Asıl uzmanlık alanı dış ticaret olan 42 yaşındaki ressam Deniz Say, Beykoz’da eşi ve 2 çocuğuyla yaşadığı evinde 10 yıl önce bir resim atölyesi kurdu. Çevre bilincine ve sürdürülebilirliğe dikkat çekmek isteyen Say, eserlerinde, bazılarını 12 yaşından bu yana sakladığı giysileri, evinden çıkan atıkları, eski ayakkabıları, karton, kum, dergi, tül ve çeşitli plastik atıkları kullanıyor.
Yaptığı soyut tablolarla bugüne kadar 6 kişisel sergi açan Say, çok sayıda karma sergiye de katıldı.
Atölyesinde AA muhabirine çalışmalarını anlatan Say, resme figüratif olarak başladığını daha sonra soyut çalışmalara yöneldiğini söyledi.
Say, “Soyut sanat tabii ki çok geniş bir alan. Çocukluğumdan bu yana biriktirdiğim atık malzemelerim vardı atölyemde. Geleneksel sanat malzemelerini kullanmak yerine ‘Neden bu atıklardan bir şekilde sanat eseri üretmeyeyim’ diye düşündüm. Benim aslında atık olarak malzemelerim zaten hazırdı. Sadece onları sanat eserlerinin içine yerleştirdim. 12 yaşımdan beri sakladıklarım vardı. Hatta annemin ‘Denizciğim artık bunları çöpe at, evimiz çöp oldu’ sözlerini hatırlıyorum. Ama onlar bana göre çöp değildi, bir şekilde onlarda bir şey gördüğüm için sakladım.” diye konuştu.
“Kiminin çöpü, kiminin hazinesi”
Tablolarında hediye paketlerinin ambalajlarını, kartonlarını, çiçeklerin tüllerini, sahaflardan topladığı eski gazeteleri, dergileri, şişelerin dışına geçirilen fileleri, eski kıyafet ve ayakkabıları kullandığını aktaran Say, şöyle devam etti:
“Atık diye gördüğünüz her şey benim malzemem haline gelebiliyor. ‘Kiminin çöpü kiminin hazinesi’ diyorum. Boğaziçi Üniversitesinde uluslararası ticaret okudum. Profesyonel iş hayatı deneyimlerim oldu. Sonrasında sanat tarihi okumaya başladım. Çocukluğumdan bu yana resim yapardım ama bunun eğitimini almamıştım. Daha sonra çeşitli hocalardan bunun eğitimini aldım, tabii figüratif resim eğitimiydi. Benim yaptığım tarz, eğitimini alabileceğiniz bir şey değil, kimse size ‘Gel bu kağıt, buraya yapıştır, işte bu ayakkabı eskimiş, bunun bağcıklarını çıkart, yırt, onu da resmin içine ekle’ gibi bir eğitim veremeyeceği için o benim soyut sanata kendi yorumum oldu.”
“Kendi atığıma sahip çıkarak bunu yapıyorum”
Tablolarının sayısının 500’e yaklaştığını, kişisel sergiler dışında karma sergilere de katıldığını bildiren Say, kullandığı malzemelerin insanların ilgisini çektiğini dile getirerek “Hangi malzeme olduğunu söylediğimde yüzlerindeki tebessümü görüyorum. Bu, bir şekilde algı bozmaktır. Ayakkabı, deri ceket… Onların işlevi bellidir. Onları sanat eserinin içinde gördüğünde hem bir şaşırma hem bir tebessüm oluyor.” dedi.
Sürdürülebilirliğin günümüzde çok önemli bir kavram haline geldiğini kaydeden Say, “Çevresel sorunlara bir şekilde dikkat çekmek için resimlerimde atık malzemeleri kullanıyorum. Çünkü sanatçıların insanları bilinçlendirmek, farkındalık yaratmak gibi bir görevi olduğunu düşünüyorum. Aslında insanlara ne diyorum burada; ‘Bunu aslında atmalı mıydınız?’ Ya da ‘Siz bunu farklı bir şekilde kullanabilir miydiniz?’ Ben sonuçta ressamım, bunları resimlerimde kullanıyorum. Siz acaba farklı bir yerde kullanabilir miydiniz?’ Bu şekilde dünyamız bir şekilde çöp yığını olmaktan kurtulabilsin.” değerlendirmesini yaptı.
Çevreye kendi çapında küçük bir katkı sağlamaya çalıştığını aktaran Say, sözlerini, “Bütün bireylere düşen bir görev var. Ben kendi çapımda kendi atığıma sahip çıkarak bunu yapıyorum. İnsanlara da ‘Kendi atıklarınıza sahip çıkıp belki resim için değil ama farklı yerlerde kullanabilirsiniz.’ mesajı vermeye çalışıyorum.” diye tamamladı.