Ankara’da doğup büyüyen ve lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesinde (ODTÜ) tamamlayan Özkan, ABD’de bir kadın akademisyen olarak birçok ilke imza attı.
ABD Ulusal Mucitler Akademisi (NAI) tarafından 2019’da dünyanın dört bir yanından seçilen 168 akademik mucit arasındaki 3 Türk’ten biri olan ve çalıştığı üniversitede bu ödüle layık görülen “ilk kadın akademisyen” olarak kayda geçen Özkan, nano-teknoloji konusundaki çalışmalarıyla birçok ödülün sahibi.
Özkan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla başarılı bir Türk akademisyen olarak ABD’ye yolculuğunu ve akademik çalışmalarını AA muhabirine değerlendirdi.
ODTÜ’den Metalurji Mühendisliği Bölümünde okurken, hafta sonları da üniversiteye hazırlık dershanelerinde matematik öğretmenliği yapan Özkan, asıl isminin dedesi tarafından “Mihrimah” olarak konulduğunu, ABD’ye geldikten sonra ise üniversitede bir profesörün kendisine “Mihri” demesiyle ismini bu şekilde kullanmaya devam ettiğini kaydetti.
1990’larda eşiyle ABD’ye geldi
Özkan, ODTÜ’den mezun olduktan sonra eşi Prof. Dr. Cengiz Özkan ve kendisinin, Stanford Üniversitesinden yüksek lisans kabulü aldığını ve 1990’lı yıllarda ABD hikayelerinin başladığını kaydetti.
Şu anda çalıştığı California Üniversitesinin 112 yıllık tarihinde “Mucit Ödülü” alan ilk kadın akademisyen olan Özkan, “Amerika’da hem bir kadın hem de bir Türk olarak, birçok ilki yaşadım. Özellikle bir kadın Türk mühendis olarak bu ilkler gerçekten tarihi bir durum yaratıyor.” diye konuştu.
ABD’de kadın mühendislerin sayısının oldukça az olduğuna dikkati çeken Özkan, “Yüksek lisans sırasında sınıfımda hep tek kadın öğrenciydim. Doktoramı bitirip, California Üniversitesinde çalışmaya başladığımda bütün mühendislik fakültesinde tek kadın hoca bendim. 2001 yılında hoca olarak başladığımda, sanırım yüze yakın profesör vardı ve tek bayan profesör bendim. Yıl 2021 ve şu anda da bütün mühendislik fakültesinde tam zamanlı çalışan tek profesör kadın benim. Yani kısacası “ilk ve tek” sanki benim göbek adım oldu.” ifadelerini kullandı.
“Hak verilmez, alınır”
Özkan, tüm dünyada kadın haklarının tartışıldığı bir dönemde, kadınların eşitliğinin sağlanması için eğitimin önemli bir yer tuttuğunun altını çizerek “Kadın, öncelikle bir anne olarak görülen bir toplumda, ne kadar iyi eğitilirse onun yetiştireceği çocuklar da bir o kadar donanımlı olacaktır. Aslında kadınların eğitilmesi, bir ülkenin kendi geleceğine yapacağı en önemli yatırımdır. Aramızdan çıkacak örnek modellerle kadınlarımızın da teknolojide, mühendislikte, akademide ve diğer alanlarda başarılı olabileceğini göstermek gerekiyor.” dedi.
Kadınların topluma kazandırılması konusunda, kadınlara da sorumluluğun düştüğünü belirten Özkan, “Ben bu sorumluluğun bilincinde olarak, genç neslimize örnek bir model olmak için çok emek ve özveri harcadım. Bunu, diğer kadınlarımızdan da bekliyorum. Şu sözü hatırlatmakta yarar var: Hak verilmez, alınır.” diye konuştu.
Türkiye’deki kadın ve kız çocuklarının da eğitim haklarından vazgeçmemesi gerektiğinin altını çizen Özkan, “Hakkımızı ararken bunu sadece söz ile değil de icraata dökerek, örnekleri göstererek yapmak çok daha kalıcı sonuçlar getirecektir. Herkes gibi zorluklarla karşılaşılabilir ama önemli olan, bu zorluklara rağmen hedefinize ulaşmak için odaklı bir şekilde öne doğru adım atmaktır. Ben de birçok zorlukla karşılaştım ama gördüğünüz gibi bir sonuca ulaştım, sadece isteyin.” ifadelerini kullandı.
Eşiyle birçok ortak çalışmaya imza attı
Eşi Cengiz Özkan ile de birçok ortak başarıya imza atan Özkan, özel hayatındaki temposunu da “Profesörlük evden içeriye adım attığınız anda biter, evde anne ve eş olarak görevleriniz başlar. Bunlar normal hayatinizin bir parçası ve kaçınılmazı. Bunlara bir yük olarak değil de hayatınızın renkli, anlamlı sayfası olarak bakarsanız her şey daha da kolaylaşır.” sözleriyle özetledi.
Eşiyle ortak çalışmalar yapmanın çok önemli olduğunun altını çizen Özkan, “Projelerimizi birlikte yazıp, öğrencilerimize danışmanlık yapmamız bence güzel bir uyum. En azından birbirimizin dilinden anlıyoruz.” dedi.
“TOGG iyi bir başlangıç olabilir”
Türkiye’deki bilimsel çalışmalarda kadının rolü konusunda da Özkan, “Türkiye’de çok aktif kadın hocalarımız var ve bunların sayısı her yıl daha da artıyor. Bunu görmek bana çok mutluluk veriyor.” diye konuştu.
Türkiye’de enerji ve enerji depolama alanlarında ortak çalışmalar yapmak istediklerini vurgulayan Özkan, “Eşim geçen ay, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan “Bilim Ödülünü” alırken, Sayın Cumhurbaşkanımız kendisine milli elektrikli araba TOGG’dan bahsetmiş. İmkan olursa bu proje güzel bir ortak uyarlama ve başlangıç olabilir.” dedi.
Çalışma alanlarının nano-teknolojinin elektronik cihazlara, tıbbı ve Li-on bataryalara uygulanması olarak geliştiğini belirten Özkan, aktif bir çevreci olarak iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik alanında çalışmaları olduğunu kaydetti.
“Umarım bu değerli gelişmiş pil teknolojilerimizi insanlığa kazandırabiliriz”
Sıfır karbon emisyonlu elektrikli araçların çalışmasında, Li-on bataryaların çok önemli olduğunun altını çizen Özkan, “Atık plastik ve cam şişelerden, mantardan, kumdan batarya gibi çalışmalarımız ödüller aldı.” bilgisini paylaştı.
Gelecekte de Li-on ve solid-state bataryalar konusunda çalışmalarını sürdüreceğinin altını çizen Özkan, “Bu konularda ortak çalışmaya ve teknolojilerimizin endüstriye uyarlanmasına açığız. Umarım bu değerli gelişmiş pil teknolojilerimizi insanlığa kazandırabiliriz.” dedi.
Profesyonel alanda da 2021’in sonbaharında “Materials Research Society’in”, Boston’da düzenleyeceği toplantıda “İklim Değişikliğini Azaltma Teknolojileri” sempozyumun önce organizatörü olduğunu belirten Özkan, çok değerli uzmanların konuşmalarının olacağı bu toplantıya Türkiye’deki bilim insanlarını davet ettiğini kaydetti.