Avustralyalı düşünce kuruluşu Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPI), ABD, İngiltere ve Avustralya’nın dahil olduğu, nükleer denizaltı teknolojisi alanında işbirliğini öngören AUKUS anlaşmasının, ülkenin savunma sanayisinin büyük güçlere karşı rekabet edemeyeceği tehlikesini doğurabileceği uyarısında bulunurken, nükleer enerjili denizaltıların halihazırda nükleer silahı bulunmayan bir devlete aktarılacak olması, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’ndaki (NPT) ‘boşluk’ olarak değerlendiriliyor.
ASPI tarafından yayınlanan ‘AUKUS 2. ayağı için yol haritası’ adlı raporda, ABD, İngiltere ve Avustralya arasında imzalanan nükleer denizaltı teknolojisi alanında işbirliğinin 2’nci aşaması olan teknoloji transferi ve işbirliği için Canberra hükümetine tavsiyelerde bulunuldu.
Raporda, AUKUS’un Avustralya için fırsat oluşturmasının yanında ‘rekabete dayalı bir tehlike’yi beraberinde getirdiği vurgulanırken, teknoloji transferi alanındaki işbirliği anlaşmasının üç ülkedeki kamu ve özel sektöre ait savunma sanayi şirketleri arasında rekabet ortamı oluşturacağı belirtilen incelemede, “Avustralya savunma sanayii endüstrisi, dünyanın en büyük oyuncularının ağırlığı altında ezilebilir” değerlendirmesinde bulunuldu.
Raporda, ABD Savunma Bakanlığının bütçesinin Avustralya’nınkine oranla 25 kat daha fazla olduğuna dikkati çekilerek, “Söz konusu rekabetin bizi hangi yöne götüreceği, Avustralya hükümetinin savunma sanayisi ile aktif bir ortak olarak mücadeleye girme ve endüstriyi geride tutan sorunları hızla ele alma yeteneğine bağlıdır” ifadeleri kullanıldı.
AUKUS’a taraf ülkeler arasında savunma sanayii alanındaki farkın Avustralya’daki sektörü yok etmesini önlemek için hükümetin daha fazla yatırım yapması gerektiği aktarılan raporda, “Hem kamu, hem de özel kaynaklardan, (savunma sanayisinin) sermayeye erişimi desteklenmeli” tavsiyesinde bulunuldu.
Avustralya içinde AUKUS’a tepki sürüyor
Avustralya’nın kendi içinde de AUKUS’a karşı tartışmalar sürüyor. Ülkenin eski başbakanlarından Paul Keating, AUKUS’u, “Birinci Dünya Savaşı’ndaki zorunlu askerlik kararından bu yana verilen en kötü uluslararası karar” olarak nitelendirirken, öte yandan Başbakan Anthony Albanese, Çin’in bölgedeki askeri gücünü ciddi şekilde artırdığını ve bu yüzden de anlaşmanın gerekli olduğunu savunuyor.
ABD ve İngiltere’nin teknoloji transferiyle Avustralya’nın nükleer enerjiyle çalışan denizaltı filosu oluşturmasını hedefleyen AUKUS anlaşması, Eylül 2021’de imzalanmıştı.
İttifak üyelerini ‘Çin’in bölgede artan denizcilik faaliyetlerine’ karşı bu alanda bir araya getiren anlaşmanın ikinci ayağında, ileri teknoloji ve sanayi alanlarında işbirliği hedefleniyor.
Söz konusu anlaşmanın teknoloji transferi alanındaki işbirliği aşamasına, Yeni Zelanda ve Güney Kore gibi ülkeler de katılmak istediğini belirtmişti.
ABD ayrıca 2030’ların başlarında Kongre’nin onay vermesi halinde Avustralya’ya 3 ‘Virginia’ sınıfı denizaltı satmayı planlıyor.
Fransa sırtından mı bıçaklandı?
Hint-Pasifik bölgesindeki deniz yollarının deniz ticaretinin önemli bir kısmını oluşturması ve Avustralya’nın nükleer enerjisi olmadan nükleer güce ulaşacak olmasına yalnızca Çin değil, Fransa da tepki gösteriyor.
Avustralya merkezli düşünce kuruluşu Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPI) tarafından yayımlanan ‘Fransa’nın Hint-Pasifik Stratejisi’ raporuna göre, bölgede denizaşırı toprakları bulunan Fransa, 2010’dan bu yana Hint-Pasifik bölgesine angaje olurken, 2018’den itibaren de özellikle denizcilik alanında ikili veya çok taraflı işbirliğine dayalı Fransız Hint-Pasifik stratejisini geliştiriyor.
Öte yandan, AUKUS anlaşmasının imzalanması, 2016’da Fransız Naval Group ile imzaladığı 12 geleneksel dizel elektrikli denizaltının yapımını öngören yaklaşık 50 milyar değerindeki sözleşmenin iptal edilmesine neden oldu. AUKUS nedeniyle Avustralya ile Fransa arasındaki bu sözleşmenin feshedilmesi Paris-Canberra ilişkilerinin gerilmesine yol açarken, Fransa, Canberra ve Washington büyükelçilerini geri çekti.
Dönemin Avustralya Başbakanı Scott Morrison, anlaşmanın iptali hakkında Avustralya’nın, Fransa’yı önceden bilgilendirdiğini belirtti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Morrison’un yalan söylediğini iddia etti.
Fransa’nın bu dönemdeki Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian, Avustralya’nın AUKUS’u imzalamasının ardından “sırtımızdan bıçaklandık” ifadesini kullanırken, ABD için ise bu kararın ‘öngörülemez bir adım olduğunu ve (Donald) Trump dönemini hatırlattığını’ söyledi.