Resmi adı “Islam-Landkarte” olan uygulamanın ülkedeki Müslümanları potansiyel suçlu olarak gösterdiği değerlendirmesinde bulunan akademisyen, gazeteci, kanaat önderleri, paylaşılan verilerle belirli bir grubun güvenliğinin risk altına girdiğine işaret ediyor.
- Avusturya’da Müslümanlara ait kuruluşlara yönelik ‘fişlemeyi andıran çalışma’ tepki çekti
- Avrupa Konseyi, Müslümanlara yönelik ‘fişlemeyi andıran çalışma’ nedeniyle Avusturya’yı uyardı
Avusturya’daki Müslüman toplumu, uygulamanın derhal sonlandırılmasını isterken son olarak Avrupa Konseyi de Avusturya’yı sert bir şekilde eleştirerek, dijital haritanın bu şekliyle kullanımdan kaldırılması gerektiği uyarısında bulunmuştu.
AA muhabirinin konuya ilişkin sorularını yazılı olarak yanıtlayan Viyana Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Uluslararası Barış Enstitüsü (IIP) Danışma Kurulu Başkanı Prof.Dr. Heinz Gartner, “Islam-Landkarte toplumda belirli bir guruba yönelik ayrımcılıktır.” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Gartner, söz konusu uygulamanın Müslümanların suça meyilli olarak değerlendirilmesine yol açtığını, iktidarın ortaya koyduğu “dini terörizmle” mücadele argümanın da bu algıyı desteklediğini ifade etti.
ABD’de cinsel suç işleyen kişilerin bulunduğu adreslerin internet ortamında paylaşıldığını anımsatan Gartner, bu tür kamusal paylaşımların “kendi adaletini kendin sağla anlayışına zemin hazırlayacağını” söyledi.
“Teşhir, zulüm ve aşağılamaya yol açar”
Gartner, “Belirli grupların bu şekilde alenen işaretlenmesi her zaman aşağılamanın hatta zulmün başlangıcı ve temelini oluşturmuştur. Yahudi kurumlarının böyle bir muamele görmesini istemem.” görüşünü paylaştı.
Bu uygulama sonrasında Müslümanlara ait kurumlara yönelik saldırıların her an yaşanabileceğine dikkati çeken Gartner, iktidarın dindar Müslümanların hedefte olmadığı yönündeki açıklamalarının Müslüman karşıtı eylemleri engellemeyeceğini dile getirdi.
“Harita kaldırılmalı”
Avusturya Evanjelik Cemaati Baş Piskoposu Michael Chalupka da yaptığı yazılı açıklamada, söz konusu uygulamanın hayata geçirilmeden önce Avusturya devleti tarafından resmen tanınan bir dinin mensuplarıyla görüşülmemesine tepki gösterdi.
Piskopos Chalupka, birçok bireyin kişisel bilgilerinin paylaşıldığı haritanın insanları hayatlarını tehlikeye atabileceğine işaret ederek, “Bu harita hızlı bir şekilde internetten kaldırılmalıdır.” ifadesini kullandı.
Evanjelik cemaatine ait herhangi bir kurumun bu şekilde teşhir edilmesine şiddetle karşı çıktıklarını belirten Chalupka, dinle alakalı konuların eğitim bakanlığında daha iyi ele alındığına değinerek, “Uyum Bakanlığı din özgürlüğü hususunda doğru yaklaşımı henüz bulamamış gibi bir izlenim bırakıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Evanjelik Cemaati Viyana Baş Rahibi Thomas Hennefeld de Müslümanlara yönelik nefret ve İslam karşıtı yaklaşımların etkili olduğu bir süreçte böyle bir uygulamanın hayata geçirilmesini son derece sorumsuz ve ihmalkar bir tutum olarak gördüğünü ifade etti.
Hennefeld, İslam haritası adı verilen fişlemeyi andıran çalışmanın sözde şeffaflık adına yapıldığına değinerek, “Söz konusu uygulamayı hayata geçiren kişilerin övgüyle bahsettikleri şeffaflık, İslam düşmanlarının Müslüman kurumlara saldırı düzenlemesine davetiye anlamına geliyor.” görüşünü paylaştı
Uyum Bakanı Susanne Raab’ye uygulamanın en hızlı şekilde kaldırılması çağrısında bulunan Hennefeld, bu tür bilgilerin yetkili birimlerin elinde olması, kamuya açık bir şekilde paylaşılmaması gerektiğinin altını çizdi.
Fişleme yapılıyor iddiası
İktidardaki merkez sağ Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve Yeşiller Partisi koalisyon hükümetinin öncülüğünde kurulan Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi, Müslümanlara ait cami, eğitim merkezi gibi çeşitli kuruluşların, hangi çatı derneğine bağlı olduğu, dünya görüşleri, yöneticileri, adresleri gibi detaylı bilgilerin yer aldığı “İslam- Landkarte” adı verilen bir dijital haritayı kamuoyuyla paylaşmıştı.
Viyana Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ednan Aslan’ın kurduğu ekibe yaptırılan çalışmaya tepki gösteren çeşitli kesimler, dijital haritanın Müslümanları potansiyel suçlu gösterdiğini, bir tür fişlemeyi andırdığını ve yolsuzluk soruşturmalarından bunalan hükümetin bir kez daha çıkış yolu olarak Müslümanlar üzerinden toplumu manipüle etmeye çalıştığını kaydetmişti.