birlikte 2001’den bu yana ABD’de iflas eden banka sayısı 564’e çıktı.