Kalın, CNN International televizyonunda katıldığı bir programda, Ukrayna-Rusya savaşına ilişkin son gelişmeleri değerlendirdi.
Rusya’nın Ukrayna’da sivil yapıları hedef alarak gerilimi tırmandırabileceği yönündeki haberlere ilişkin Kalın, “Çatışmanın herhangi bir kısmında herhangi bir gerilimden çok endişe duyuyoruz.” ifadesini kullandı.
Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmelerinin yanı sıra kişisel olarak da görüştüğünü aktararak şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanımız tabii ki Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile ilk etapta mevcut husumetlere son vermek ayrıca doğrudan kapsamlı bir barış müzakeresi çerçevesi değilse de belki bir ateşkesi getirecek ciddi müzakerelere öncülük edecek bir yol bulmak için yakın temas halinde. Bunun üzerinde çalışıyoruz. Ama tabii ki Herson, Kırım ve Zaporijya’da veya Rusya’nın işgali altındaki Ukrayna’nın herhangi bir bölgesinde meydana gelebilecek herhangi bir şiddetin tırmanmasından aşırı derede endişe duyuyoruz.”
“Zaporijya saatli bombaya dönüşebilir”
Türkiye’nin mevcut arabuluculuğu kolaylaştırıcı pozisyonunu Zaporijya Nükleer Santrali’ne de kullanıp kullanamayacağına ilişkin Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Zaporijya Nükleer Santrali’nin kritik durumda olduğu konusunu Zelenskiy ile basın toplantısında gündeme taşıdığını ve Türkiye’nin aynı mesajı farklı kanal ve seviyelerde Rusya’ya da ilettiğini bildirdi.
Kalın, Türkiye’nin santralin başka bir Çernobil kazasıyla sonuçlanmasını istemediğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Rusya ve Ukrayna’dan UAEA’dan bir heyetin çok yakında, gelecek hafta veya 10 gün içinde bu alanı ziyaret edeceğini öğrenmekten memnuniyet duyduk. Mevcut durumdan Devlet Başkanı Zelenskiy’in tabii çok endişeli olduğuna yönelik bir haber aldığımıza inanıyorum. Çünkü nükleer santral, Rus güçlerince kuşatılmış durumda. Ama Ukraynalı yetkililer, teknik ekipler, olağan güvenlik ekipleri de nükleer santralin içinde.
Yani santrali çevreleyen alanların Ukrayna tarafından mayınlandığını söylemek istiyorum. Bu yüzden durum şu an çok kritik ve Allah esirgesin saatli bir bombaya dönüşebilir. Eğer bir şeyler olursa herhangi bir kaza, hemen olmasını beklemiyoruz ama bilirsiniz büyük bir felaketin içinde olabiliriz. Bu yüzden bunun olmasını engellemeye çalışıyoruz ve Ruslarla kuşatma alanlarından güçlerini geri çekmesi ve UAEA’nın heyetinin girebilmesi, Zaporijya’nın etrafında bir çatışmasızlık bölgesi, askeri olmayan bir bölge oluşturulması için görüşüyoruz.”
“Tahıl anlaşması müzakerelerin yeniden başlaması için bir platforma dönüşebilir”
Türkiye’nin tahıl anlaşmasını, Ruslar ve Ukraynalılar arasında güveni inşa edecek, onları müzakere masasına tekrar getirecek bir şeye dönüştürüp dönüştüremeyeceği konusuna ilişkin Kalın, “Bunun mümkün olduğuna inanıyoruz. İstanbul’da martta Rus ve Ukraynalı heyetler bir araya geldiğinde bu şansımız oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Kalın, Rus ve Ukraynalı heyetlerin söz konusu görüşmesinde tüm detaylarda olmasa da çok sayıda prensip üzerinde anlaştıklarını anımsatarak şunları kaydetti:
“Lakin daha ileri gitme konusunda maalesef (Ukrayna) Bucha’da olanlar ve bazı şeyler, saldırılar vesaire daha fazla ilerlemeyi engelledi. Ancak hala Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla Rusya ve Ukrayna arasında güveni inşa edilebileceğimize, tahıl anlaşmasının müzakerelerin tekrar başlaması için bir platform veya yol olarak işe yarayabileceğine inanıyoruz. Ancak tabii ki bu sadece Ruslar ve Ukraynalıların iradesini değil uluslararası toplumun da bu doğrultuda desteğini gerektiriyor.”
