Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 4’üncü Sanayi Devrimi ve onun yapay zeka gibi bileşenlerini bir sıçrama tahtası olarak gördüklerini belirterek, “Köklü bir planla gençlerimizi yapay zekanın ihtiyaç duyduğu ve ortaya çıkaracağı yeni sektörlere yönlendirmeyi istiyoruz.” dedi.
Bakan Varank, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından düzenlenen Global Teknoloji Yönetişimi Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen “Ulusal Yapay Zeka Stratejisinin Oluşturulması Oturumu”nda, Türkiye’nin yapay zeka perspektifini anlattı.
Yapay zekanın son 10 yılda 4’üncü Sanayi Devrimi’ni yönlendirdiğine işaret eden Varank, bunun hizmetlerin işletmeler tarafından üretilişini, hükümetler tarafından sunuluşunu ve bireyler tarafından tüketimini yapısal olarak değiştirdiğini söyledi.
Varank, teknolojideki köklü değişikliklerin, insanları endişelendirdiğini ifade ederek, “Ancak ilk sanayi devriminden bu yana kazandığımız tecrübe, 4’üncü Sanayi Devrimi’nde bize yol gösterebilecek bazı önemli bilgileri ortaya çıkardı. Artık kimsenin teknolojiye karşı duramayacağı aşikar. Hayatta kalmak isteyen milletler veya kuruluşlar yeni teknolojilere uyum sağlamak zorunda.” diye konuştu.
İşsizliğin artacağı korkusuna rağmen emek tasarrufu sağlayan teknolojilerin işçi refahını artırdığına dikkati çeken Varank, yeni teknolojilerin gelişmesiyle yeni mesleklerin ortaya çıktığını ve daha az çalışarak daha çok kazanmanın mümkün hale geldiğini dile getirdi.
Varank, her yeni sanayi devriminin yeni fırsatlar oluşturduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“Mevcut teknolojilerde geride kalan ülkeler, yeni teknolojilere yatırım yaparak seviye atlayabilir. Türkiye olarak, 4’üncü Sanayi Devrimi’ni ve onun yapay zeka gibi bileşenlerini bir sıçrama tahtası olarak görüyoruz. Bu bakış açısıyla öncelikle kamu sektöründe gerekli kurumsal kapasiteyi oluşturduk. Yapay zeka dahil kritik teknolojilerde işletmelerin ve insan kaynaklarının gelişimini desteklemek için Bakanlığımız bünyesinde yeni bir Genel Müdürlük kurduk. Yapay zekayla ilgili girişimleri etkin bir şekilde koordine etmek için TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zeka Enstitüsünü, güvenli ve kaliteli veri paylaşımını sağlamak için Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi bünyesinde Büyük Veri ve Yapay Zeka Uygulamaları Dairesi Başkanlığını kurduk.”
“Uluslararası çalışmaları inceledik”
Küresel eğilimleri, diğer ülkelerin yapay zeka stratejilerini ve uluslararası kuruluşların çalışmalarını incelediklerini ifade eden Varank, WEF’in bu alanda yaptıklarıyla Singapur ve Hindistan’ın deneyimlerinden istifade ettiklerini anlattı.
Varank, Türkiye’deki tüm ilgili tarafların görüş ve katkılarını da aldıklarını vurgulayarak, “Böylece, sahip olduğumuz zorlukları ve avantajları teşhis edebildik. Bu kapsamlı anketlere dayanarak, Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi, ‘Beşeri Sermayeyi Geliştirmek ve İstihdamını Artırmak’, ‘Araştırma, Girişimcilik ve İnovasyonun Desteklenmesi’, ‘Kaliteli Verilere ve Teknik Altyapıya Erişimin İyileştirilmesi’, ‘Yapay Zekaya Sosyal ve Ekonomik Uyumu Hızlandıracak Düzenlemeler Yapmak’, ‘Uluslararası İş Birliğinin Güçlendirilmesi’, ‘Kamu ve Özel Sektörde Yapısal ve İş Gücü Dönüşümünü Hızlandırmak’ başlıklarında 6 öncelikli alan etrafında tasarladık.” ifadelerini kullandı.
Stratejik önceliklerin her biri için somut hedefler belirlediklerini kaydeden Varank, şöyle konuştu:
“Bu hedeflerden birkaçına 2025’e kadar ulaşmayı amaçlıyoruz. Ulusal Yapay Zeka Stratejimiz ile yapay zeka sektörünün gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) içindeki payının en az yüzde 5 olması, sektörde istihdamın 50 bine ulaşması, bu alandaki yüksek lisans mezunlarının sayısının 10 kat artması, yapay zeka Ar-Ge harcamalarının toplam Ar-Ge harcamalarına oranının en az yüzde 15’e ulaşması, bu alandaki çözümlerin ticarileştirilmesinin kamu alımları yoluyla desteklenmesi ve açık veri portalında en az 150 açık veri seti yayınlanması bu hedeflerimizden birkaçı.”
“Strateji Belgemizde insan sermayesini geliştirmek önceliğimiz”
Varank, stratejiyi hazırlarken karşılaşılan zorluklara değinerek, bunlardan birinin Strateji Belgesi’nde ortak bir dil kullanma ihtiyacı olduğunu söyledi.
Birçok kurum ve kuruluşun yapay zekayı 4’üncü Sanayi Devrimi’nin ötesinde konumlandırdığına dikkati çeken Varank, şunları kaydetti:
“Yapay zeka uygulamalarının dijital dönüşümün arzu edilen son ürünleri olduğunu ve ondan ayrılamayacağını açıkça ortaya koyduk. İmalat sektörünün büyük veri açısından perakende ve finans gibi diğer sektörlerin gerisinde kalması nedeniyle yol haritasında imalat sanayisinde büyük verinin oluşturulması için teknoloji ve altyapı sağlanmasına öncelik verdik. Nüfusun büyüklüğü ve demografik bileşimi, bir başka önemli zorlayıcı faktördü. Burada Türkiye’nin bir avantajı var. Nüfusumuz genç ve dinamik. Ülke nüfusunun ortanca yaşı 32 civarında, genç neslimiz iyi eğitimli. Köklü bir planla gençlerimizi yapay zekanın ihtiyaç duyduğu ve ortaya çıkaracağı yeni sektörlere yönlendirmeyi istiyoruz. Strateji Belgemizde insan sermayesini geliştirmeyi birinci önceliğimiz haline getirmemizin nedeni buydu.”
Varank, kaliteli verilere erişimin de karşılaşılan güçlükler arasında olduğunu ifade ederek, özellikle kamu kurumlarında Dijital Dönüşüm Ofisinin koordinasyonu sayesinde bu konuyu başarıyla ele aldıklarını belirtti.
Uluslararası iş birliği ve tecrübe paylaşımına büyük önem verdiklerini vurgulayan Varank, “Geçen yıl, WEF’in 4’üncü Sanayi Devrimi Merkezleri Ağına katıldık. Merkezin küresel deneyim ve sağduyu ile çözüm üretme yaklaşımı, sektörümüze ve teknoloji ekosistemimize önemli katkılar sağlıyor. Dünyaya örnek olacak iyi uygulamalar yaratmak için birlikte çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.