6. İstanbul Ekonomi Zirvesi, “Küresel Değer Zincirleri” temasıyla, Çırağan Sarayı’nda başladı. Zirve kapsamında, “Jeopolitik ve Jeoekonomik Riskler ve Fırsatlar” konulu bir panel düzenlendi.
Del Panta, panelde yaptığı konuşmada, dünya genelinde ülkelerin zor bir dönemden geçtiğine işaret ederek, “Şu anda biz bir fırtınanın tam da ortasındayız. Ve bu fırtınanın da sona ermeyeceğini öngörüyoruz. Önce pandemi vardı. Sonrasında da Rusya’yla Ukrayna arasında bir savaşla olumsuz etkiler devam ediyor. Ve tüm bunlar tüm dünyayı etkileyen şeyler ama coğrafi anlamda Avrupa’yı da çok geniş kapsamda etkiliyor bunlar.” ifadelerini kullandı.
Avrupa’nın salgınla iyi mücadele ettiğini aktaran Del Panta, şöyle devam etti:
“Avrupa kendi bütünlüğünü de sağladı ve nihayet bu yıl ‘pandeminin zorluklarından ekonomik açıdan kurtulacağız’ dediğimiz bir dönemde çok kötü bir şekilde bu savaş (Rusya-Ukrayna) Avrupa Birliği’ni inanılmaz kötü bir şekilde etkiledi. Ve şunu da biliyoruz Avrupa içerisinde pozisyonlar her zaman birbiriyle aynı çizgide konumlanmış değil. Bu da bir başka mesele. Tabii ki ben şahsen iyimser bir kişiyim ve pragmatik olarak Avrupa Birliği’nin böyle bir dönemde bu zorlukları aşabileceğini gösterdiğini düşünüyorum. Tabii ki muhtemelen bazı şeyleri de değiştirmek zorunda kaldı. İş modelleri de bunlardan bir tanesi. Avrupa Birliği’nin içerisinde en fazla etkilenen ülke bence Almanya. Çünkü sanayi açısından baktığınız zaman Almanya çok etkilendi. Sadece Almanya da değil Almanya’nın tedarik zinciri içerisinde bulunan birçok ülke var, onlar da etkilendi.”
“Türkiye jeopolitik ve jeoekonomik açıdan da önem kazandı”
EIB Türkiye Başkanı Umberto Del Panta, Türkiye’nin jeopololitik açıdan durumunu da değerlendirdi.
Türkiye için durumun biraz daha farklı olduğunu dile getiren Del Panta, şunları kaydetti:
“Türkiye pandemiden farklı bir şekilde çıktı diğer ülkelere kıyasla ve bu durumu yönetebildi. Bir şekilde başarılı oldu ve zaman içerisinde Türkiye jeopolitik açıdan ve aynı zamanda jeoekonomik açıdan da önem kazanarak çıktı bu dönemden. Tabii ki aslında bu savaş henüz daha bir yıl olmadı başlayalı. Ne kadar daha süreceğini bilmiyoruz ama Türkiye kendi kartlarını, kendisi oynuyor ve görünüşte durumdan fayda sağlıyor. Bazı fırsatları değerlendiriyor. Şu anda Türkiye bir rol oynamaya çalışıyor, son bir yıl içerisinde bunu gördük. Türkiye önemli bir bölgesel güç olarak barışı sağlamaya çalışıyor. Bu son bir yıl içerisinde tabii gördüğümüz kadarıyla Türkiye’nin komşularıyla olan ilişkileri mesela Bağdat söz konusu olduğunda çok iyi değil. Türkiye için de özel bir dönem. Çünkü önümüzdeki yıl yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Seçim sonuçlarını önceden kimse bilemez ama kesinlikle Türkiye için aslında Avrupa Birliği’nden farklı bir durum var, fırsatlar da var, risk de var. Dolayısıyla gelecekte ne olacağına odaklanmak biraz zor.”
“Türkiye ile çalışmalarımızı artırmamız gerekiyor”
Kazakistan Ulusal Ekonomi Bakan Yardımcısı Ilyas Usserov ise tüm dünya ekonomilerinin küresel ekonomideki çalkantılardan ve jeopolitik risklerden bir şekilde etkilendiğini ancak çok fazla ithalat yapan bir ülke olarak Kazakistan’ın bu durumdan biz daha fazla etkilendiğini dile getirdi.
Türkiye’nin Kazakistan’ın en büyük ekonomik iş birliği içinde olduğu beş ülke arasında yer aldığını dile getiren Usserov, “Çalışmalarımızı artırmamız gerekiyor. Yakın iş birliğiyle çalışmamız gerekiyor. Avrupa ülkeleri Rusya’yı iş ortağı olarak bıraktıkları için işlerini başka yerlere kaydırıyorlar. Bu bizim için bir büyük fırsat ve imkan da yaratıyor. Tabii bu konular üzerinde çalışmak için de fırsatlarımız var. Devletimiz bu ortamda bu iş birlikleri için, yatırım için bir ortam oluşturmaya gayret ediyor.” dedi.
Usserov, Türkiye-Kazakistan ilişkilerine ilişkin şunları kaydetti:
“Bizim ülkemiz için en önemli olan nokta Türkiye’de dahil olmak üzere doğru ilişkileri, doğru iş birliklerini kurmak diğer ülkelerle. Biz elimizden geldiği kadar iki ülke arasında en yüksek seviyede iş birliğini kurmak için çok şey yapmaya çalışıyoruz. Çok kısa bir zaman önce Türkiye ve Kazakistan Cumhurbaşkanlarının bir araya geldiği bir toplantı yapıldı. Ve ben de yabancı yatırımcılar için şunun teminatını vermek istiyorum. Biz bütün şartlarla, dışarıdan gelecek yatırımlara, iş birliklerine açığız. Hepinizi davet etmek istiyoruz.”
“Türkiye hala yakın takibimizde”
Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK) Başkanı Pınar Ersoy ise Rusya-Ukrayna arasındaki savaştan Avrupalı bankaların etkilendiğini ve ilk etkilenen sektörün bankacılık olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği içerisinde, Almanya’nın doğal gaz anlamında Rusya’ya en fazla bağımlı ülke olduğunu belirten Ersoy, bu durumunda enflasyonu tetiklediğini ve ekonomiyi olumsuz etkilediğini söyledi.
Türkiye’nin her zaman diğer gelişmekte olan ülkelerden biraz daha farklılık oluşturduğuna dikkati çeken Ersoy, “Geçmişte Türkiye ile uzun yıllardır iş yapan, Türkiye tecrübesi olan herkes, hem bankacılar hem de diğer sektör temsilcileri Türkiye’de kalıyor ve Türkiye’de yatırım yapmaya devam ediyor. Yeni gelecek olanlar biraz tereddüt yaşıyorlar. Alman-Türk Sanayi ve Ticaret Odası olarak Türkiye hala yakın takibimizde.” ifadelerini kullandı.