Bir dönem Çek toplumunun bir kısmıyla sınırlı kalan “Özgür Filistin” çağrısı, aktif sosyal medya kampanyaları ve protesto yürüyüşleri sayesinde artık başkent Prag sokaklarında popüler slogan haline gelirken ülkedeki yerleşik tutuma meydan okuyan aktivistlere yönelik düşmanlık da artıyor.
Filistin konusu, Çek siyaseti ve medyasının çok da gündeme almak istemediği bir mesele olmaya devam ediyor.
Çekya’da evinin camlarına İsrail’in Gazze’ye saldırılarına tepki olarak “Ateşkes şimdi”, “Özgür Filistin” ve “Siyasi değil insani” yazılı afişler asan ABD vatandaşı öğretmen Kara Kloss, ev sahibinin tepkisiyle karşılaştı.
Kloss, AA muhabirine, Gazze’de ateşkes çağrısı yapmasının ardından ev sahibiyle sorunlar yaşadığını belirterek, “Ev sahibi, beni mahalleyi tehlikeye atmakla suçladı ve yazıyı indirmemi istedi.” dedi.
“Özgür Filistin” yazısının Prag’da hoş karşılanmayabileceğini anladığını ancak ateşkes istemenin barışçıl olduğunu söylediğini aktaran Kloss, ev sahibine afişlerle sorunu bulunan komşularıyla konuşmayı teklif ettiğini ancak önerisinin reddedildiğini dile getirdi.
Olayın ardından ev sahibinden “Posterleri indir ya da apartmanı terk et!” mesajı alan Kloss, ihtilafın giderilmesi ve sanatsal görünüm kazandırmak için afişlerin etrafını bazı anahtar kelimeler ve çiçeklerle süslediğini söyledi.
Kloss, “Mahalledeki yalnız baş belası olarak görülmek elbette rahatsız edici. Kimse böyle bir ilgi görmek istemez. Bizde derler ki ‘Eğer sıcağa dayanamıyorsan mutfaktan çık.’ Ben, daha fazla sıcağa katlanmaya hazırım, hem de zevkle.” ifadelerini kullandı.
“Umarım birileri size tecavüz eder”
Kloss ile Prag’daki mahalle sakinleri arasında yaşanan sürtüşme, Çekya’da daha büyük bir çatışmanın uzantısı gibi görünürken Filistin yanlısı aktivistlere karşı düşmanlık, zaman zaman çok daha kötü şekillerde tezahür edebiliyor.
Geçen ay Prag’da Çek-İsrail forumunun düzenlendiği binanın önünde bir kişi, cinsel şiddet tehdidinde bulunduğu bir grup kadın göstericiye “Umarım birileri size tecavüz eder, tıpkı İsrail’e tecavüz ettikleri gibi.” dedi.
Bu tehdit, Çekya dışından kınanırken ülke polisi, medyası, sivil toplumu ve siyasetçilerince görmezden gelindi.
“İnsanlar, bir şey söylemekten korkuyor”
Aktivistlerden Jana Ridvanova da Filistin yanlısı hareketlere yönelik düşmanlığın Çekya’nın Sovyet etkisindeki geçmişinin tüm politikalarını tersine çevirme çabasından kaynaklandığını düşünüyor.
Ridvanova, “Irak’ın işgali, İsrail’in Filistin’deki işgali, apartheid ve soykırım” dahil her konuda Batı’yı takip ettiklerine dikkati çekerek, “İslamofobi de burada bir rol oynuyor ancak asıl etken medyaya, siyasete ve hatta akademiye hakim olan Batı çıkar merkezli bakış açısıdır.” dedi.
Prag’daki Charles Üniversitesine bağlı Herzl İsrail Çalışmaları Merkezinin yaptığı ankete göre, hükümetin İsrail yanlısı duruşuna rağmen Çek toplumu bu konuda hala kararsız görünüyor.
Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısı ve İsrail’in Gazze’deki savaşıyla ilgili soruya yanıt verenlerin yüzde 32’si İsrail’i, yüzde 7’si Filistinlileri desteklediğini belirtirken yüzde 36’sı ise her iki tarafta da yer almadığını ifade etti.
Ankette Çekya hükümetinin İsrail yanlısı tutumuna katılanların oranı yüzde 30, katılmayanların oranı yüzde 20 oldu, katılımcıların yarısı ise bu tutumdan haberdar olmadıklarını belirtti.
Ridvanova, ülkede medya ve politikacılar tarafından kendilerine servis edilenleri sorgulayan bir kesimin bulunduğunu ancak belirleyici faktörün ideolojik ve pragmatik bakımdan İsrail yanlısı hükümet ve politikacılar olduğunu ileri sürdü.
Aktivist Ridvanova, halkın sadece İsrail’in anlatılarına göre hareket ettiğini ve Filistinlilerin yıllardır maruz kaldıkları duruma dair fikirlerinin bulunmadığına dikkati çekerek, “İnsanlar, bir şey söylemekten korkuyor çünkü bu, onların işlerine ve pozisyonlarına mal olabilir.” şeklinde konuştu.
Prag’da öğrenci olan ve Filistin yanlısı gösterilere aktif katılan Jakub Kovar da aktivizmi nedeniyle tepkiyle karşılaşıyor.
Kovar, görüşleri sebebiyle baskı görmesine ilişkin, “Birçok arkadaşım bana kamu sektöründeki işimi kaybetmekten korkup korkmadığımı sordu. Gerçek şu ki işimi korumakla ahlaklı olmak arasında sürekli bir mücadele veriyorum. Fikirlerim yüzünden bazı arkadaşlarımı da kaybettim.” ifadelerini kullandı.