“Uluslararası toplumu, girişimi desteklemeye çağırıyoruz”
Bunun için Rusya’nın Ukrayna şehirlerine yönelik tüm saldırılarını durdurması ve her iki tarafın da istekli olması gerektiğine işaret eden Kalın, “Bu konuda çok çalışıyoruz. Şu anda tüm detayları açıklayamam ama bu konuda iki tarafı yakınlaştırmak için farklı kanallarda çok çalışıyoruz.” dedi.
Kalın, UAEA ekibinin inceleme için Ukrayna’nın Zaporijya Nükleer Santrali’ne gidebilmesi konusunda Ukrayna ve Rusya taraflarının aynı fikirde olup olmadığına ve bunun bir haftada gerçekleşmeyeceğine yönelik soru üzerine kendilerine söylenenin bu olduğu yanıtını verdi.
Ekibin oraya gitmesini, özgür ve güvenli bir ortamda raporlamasını yapmasını umduklarını belirten Kalın, şunları söyledi:
“Umarım bu, nükleer santralin içindeki ve çevresindeki çok gergin duruma bir tür mola, durma veya bir tür duraklama sağlayacaktır. Tabii ki hiç kimse herhangi bir nükleer felaket yaşamak istemez. Rusların da böyle bir şey isteyeceğini sanmıyorum ama tabii ki nükleer santrali kuşattılar. Bu çok kritik ve tehlikeli. Bu yüzden elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Uluslararası toplumu da Zaporijya Nükleer Santrali ve çevresinde güvenliği sağlamak için bu girişimi desteklemeye çağırıyoruz. Ancak orada yapılacak çok iş var.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Rusya tarafından yasa dışı ilhak edilen Kırım’ın Ukrayna’ya iadesi çağrısına ilişkin soru üzerine Kalın, 2014’ten bu yana Türkiye’nin bu konudaki pozisyonunun aynı kaldığını belirtti.
Kalın, Kırım’ın ilhakını asla tanımadıklarına, bunun yasal olmadığına, Kırım’ın yasal ve tarihsel olarak Ukrayna’nın bir parçası olduğuna dikkati çekti.
Şu anda hukuken Kırım’ın Ukrayna’nın bir parçası olduğunu, Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklediğini vurgulayan Kalın, bu savaşa yönelik herhangi bir çözüme, Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğü temelinde ulaşılması gerektiğinin altını çizdi.
“Kırım’la ilgili büyük resimden soyutlanacak herhangi bir çözüm pratik olmayacak”
Kalın, mevcut fiili durumda Kırım’ın Rus kontrolünde olduğuna dikkati çekerek “Elbette Ukrayna tarafı, Kırım’ı geri almak için farklı yollar arama hakkına sahip ancak savaşın gerçekleri göz önüne alındığında, bu noktada zor bir çağrı gibi görünüyor. Bence Kırım’la ilgili büyük resimden soyutlanacak herhangi bir çözüm gerçekten pratik olmayacak.” ifadesini kullandı.
Mevcut durumda savaşı ele almadan sadece Kırım’ı almaya odaklanmanın işe yaracağını düşünmediğini kaydeden Kalın, ihtiyaç duyulan şeyin Ukrayna topraklarındaki irili ufaklı saldırıları durdurmanın bir yolunu bulmak ve ardından Rusya’nın Ukrayna’dan nasıl çekileceğini konuşmak olduğunu dile getirdi.
Kalın, Kırım’ın bunlardan sonra konuşulabileceğine, bunun daha pratik ve uygulanabilir bir yol olduğuna işaret etti.